Bu hafta Kahve Sohbeti’nde bolca moda konuştuk. Hemington Kreatif Direktörü Sascha A. Klumpp, tasarımlarındaki odak noktalarını, ilham perilerini ve sonbahar/kış sezonuna dair tüyoları paylaştı. Ayrıca, Hemington erkeğinin rafine stilini tamamlayacak aksesuar koleksiyonu hazırlayacaklarının bilgisini de verdi.
Tarzlar, renkler ya da dönem modası değişse de her tasarımcının değişmeyen bir dili var. Erkek giyim özelinde konuşursak sizin tasarımlarınızın odak noktaları neler?
Moda geçici, stil ise kalıcıdır. Erkek giyiminde odağım, koleksiyon yapısının duygusallığı ve ölçülülüğün şiirselliği üzerine kurulu: Disiplinli ama baştan çıkarıcı bir zarafet… Bu, erkek giyimini, desenlerle, renklerle modern ve kışkırtıcı bir dokunuşla yeniden yorumlamak bir anlamda. Kesimler net, kumaşlar zengin, duruş ise kendinden emin ve keskin... Tasarımlarımda her zaman hafif bir androjeni dokunuşu, usulca bir isyan fısıltısı vardır; ama buna sinematik bir ihtişam da eşlik eder.
Erkekler için tasarım yapmak ve kadınlar için tasarım yapmak farklı mı peki?
Erkekler ve kadınlar için tasarım yapmak, yapı ve duygusallık arasında bir dans gibidir; ancak ritmi farklıdır. Erkek giyiminde mesele kesinliktir; takım elbisenin mimarisi, kumaşın ağırlığı, bağırmadan kendini gösteren kusursuz kesim gibi. İçinde ölçülü bir baştan çıkarıcılık, hesaplanmış bir sadelik vardır. Kadın giyimindeyse akışkanlıkla, dramatik silüetlerle ya da çıplak tenin cazibesiyle oynayabilirsiniz. Güç ve yumuşaklık, otorite ve kışkırtıcılık arasında geçen bir diyalogdur. Ama her iki tarafta da amaç aynı kalır: Zamansız bir zarafet ama cesarete de kapı aralayan parçalar yaratmak.
Hemington erkeğinin stilini nasıl tanımlarsınız? Ya da kreatif direktörü olarak nasıl bir stil yarattınız diyeyim?
Hemington erkeği, modern bir ikon; zamansız bir zarafetin vücut bulmuş halidir. Yapı ve hislerin kesiştiği, klasik şıklığın çağdaş bir duruşla buluştuğu sofistike bir duruşu temsil eder. Sessiz bir özgüvenle tanımlanır; dikkat çeker. Gardırobu, erkek giyiminin kusursuz terziliğini yüksek kaliteli trikonun yumuşaklığı ve akışkanlığıyla harmanlayan özenle seçilmiş parçalardan oluşur. Kreatif Direktör olarak Hemington estetiğini sade lüksün bir resmi olarak şekillendirdim. Hemington tarzı sadece bir erkeğin nasıl göründüğünü değil, nasıl yaşadığını, nasıl hareket ettiğini ve girdiği her ortamda varlığını nasıl hissettirdiğini anlatır.
Yazın sıcak günlerini yaşıyoruz. Bu yazın trend renkleri neler? Nasıl giyinecek Hemington erkekleri?
Yazın sıcaklığını yaşarken, Hemington erkeği bu sezon yumuşak ama canlı tonlara yöneldi. Açık bej, kum tonları ve parlak beyazlar gibi nötr renkler, rafine bir yaz stilinin temelini oluşturuyor. Bu zarif zemin, sade bir şıklıkla birleşen ferahlatıcı bir enerji sunarak, serin mavi tonları, zeytin yeşilleri ve hafif pastel dokunuşlarla tazeleniyor. Bu yaz, renkler gösterişli olmak yerine, özgüveni yüksek bir sessizlikle öne çıkıyor. Kumaşlarda ise hafif ama lüks materyaller her zamanki gibi başrolde. Hemington’un bu sezon anlayışı: Yalın şıklık.

Yılda ortalama kaç farklı koleksiyon çıkarıyorsunuz?
Her yıl, dört ana koleksiyon sunuyoruz. Bu ana koleksiyonların içerisinde, özel kumaşlar, özgün tasarımlar ya da mevsimsel ilhamlardan beslenen kapsül koleksiyonlara da yer veriyoruz. Daha seçkin ve sınırlı sayıda üretilen bu kapsüller, koleksiyona ayrıcalıklı bir dokunuş katarken; zamansız stile ve kusursuz işçiliğe olan bağlılığımızı da sürdürmemizi sağlıyor.
Lüks çanta ve aksesuar koleksiyonunu konularında da oldukça tecrübelisiniz. Bu tecrübe Hemington erkeğine daha fazla yansıyacak mı peki? Ürün çeşitliliği düşünülüyor mu mesela?
