Otomotiv dünyasında bazı markalar var ki, isimleri salt bir ulaşım aracından çok daha fazlasını, bir kültürü, bir mirası ve neredeyse işitsel bir kimliği temsil eder. Maserati, şüphesiz bu panteonun en lirik üyelerinden biri… Bologna’da doğan ve Neptün’ün denizlere hükmeden üç dişli mızrağını kendine amblem seçen marka, 111 yıldır pistonların mekanik senfonisiyle ve yarış pistlerinde kazanılan zaferlerle ruhunu besledi. Ancak tarih, en köklü gelenekleri bile bir dönüşüme davet ediyor. Bugün, Maserati bu davete, isminin hakkını veren bir cüretkarlıkla, ‘Folgore’ yani ‘şimşek’ adını verdiği elektrikli atılımıyla yanıt veriyor. Bu, markanın alışılageldik sesinin kısıldığı değil, aksine “Maserati voice is back” sloganıyla vurgulandığı gibi, farklı bir frekansta yeniden ileriye atıldığı bir an. 2028’e kadar tam elektrikli olma gibi iddialı bir hedefle yola çıkan bu strateji, geçmişin yarış mirasını Formula E pistlerinin sessiz rekabetine taşıyan bir teknoloji köprüsü kurdu. Bu köprünün Türkiye’deki en somut iki ayağını da, ‘Grecale’ ve ‘GranTurismo Folgore’ oluşturuyor.
Dönüşümün Türkiye pazarındaki yansımaları, markanın küresel stratejisinin ne denli isabetli olduğunu da kanıtlıyor. Son beş yılda elde edilen yaklaşık 1.500 adetlik satış başarısı, Türkiye’yi Maserati için çok daha önemli bir pazar haline getirirken, ‘Folgore’ serisi bu momentumu bir sonraki seviyeye taşıma potansiyeli taşıyor.
Yeni dönemin belki de en pragmatik ve rasyonel temsilcisi olan ‘Grecale Folgore’, markanın elektrikli evrenine atılan ilk adımı simgeliyor. Stellantis grubunun gelecekteki STLA Large platformunu beklemeksizin, mevcut Giorgio mimarisinin zekice bir elektrifikasyonuyla hayat bulan bu SUV, Alman rakiplerinin domine ettiği bir arenaya İtalyan estetiği ve beklenmedik bir dinamizm getiriyor. Dış tasarımındaki kaslı hatlar, aerodinamik verimlilikle heykeltıraşlığı birleştiren 21 inçlik jantlar ve ışığın açısına göre karakter değiştiren ‘Rame Folgore’ gibi sofistike renk paletleri, onun görsel kimliğini oluşturuyor. İç mekanda ise bu zarafet, geri dönüştürülmüş balıkçı ağlarından üretilen Econyl kumaşlar ve el işçiliği Sonus Faber audio sistemi gibi detaylarla, sürdürülebilir lüks kavramına anlam kazandırıyor. Ancak Grecale Folgore’un asıl karakteri, sükunetinin altında yatan potansiyelde gizli. Çift elektrik motorundan gelen 550 HP ve içten yanmalı hiçbir Maserati'nin sunamadığı 820 Nm’lik anlık tork, bu 2.5 tonluk kütleyi 4.1 saniyede 100 km/h hıza ulaştırarak adeta fizik kurallarına meydan okuyor.
Lov Faralya ev sahipliğinde gittiğimiz Fethiye’nin kıvrımlı yollarında kullanırken sergilediği kontrollü ve şaşırtıcı derecede sert karakter, onun sadece prestijli bir şehir aracı değil, aynı zamanda virajlarda dans etmeyi bilen gerçek bir Maserati olduğunu kanıtlıyor. Türkiye’de yaklaşık 9.250.000 TL’den başlayan fiyatıyla, geniş iç hacmi ve günlük kullanım pratikliğiyle, markanın elektrikli vizyonunu daha geniş bir kitleyle buluşturma görevini üstleniyor.
SINIRLARI ZORLAYAN RUH
Eğer Grecale Folgore bu yeni dönemin rasyonel yüzüyse, markanın zirvesindeki GranTurismo Folgore ise, onun tutkulu ve sınırları zorlayan ruhudur. O, bir otomobilden öte, tekerlekli bir sanat eseri ve markanın teknolojik kabiliyetlerinin zirve noktası… Elektrikli olduğunu bağırmayan, aksine ikonik coupe silüetini koruyarak kimliğini koyu bakır tonlarındaki ince detaylarla fısıldayan bu otomobil, mühendislikte bir başyapıt. Şasinin merkezine bir omurga gibi yerleştirilen ‘T-bone’ formundaki batarya paketi, ağırlık merkezini yere yaklaştırarak bir süper spor otomobilin çevikliğini garanti altına alıyor. Bu mühendislik harikasının kalbinde yatan üç elektrik motoru, bataryanın anlık deşarj kapasitesinin izin verdiği ölçüde tekerleklere 761 HP ve daha da önemlisi, akıl sınırlarını zorlayan 1.350 Nm’lik maksimum torku iletiyor. Bu değerler, onu sadece 2.7 saniyede 100 km/s hız, 8.8 saniyede ise 200 km/h hıza taşıyarak ve 325 km/h’lik maksimum sürate ulaştırarak gelmiş geçmiş en hızlı seri üretim Maserati unvanının sahibi yapıyor. 800V mimarisi sayesinde ultra hızlı şarj imkanı sunması, onun sadece pistte değil, uzun yolculuklarda da bir ‘GranTurismo’ olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de yaklaşık 400.000 Euro’luk başlangıç fiyatıyla GranTurismo Folgore, V8 motorların ateşli ruhunu sıfır emisyonlu bir vahşiliğe dönüştürebilme yeteneğini yaşatabilme iddiasıyla, fazlasıyla seksi…
Maserati’nin Türkiye’deki bu elektrikli atılımı, sadece etkileyici ürünlerden ibaret değil; aynı zamanda bu ürünlerin etrafında örülen bütüncül bir deneyim stratejisiyle destekleniyor. Fer-Mas distribütörlüğünde beş şehre yayılan hizmet ağı ve Lov Faralya otelinde hayata geçirilen, dünyada bir ilk olan Maserati Lounge gibi yenilikçi pazarlama hamleleri, markanın müşterileriyle showroomların soğuk duvarları dışında, bir yaşam tarzı çerçevesinde bağ kurma arzusunu gösteriyor. Marka, motor sesine özlem duyan sadık kitlesi için içten yanmalı motor seçeneklerini sunmaya devam ederken, Folgore serisiyle çevreci, zahmetsiz ve prestijli bir sürüş arayan yeni nesil lüks tüketiciyi hedefliyor. Bu ikili yaklaşım, Maserati’nin bir kimlik çıkmazında olmadığını, aksine köklerine sadık kalarak geleceği kucaklayabildiğini kabul ettiriyor.