Yürümeye dair tutkusunu ve inancını, outdoor ve spor perakendesindeki deneyimiyle birleştiren SPX, yürüyüşü bir yaşam biçimi olarak konumlandıran yeni yapısıyla spor perakendeciliğinde yeni bir dönem başlatıyor. Vadistanbul’da SPX Mega mağazasında açılan Walkr yürüyüş uzmanı konsepti, tamamen yürüyüşe odaklanan yapısıyla Türkiye’de fiziksel formata sahip ilk konsept olma özelliği taşıyor. Ayakkabıdan çantaya, koşu tekstilinden güneş kremine uzanan 20’den fazla ürün grubu sunan Walkr, hem yürümeyi kolaylaştıran hem de daha güvenli, sağlıklı ve keyifli bir deneyime dönüştüren bütüncül bir yapı sunuyor.
“Yürüyüşü aktivite olmaktan çıkarıp, bir deneyim haline getirmeyi amaçlıyoruz”
Yürüyüşü spor olmanın ötesinde bedensel ve zihinsel dengeyi destekleyen bir yaşam biçimi olarak konumlandıran SPX, Walkr konseptiyle yürüyüş tutkunlarının ihtiyaç duyduğu tüm ürünleri tek bir çatı altında sunuyor. Aktif yaşam topluluklarının buluşma noktası olmayı hedeflediklerine dikkat çeken SPX CEO’su Barış Andırınlı, “Walkr’ın asıl gücü duvarların dışında, insanlarda. Walkr, bireysel yürüyüşçüleri, yürüyüş gruplarını, doğa severleri ve sağlık profesyonellerini bir araya getiren bir ekosistem. ‘Walkr Topluluğu’ adını verdiğimiz bu oluşum, insanların favori yürüyüş rotalarını paylaşabilecekleri, şehir yürüyüşleri düzenleyebilecekleri, ilham veren hikâyeleriyle birbirine güç katabilecekleri, yaya bilincini güçlendirebilecekleri bir alan olacak. Walkr, yürüyüşü bir aktivite olmaktan çıkarıp, birlikte yaşanan deneyim haline getirecek. Sağlık profesyonelleri, fizyoterapistler ve akademisyenlerle iş birlikleri kurarak yürüyüşün fiziksel, zihinsel, ekonomik ve sosyal faydalarını bilimsel verilerle topluma aktarmayı amaçlıyoruz. Eğitimler, seminerler ve saha etkinlikleriyle yürüyüş kültürünü büyüteceğiz. Sağlıklı bir toplumun yolunun, birlikte atılan adımlardan geçtiğini biliyoruz. Bunun için de ilk adımı şimdi atıyoruz. Walkr konseptini Vadistanbul’un ardından Türkiye’nin farklı şehirlerinde de açmayı planlıyoruz” diye konuştu.
|
Türkiye’de kadınların yaklaşık yüzde 53’ü, erkeklerin ise yüzde 32’si fiziksel harekette yetersiz kalıyor.
Oturarak geçirdiğiniz her iki saatte bir kardiyovasküler riski yüzde 14, sekiz saatten uzun süre oturduğunuzda ise tip 2 diyabet riski yüzde 22 artıyor.
Her gün 30 dakika yürüyerek kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini düşürmek mümkün.
SPX, yıllardır ‘hareket et, keşfet, yaşa’ felsefesiyle sporun bir alışkanlığa, bir kültüre dönüşmesi için çaba gösteriyor.
|
“Sporun bir alışkanlığa, bir kültüre dönüşmesi için çaba gösteriyoruz”
Yürüyüşün spora başlamak için önemli bir zemin hazırladığını ifade eden Andırınlı, Türkiye’de düzenli olarak spor yapan bireylerin oranının yüzde dört olduğunu belirtti. Avrupa’da ise bu oranın ortalama yüzde 20’lerde olduğunu söyleyen Andırınlı, “Türkiye’de kadınların yaklaşık yüzde 53’ü, erkeklerin ise yüzde 32’si fiziksel harekette yetersiz kalıyor. Toplumun yalnızca yüzde 25’i yeterli düzeyde fiziksel aktivitede bulunuyor. Hareketsizlik kalp ve damar hastalıkları, diyabet, bağışıklık sistemi ile ruh sağlığı kaynaklı sağlık sorunlarının riskini artırıyor. Her gün 30 dakika yürüyerek kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini düşürmek bizim elimizde. Oturarak geçirdiğiniz her iki saatte bir kardiyovasküler riskimiz yüzde 14, sekiz saatten uzun süre oturduğumuzda ise tip 2 diyabet riski yüzde 22 artıyor. Spor sağlığı, mutluluğu ve yaşam kalitesini doğrudan etkilerken, fiziksel gücümüzü artırıyor, ruh halimizi dengeliyor, dayanıklılığımızı yükseltiyor ve özgüvenimizi besliyor. Hepimiz biliyoruz ki, hareket eden bir beden, daha sağlıklı bir zihin anlamına geliyor. SPX olarak, yıllardır ‘hareket et, keşfet, yaşa’ felsefesiyle sporun bir alışkanlığa, bir kültüre dönüşmesi için çaba gösteriyoruz ve Türkiye’de spor yapan bireylerin oranını artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Teknoloji bizi koltuklara, masalara ve ekranlara bağladı”
Teknolojinin getirdiği kolaylıkların insanları masa başına hapsettiğini belirten Andırınlı, “Çağımızın en yaygın sorunlarından biri hareketsizlik. Teknoloji hayatımızı kolaylaştırdı ama aynı zamanda bizi koltuklara, masalara ve ekranlara bağladı. Oysa insan bedeni, hareket etmek üzerine programlıdır. En sade, en doğal ve en etkili spor biçimlerinden biri olan yürüyüş, bu döngünün de ilk adımı. Her gün yarım saat yapacağımız yürüyüşle hem fiziksel hem zihinsel sağlığımızda fark yaratabiliriz. Çünkü yürümek, kendimiz için yapacağımız en değerli yatırım. En zor olan da ilk adım. O ilk adımı attığımızda hem yürümeye hem de daha sağlıklı bir yaşama başlamış olacağız” diye konuştu.