Son yıllarda moda sektöründe sessiz ama köklü bir devrim yaşanıyor. Yapay zekâ, eskiden haftalar süren kampanya hazırlıklarını birkaç güne indirdi; çekim platolarının, uluslararası seyahatlerin ve dev prodüksiyonların yerini yüksek çözünürlüklü AI görseller aldı. Ancak bu teknolojik sıçrama, yalnızca hız ve tasarruf anlamına gelmiyor; aynı zamanda modaevlerinin müşterileriyle kurduğu bağın doğasını da değiştiriyor.
İspanyol moda devi Mango, kampanyalarında 'AI glam modeller' kullanarak prodüksiyon maliyetlerini önemli ölçüde düşürdü. İnsan modellerin yerini alan bu sanal karakterler, markanın estetik kodlarına uygun şekilde tasarlanıyor. Mango ayrıca Mango Stylist adını verdiği yapay zekâ tabanlı kişisel alışveriş asistanını devreye aldı. Kullanıcılar bu asistanla sohbet ederek kendi tarzlarını tanımlıyor, AI ise onlara kombin önerileri sunuyor. Böylece hem online alışveriş deneyimi derinleşiyor hem de müşteri ile marka arasındaki bağ güçleniyor.
Business of Fashion’ın haberine göre Avrupa e-ticaret devi Zalando, AI teknolojilerini en agresif ve etkili kullanan markalardan. Şirket, kampanya görsellerinin yaklaşık yüzde 70’ini yapay zekâ ile üretiyor. Üretim süresi altı ila sekiz haftadan yalnızca üç-dört güne inerken, maliyetlerde yüzde 90’a varan bir düşüş sağlanıyor. 'Dijital ikiz' (digital twin) olarak adlandırılan sanal modeller sayesinde aynı yüz ve beden formu farklı kıyafetlerle defalarca kullanılabiliyor. Bu yaklaşım, markanın her pazarda aynı kalite standardını yakalamasına olanak tanıyor. H&M, AI tabanlı dijital modelleri kampanyalarına entegre eden bir diğer büyük oyuncu. Ancak aklınıza sadece ‘devler’ gelmesin: Yapay zeka, yeni çıkış yapan markalar için de cazip. Öyle ki Start-up Lalaland.ai, sanal modeller aracılığıyla çeşitlilik ve kapsayıcılığı artırmayı hedeflerken; GlamAI gibi şirketler, müşterilerin kendi fotoğraflarını yükleyip kıyafetleri üzerlerinde görmesini sağlayan 'virtual try-on' teknolojileriyle online alışveriş deneyimini kökten değiştiriyor. Ve çok daha düşük maliyetlerle…
İNSAN DOKUSUNDAN VE DUYGUSUNDAN YOKSUN
Ancak her marka bu dönüşümü sorunsuz geçirmiyor. Örneğin Vogue dergisi, yakın zamanda sayfalarında yer alan Guess reklam kampanyasında AI ile üretilmiş modeller kullanılması nedeniyle eleştirildi. Tepkiler, yapay zekâ görsellerinin “insan dokusundan ve duygusundan yoksun” olduğu yönündeydi; ayrıca moda sektöründe iş gücü ve yaratıcılık açısından etik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Yapay zekânın moda sektörüne sağladığı avantajlar açık: Hız, düşük maliyet, sınırsız deneme imkânı, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi… Ancak sınırlar da net: AI, veriye dayalı yaratım yapabiliyor ama marka kimliğini hissetmek, hikâye anlatmak ve duygusal bağ kurmak hâlâ insanlar sayesinde mümkün.
Peki moda ve yapay zekanın yolculuğunda yeni yön ne? Uzmanlara göre geleceğin kampanyaları, insan ve yapay zekânın işbirliğine dayanacak. AI, hızlı prototipleme ve içerik üretiminde rol alırken; kreatif direktörler, fotoğrafçılar ve tasarımcılar markanın hikâyesini koruyacak. Moda dünyasında asıl başarı, teknolojiyi kullanarak hız ve verimliliği artırırken, insan dokusunu kaybetmemekte yatacak. Zira yaratıcılığın ve markanın ruhunu korumanın hâlâ insan eliyle mümkün olduğu konusunda herkes hemfikir. En azından şimdilik…