Ultimate Bartender Championship dendiğinde akla yalnızca bir yarışma gelmiyor. Farklı ülkelerde düzenlenen, bartenderların teknik bilgisini, hızını, hafızasını, servis kültürünü ve sahne hakimiyetini ölçen kapsamlı bir mesleki sınavdan söz ediyoruz. UBC’de katılımcılar yalnızca içecek hazırlamıyor, aynı zamanda misafir deneyimini, iş disiplinini ve kriz anındaki soğukkanlılığını da sahnede gösteriyor. 2025’te Türkiye ayağı tamamlandığında sahnede bir isim öne çıktı. UBC 2025 Türkiye birincisi Mahammad Valiyev. Final gecesi, bar tezgahının arkasına alışık olduğumuz sakin odak bu kez sahnenin tam ortasındaydı. Günün sonunda kupayı kaldıran kişi de o oldu.
UBC hızın, ölçü hassasiyetinin, reçete bilgisinin ve servis becerisinin test edildiği bölümlerden oluşuyor. Fakat sahneye çıktığınız anda iş matematikten çıkıp insan hikayesine dönüşüyor. Valiyev de kendini tam olarak bu kesişim noktasında bulmuş.
Birinciliğini anlatırken ilk cümlesi kısa “Gerçekten çok gurur verici” diyor. Yarışmaya başvururken umutluymuş ama asıl kırılma anı son dörtlüye kaldığı zaman gelmiş. “O anda olabilir dedim” diye açıklıyor. Final öncesi prova havasında geçen etaplar, bir noktadan sonra kendi mesleğini bütün çıplaklığıyla gösterebildiği bir sahneye dönüşmüş. Onu en çok zorlayan bölüm, hız ve koordinasyonun zirveye çıktığı Round Building etabı olmuş. Aynı anda birkaç içeceği düzenli şekilde hazırlamak, zamanı takip etmek, bir yandan da jüriyi ve seyirciyi unutmamak. “Nefesimi en çok orada tuttum” cümlesi, o saniyelerin gerilimini özetliyor. Yine de o anı yalnızca stresle hatırlamıyor. Sahnenin enerjisini, izleyenlerin dikkatini ve meslektaşlarıyla paylaştığı heyecanı vurguluyor. Onun için UBC, yalnızca bir yarışma değil, mesleğin kamusal yüzünü gösterdiği bir alan.

KENDİME DIŞARIDAN BAKMAYI ÖĞRENDİM
UBC sürecinden geriye yalnızca bir kupa kalmamış. Valiyev, jüriden aldığı geri bildirimleri ve kendi kendine tuttuğu not tuttuğunu söylüyor. Yarışma boyunca aklına takılan her detayı yazmış. Camın parlaklığından servis sırasındaki bakış temasına kadar küçük ayrıntılar. “Kendi performansıma dışarıdan bakmayı öğrendim” diyor. Bu süreçte hem güçlü yanlarını hem de geliştirmesi gereken tarafları daha net görmüş. Teknik hatalar, zamanlama, sahne kullanımı. Hepsini soğukkanlı bir şekilde masaya yatırdığı belli. Meslek hayatında da bu öz eleştiri becerisini korumak istiyor. UBC’nin ona kazandırdığı bir diğer şey ise bağlantılar. Farklı pozisyonlarda çalışan sektör profesyonelleriyle tanışmak, başka şehirlerdeki barların dilini duymak, genç bartenderların neye kafa yorduğunu görmek. Valiyev, bunu “Türkiye bar sahnesinin fotoğrafını çekmek” gibi tarif ediyor. Barın arkasındaki hayat, dışarıdan bakıldığında ışıklı ve eğlenceli görünebilir. Valiyev, bu algının ardındaki yoğunluğu saklamıyor. Uzun vardiyalar, ayakta geçirilen saatler, kalabalık akşamlar, yüksek tempo. Tüm bunların ortasında iyi bir bartenderı tanımlarken tek bir yere dönüyor: “Önce iyi insan olmak…” Misafirle kurulan saygılı ilişkiyi, ekip arkadaşlarına karşı sorumluluk duygusunu ve yapılan işe gösterilen özeni mesleğin temel taşları arasında sayıyor. Teknik bilgi elbette önemli ama Valiyev’e göre asıl belirleyici olan karakter.
Türkiye bar kültürünün geleceği konusunda ise iyimser. Bugünü “çok renkli bir dönem” olarak tanımlıyor. Farklı tarzlarda mekanların açıldığını, genç profesyonellerin eğitimlere, atölyelere ve yarışmalara ilgi gösterdiğini anlatıyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’den barların uluslararası listelerde daha görünür olacağına inandığını da ekliyor.
GENÇ BARTENDERLARA 3 TAVSİYE
Valiyev, sektöre yeni adım atan ya da atmak isteyen gençlere tavsiye vermekten kaçınmıyor. Birincisi, iyi restoranlarda yemek yemek. Yalnızca doymak için değil, lezzet duygusunu geliştirmek için. İkincisi, farklı barlarda imza kokteyller denemek ve bu deneyimi zihinde saklamak. Üçüncüsü ise bar kültürü, servis ve lezzet üzerine kitaplar okumak. Ona göre damak hafızası da mesleki vizyon da bu üç kanaldan besleniyor. “Ne kadar çok deneyim, o kadar çok referans noktası” diye özetliyor. Trendler sorulduğunda, Valiyev’in cevabı net. Umami ve “savoury” karakterli kokteyllerin belirgin biçimde öne çıktığını gözlemliyor. Yemeğin dünyasından kokteyl evrenine taşınan malzemeler, tek bir bileşenle farklı katmanlar yaratma fikri, onu en çok heyecanlandıran alanlardan biri. Yeni reçeteler yazarken tek bir üründen farklı tekniklerle birden fazla sonuç üretmeye çalışıyor. Sorduğunuzda mutfak kitaplarını değil, gündelik hayatı işaret ediyor. “Monoton bir yaşam, yaratıcı fikre izin vermiyor” diyor. Yeni şehirler, yeni yüzler, yeni hikâyeler. Hepsi onun zihnindeki görünmez defterde yerini alıyor.
UBC 2025 Türkiye birinciliği, Valiyev için hem bir dönüm noktası hem de yeni bir başlangıç. Önünde yurt dışı seyahatleri, farklı barlarda takeover geceleri ve yeni iş birlikleri var. Yolculuğunu anlatırken bir noktada duruyor ve teşekkür etmeye başlıyor. Şefine, birlikte çalıştığı ekibe, arkadaşlarına, kız arkadaşına ve ailesine tek tek minnet duyduğunu söylüyor. Hikâyenin sonunda sakin ama kararlı bir cümleyle bitiriyor: “İyi ki varsınız!”