Temelimiz erkek giyimi olsa da, artık Hemington erkeğinin rafine ama cesur ruhunu yansıtan aksesuarlara da adım atıyoruz. Lüks çanta ve aksesuar konusundaki tecrübem, bu genişlemeye zamansız ama günümüz ruhuna uygun bir zarafet katıyor.
Sessizlik ve yalnızlıktan besleniyorum
Yaptığınız işte yaratıcılık çok önemli muhakkak. Bir anlamda da bu alanı beslemek durumundasınız. Tasarım yaparken neler sizi besler, nelerden ilham alırsınız?
Yaratıcılık benim için sadece ani bir kıvılcım değil; sonsuz bir yolculuk, dünyanın en ince ve derin gerçeklerini keşfetme süreci... İlhamımı hayatın içindeki zıtlıklardan alıyorum; zamansız olanla yeninin, ölçülülükle cesaretin arasındaki hassas dengeden.
Ama beni gerçekten besleyen, sürekli yaratım döngüsünde ruhumu yeniden dolduran şey; sessizlik ve yalnızlık… Bu duraksama hâli hem kendimle hem de dünyayla yeniden bağ kurmamı sağlıyor. İşte o sessiz düşünce anlarında gücümü topluyorum, zihnim arınıyor ve yaratıcı ruhum en derin yakıtını buluyor. Geri çekildiğim anlarda, ileriye gitmek için ihtiyaç duyduğum netliği kazanıyorum. Gerçek güzellik tam da bu alanlarda, sessizlik ile akış arasındaki boşluklarda saklı. Ben de o anlarda vizyonumu buluyor ve ona hayat veriyorum.
‘Moda’, ‘stil’ ve ‘trend’ kelimelerinin Sascha A. Klumpp’taki yani sizdeki karşılıkları neler? Nasıl tanımlarsınız?
Moda benim için geçici ve sürekli değişen bir ifade biçimi... Dönemin ruhunu yansıtan dışsal bir yansıma; etrafımızda olup bitenlerin aynası... Güçlüdür, dinamiktir ama bir o kadar da gelip geçicidir. Bir şey söyler ama her zaman kalıcı olmaz.
Stil ise sonsuzdur. Zamanın ötesine geçer, bireyselliğe ve derinliğe dayanır. Takvime ya da mevsimlerin gelip geçici heveslerine bağlı değildir; daha içsel, daha kişisel bir anlatım biçimidir. Kim olduğumuzu, nasıl yaşadığımızı ve dünyaya nasıl görünmek istediğimizi yansıtan seçimlerin toplamıdır. Stil zamansızdır; kelimelere ihtiyaç duymayan bir dildir. Güçlü bir sessizlikle konuşur, zaman içinde evrilir ama asla silinmez.
Ve sonra trend gelir. Dikkat çekici ama anlık bir güç. Odadaki en yüksek ses olabilir ama her zaman içten gelen bir ses değildir. Evet, trendler heyecan vericidir; ancak onları tam anlamıyla deneyimlemeden kaybolup giderler.
Sakin ve ölçülü tonlar geliyor
Sonbahar kış modası için hazırlıklar başlamıştır. Biraz tüyo verir misiniz? Neler göreceğiz?
Sonbahar/Kış 26-27 koleksiyonunda zamansız terzilik anlayışını modern bir akışkanlıkla harmanlamayı hedefliyoruz. Kumaşlar zengin olacak, lüks yünler ve kaşmirler, klasik erkek giyimini yeniden tanımlayan yenilikçi dokularla buluşacak. Daha yumuşak ve rahat silüetlere yöneliyoruz; şıklık ve konforu dengede sunarken, Hemington erkeğini tanımlayan o keskin çizgiyi her zamanki gibi rafine etmeye devam edeceğiz.Renk paletinde ise zarif zıtlıklar öne çıkacak. Sakin ve ölçülü tonlar, beklenmedik ama dengeli canlı dokunuşlarla birlikte…
Trendlerin çok çabuk değiştiği ve tüketimin çok hızlı olduğu bir sektörde, son yıllarda yavaş moda kavramı çok tartışıldı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Slow fashion sadece bir kavram değil; modanın ne olması gerektiğine dair derin bir felsefe aynı zamanda. Hemington’da biz bu yaklaşıma yürekten bağlıyız. Benim için slow fashion, yeniliği reddetmek değil; tasarıma daha bilinçli, daha derinlikli bir bakış açısıyla yaklaşmaktır. Hızla akan bir dünyada, slow fashion bize bir adım geri atmayı ve giydiğimiz şeyin sanatına, ustalığına ve kalıcı güzelliğine değer vermeyi hatırlatır. Bu, sadece bir koleksiyon yaratmak değil bir miras bırakmaktır.