Erkek modasının rotası belirgin biçimde değişmiş durumda. Bu değişimin merkezinde ise yalnızca tüketici değil, trendlerin mimarı hâline gelen Gen-Z kuşağı erkekleri yer alıyor. Moda, sadece ne giyildiğiyle değil, neden ve nasıl giyildiğiyle de tanımlanıyor artık.
Gen-Z erkekleri, geleneksel ‘maskülen’ tanımların dışına çıkmaktan çekinmiyor. Bu yıl sokaklarda cinsiyet kalıplarını aşan siluetler, akışkan kumaşlar, cesur renk geçişleri ve feminen dokunuşlar sıkça karşımıza çıkıyor. Oversize ceketlerle kombinlenen pileli etekler, parlak renkli deri aksesuarlar ve inci kolyeler artık sadece kadın koleksiyonlarının değil, erkek vitrinlerinin de parçası. Bu kuşak için önemli olan ‘erkek gibi giyinmek’ değil; kendini ifade etmek, farklı olmak ve hikâye anlatmak. Bu yaklaşım, klasik takım elbise anlayışını bile dönüştürüyor. Artık takım elbiseler, sneaker’larla ve grafik tişörtlerle tamamlanıyor; kravat yerini zincir kolyelere bırakabiliyor. Gen-Z erkekleri için resmiyet, sıkıcılıkla değil, yaratıcılıkla özdeşleşiyor.
DENEYİM, DEĞER VE DİJİTALLEŞME
Bu yıl, Gen-Z erkeklerinin alışveriş alışkanlıkları da en az tarzları kadar farklı. Bu kuşak, yalnızca bir ürün satın almıyor; onunla birlikte bir değerler bütününü satın alıyor. Sürdürülebilirlik, etik üretim, şeffaf tedarik zinciri ve karbon ayak izi gibi kavramlar onlar için artık fiyat ve marka kadar belirleyici. Bir ceketin kumaşının geri dönüştürülmüş olup olmaması ya da bir ayakkabının üretim sürecinde adil ücret ödenip ödenmediği, satın alma kararında doğrudan etkili.
Ayrıca dijitalleşme, Gen-Z erkeklerinin alışveriş alışkanlıklarını kökten değiştirdi. Sanal mağazalar, artırılmış gerçeklik kabinleri ve NFT tabanlı sınırlı koleksiyonlar bu kuşak için artık yeni değil, sıradan. Fiziksel mağazalara gittiklerinde bile çoğu zaman ürünleri önce çevrimiçi araştırıyor, sosyal medyada yorumları inceliyor ve influencer’ların nasıl kombinlediğine bakıyorlar. Satın alma süreci, vitrinlerden çok ekranlardan başlıyor.
MODA ONLAR İÇİN BİR İFADE ARACI
Gen-Z erkekleri için moda, sadece dış görünüş değil, yaşam tarzlarının ayrılmaz bir uzantısı. Sosyal medya üretkenliği, freelance çalışma düzeni, gezgin ruhlu yaşam biçimi ve wellness odaklı gündemleri, giyim tarzlarını da şekillendiriyor. Geniş paçalı pantolonlarla kombinlenen nefes alan keten gömlekler, sürdürülebilir yoga ayakkabıları ya da laptop çantasına dönüşebilen şık sırt çantaları bu yaşam biçiminin somut yansımaları.
Moda onlar için bir ‘özel gün’ meselesi değil, her güne yayılmış bir ifade aracı. Dolayısıyla günlük kıyafetlerde bile kişisel imzalarını bırakmak onlar için önemli. Renk blokları, logolar, kişiselleştirilmiş yama ve baskılarla sıradan parçaları özgünleştiriyorlar. Bu sayede kitle üretimi yapılan kıyafetlere bile bireysellik katıyorlar.
MARKALAR DA KAYITSIZ KALMIYOR
Bu kadar köklü bir değişim karşısında moda markaları da kayıtsız kalamıyor. 2025’te öne çıkan markaların ortak özelliği, koleksiyonlarını yalnızca sezonluk trendler etrafında değil, Gen-Z zihniyeti etrafında inşa etmeleri. Birçok marka, tasarım süreçlerine Gen-Z danışmanları dâhil ediyor, sosyal medya üzerinden genç tüketicilerle ortak koleksiyonlar çıkarıyor. Sınırlı sayıda üretilen ‘drop’ koleksiyonlar, çevrimiçi ön sipariş sistemleri ve kişiselleştirilebilir ürün seçenekleri artık lüks ya da sokak modası fark etmeksizin her markanın stratejisinin bir parçası.
Ayrıca, markaların hikâye anlatımı anlayışı da değişti. Reklam kampanyalarında kusursuz modeller yerine gerçek gençlerin, influencer’ların veya kullanıcıların yer aldığı doğal içerikler tercih ediliyor. Moda artık üstten bakan bir otorite gibi değil, gençlerle birlikte yürüyen bir arkadaş gibi konuşuyor.
Erkek modası uzun yıllar boyunca belli kalıplar içinde dönüp durdu. Ancak 2025 itibarıyla Gen-Z erkekleri bu kalıpları yıkmakla kalmadı, yerine çok daha kapsayıcı, deneysel ve sürdürülebilir bir moda anlayışı koydu. Bu anlayış, yalnızca giyim tarzlarını değil, alışveriş, üretim ve yaşam biçimlerini de dönüştürüyor.
HAFTANIN COOL’u:
MİNİMALAZMİN ZARAFETİ
Beymen, Sonbahar/Kış 2025-26 sezonunu minimalizmin zarafetinden cesur silüetlere uzanan farklı konseptleri ‘House of Luxury’ kürasyonunda buluşturduğu özel bir kampanya ile karşılıyor. Lüks modada her biri farklı bir stil anlayışını temsil eden erkek moda evleri, yeni nesil bir duruş katmanın incelikli dünyasını anlatıyor.

HİP ÜÇLÜ: GÜNCEL ESTETİK
Divarese’in sonbahar erkek ayakkabı koleksiyonu bu sezon modern heritage anlayışıyla şekilleniyor. Kestane kahverengisi tonlarındaki loafer ayakkabıların klasik silüetleri, güncel bir estetikle yeniden yorumlanıyor ve şehirli erkeğin gardırobuna fonksiyonel bir lüks katıyor.

GÜNEŞİN GÜCÜ
İlhamını güneşten alan Louis Vuitton’un yepyeni LVERS parfümü, romantik ve tutkulu bir deneyim arayanlar için tasarlandı. İlk kokladığımızda, burnunuza İran bitkisinden elde edilen bir sakız reçinesi olan galbanum ve bergamotun yoğun notaları çarpıyor. Daha sonra içindeki ferah zencefil esansı gün boyunca size canlılık katıyor. Parfümün kalbindeki yatan sandal ve sedir ağaçların esansları birbirine geçerek teninize ışıltılı bir iz bırakıyor.

VINTAGE ETKSİ
Prada’nın yeni sezondaki çantaları bir hayli karakteristik. Özgün ve zarif detaylara sahip bu gündelik çanta modeli, tasarıma derinlik ve karakter katan vintage efektli süetten üretilmiş. El işçiliğiyle üretilen bu yumuşak ve geniş aksesuar, özel dikişler ve logo harfleri sayesinde sofistike ve modern bir stile sahip.
