“Kendime işkolik der miyim bilmiyorum ama sıkı çalışmanın başarı için kesinlikle şart olduğunu düşünüyorum. Hayattaki tek pişmanlığım, çok fazla saatimi işe ayırıp yeterince arkadaşlarıma ve aileme zaman ayırmamış olmamdır.'' Böyle diyordu Giorgio Armani, Financial Times’a 29 Ağustos 2025’te verdiği söyleşisinde… Gündemi oldukça yoğundu: Milano Moda Haftası’nda sıfırdan yarattığı imparatorluğunun kuruluşunun 50. yılını, özel etkinliklerle kutlamayı planlıyordu. Ardından, 28 Eylül 2025’te Moda Haftası'nı kapatacak Giorgio Armani Spring/Summer 2026 kadın koleksiyonu defilesiyle birlikte bazı erkek giyim tasarımları da sunulacaktı. Ancak olamadı... Geçen perşembeden kara haber geldi. Giorgio Armani, 91 yaşında, aramızdan sessizce ayrıldı. Armani Group’un duyurusunda, “yaratıcı, kurucu ve yorulmak bilmez itici güç” olarak tanımlanan bu dev sanatçı, son nefesine dek moda sahnesinin ruhuydu.
Piacenza’da 11 Temmuz 1934’te dünyaya gelen Armani, tıp eğitimiyle başlayan kariyer yolculuğunu yarıda bırakıp 1957’de Milano’da vitrin düzenleyici olarak moda dünyasına ilk adımını attı. 1975’te kendi adını taşıyan markasını kurdu; bu adım yalnızca bir moda evi değil, zamansız zarafetin, net çizgilerin ve 'giyilebilir sanatın' başlangıcıydı.
Armani’nin tarzı, akılda kalıcı, minimalist ve sofistike bir devrimdi. Dikişsiz, astarsız ceketleri ve yumuşak kesimleriyle iş dünyasında 'power suit' kavramını yeniden tanımladı. Hollywood’da 'American Gigolo' (1980) filminde Richard Gere’in giysilerinde yükselişini ilan eden moda dili, kısa sürede kırmızı halıda bir simge haline geldi. 1990 Akademi Ödülleri gecesi, Jodie Foster, Julia Roberts, Jessica Lange gibi yıldızların güçlü ama sade zarafetiyle Armani imzasına bürünmesiyle, tören 'Armani Ödülleri' olarak adlandırılır hale geldi.

BİR YAŞAM TARZI YARATTI
Zaman içerisinde marka; Armani Jeans, Emporio Armani, Armani Privé gibi çok çeşitli alt markalarla modadan parfüme, ev dekorasyonundan otellere uzanan bir imparatorluğa dönüştü. 2024-25 yıllarında ciro yaklaşık 2,3 milyar Euro’ya ulaşmıştı.
Vefatına yakın dönemde, Milano Moda Haftası'nda (Haziran 2025) ilk kez defilesine katılamayan Armani, sağlık sorunlarına rağmen “yeniden dönüyorum” açıklamasıyla Eylül’e yönelik güçlü bir geri dönüş sinyalini vermişti. Ancak bu geri dönüş, kaderin zarif bir cilvesiyle gerçekleşemedi.
Armani geride sadece bir marka değil; sadeliğin gücünü, zarafetin evrimini ve modanın zamana meydan okuyan bir manifestosunu bıraktı. Birçok moda devine esin kaynağı olan o; kendi stilini yaratırken aynı zamanda herkesin stilini mümkün kıldı.