Bu yıl New York Moda Haftası, sadece koleksiyonları değil, hikâyeleriyle de hatırlanacak. Yeni kreatif direktörlerin getirdiği vizyon, merakla beklenen defileler ve yıldızlarla dolu ön sıra, bir süredir yaldızı dökülmüş olan etkinliği, eski ihtişamlı günlerine döndürdü. ‘NYFW SS26’, moda dünyasında yenilenmenin, cesaretin ve sürprizlerin sezonu olarak hafızalara kazındı.
YENİ İSİMLERLE GELEN DİNAMİZM
New York Moda Haftası, bu sezon büyük bir yenilenmeye sahne oldu. Yaklaşık 15 marka, ilk kez yeni kreatif direktörleriyle koleksiyonlarını sundu. En çok konuşulan isimlerden biri, Area’nın başına geçen Nicholas Aburn oldu. Parti kültürü, sokak ruhu ve yüksek işçilik arasında kurduğu köprüyle markanın önceki sezonlardaki enerjisini olgunlukla harmanlarken, teknik detaylar ve davetler için düşünülen parçalar, payetler, parlak malzemeler farklı kesimlerle geldi. Zincirlerle süslenmiş elbiseler, parlak detaylarla genç ve şehirli bir dil yakalayan Aburn, markayı yeni bir döneme taşıdı. Proenza Schouler’da Rachel Scott’un çıkışı ise renkli ve cesur dokularla doluydu; Scott’un imzası, markaya yeni bir dinamizm kattı. Bu rol değişiklikleri, NYFW’nin geleceğini şekillendirecek kadar güçlü bir etki yarattı.

AMERİKAN MİNİMALİZMİNİN DÖNÜŞÜ
Her sezonun en çok beklenen defilelerinden Ralph Lauren, Madison Avenue’de şıklığı yeniden tanımladı. Amerikan zarafetini sakin silüetler ve zamansız parçalarla sunan defilede, ön sıralar da en az podyum kadar ışıltılıydı. Oprah Winfrey, Jessica Chastain ve Priyanka Chopra şıklıklarıyla geceye damga vurdu. Calvin Klein, yeni kreatif direktör Veronica Leoni’nin imzasıyla 90’ların minimalizmine geri dönüş yaptı. Koleksiyonun sade ama güçlü çizgileri büyük beğeni toplarken, yaklaşık 16 yıl sonra moda haftasına dönen Lily Collins, Calvin Klein defilesinin en çok konuşulan ismi oldu. Michael Kors ise yaz tatilini şehre taşıdı. Doğal tonlarda, akışkan kesimlerle dolu koleksiyon, Hamptons ruhunu Manhattan’a getirdi, sahili kente taşıdı. Kors’un podyumu, seyahat ruhunu ve yaz akşamlarının hafifliğini yansıttı.
ALTUZARRA’NIN ÇİÇEK BAHÇESİ
Joseph Altuzarra’nın defilesi, moda haftasının en şiirsel anlarından biriydi. Çiçek desenleri uzaktan bakıldığında iki boyutlu görünürken, yakından üç boyutlu detaylar ortaya çıktı. Akışkan görünümlü ipek elbiseler, kuş motifleri ve akıcı silüetler koleksiyona sürreal bir dokunuş kattı. Altuzarra, bu sezon izleyiciyi gerçeklik ile yanılsama arasındaki ince çizgide dolaştırdı.
