İyi haber: Londra Moda Haftası’nın en çok konuşulan anlarından biri, kuşkusuz Dilara Fındıkoğlu’nun Spring/Summer 2026 koleksiyonuydu. “Cage of Innocence/Masumiyet Kafesi’ defilesi, Ironmongers’ Hall’un gotik atmosferinde, bir ritüeli andıran sahneleme ile başladı. Işıkların loşlaştığı salonda zincir sesleri yankılanırken, modellerin sahneye çıkışı yalnızca bir moda gösterisi değil, teatral bir deneyim gibiydi.
Koleksiyon beyazlarla açıldı: ince danteller, akışkan kumaşlar ve korse detaylarıyla örülmüş kıyafetler, masumiyetin simgesi gibi göründü. Ancak bu saflık, ilerleyen dakikalarda yerini giderek çatırdayan bir kırılganlığa bıraktı. Transparan katmanlar, metal aksesuarlara bağlanmış siluetler ve yüzleri örten zincir maskeler, masumiyetin ardındaki baskıyı görünür kıldı.

Fındıkoğlu, lateks, deri ve danteli cesurca bir araya getirerek bedenin hem korunmaya hem de teşhir edilmeye açık yanlarını vurguladı. Koleksiyon ilerledikçe beyaz tonlar yerini siyaha, kırmızıya ve metalik aksanlara bıraktı; masumiyetin kafesinden çıkışın görsel metaforu olarak yorumlandı. Fındıkoğlu, Vogue’a verdiği söyleşide koleksiyonu şu sözlerle tarif etti: “Kadına hep masumiyet ve saflık dayatıldı. Bu koleksiyon, o kafesin kırılışıyla ilgili.” Bu yaklaşım, onun yalnızca estetik değil, aynı zamanda politik bir duruş sergilediğini de ortaya koyuyor. Tasarımlar, bireysel deneyimlerden beslenen ama kolektif bir özgürleşme çağrısına dönüşen güçlü semboller taşıyor. Masumiyetin, kadınların omzuna yüklenmiş kültürel bir zorunluluk olduğunu söyleyen Fındıkoğlu, podyumu bir itiraz alanına dönüştürüyor. Defilenin teatral dili, klasik moda sunumlarının ötesine geçti. Ağır müzikler, zincirlerin tıklamaları ve dramatik ışık oyunları, izleyiciyi ritüel benzeri bir atmosfere soktu. Finalde podyuma çıkan Naomi Campbell, siyah deri görünümleriyle koleksiyonun dramatik doruk noktasını yaşattı. Londra Moda Haftası’ndaki bu gösteri, yalnızca sezonun en çok konuşulan defilelerinden biri değil; aynı zamanda modanın sınırlarını zorlayan, sahneyle podyumu iç içe geçiren güçlü bir manifesto olarak hafızalara kazındı.
