Otomobil dünyasının en köklü ve saygın isimlerinden Alpina’nın kurucusu Bovensiepen ailesi, markayı 2022 yılında BMW’ye sattıktan sonra sanıldığı gibi emekliliğe ayrılmadı. Aksine, otomotiv miraslarını yepyeni bir boyuta taşıyarak kendi ‘coachbuilding’ özel karoser üretimi operasyonlarını başlattı. Bu yeni girişimin ilk meyvesi ise, GCOTY için toplandığımız GTEST organizasyonunda karşımıza çıktı. Hem Alman mühendisliğini hem de İtalyan zarafetini bir araya getiren Bovensiepen Zagato, otomobil dünyasında sadece bir markadan çok daha fazlasını, adeta bir felsefeyi temsil eden, Bovensiepen ailesinin eseri…
Alpina, 1983 yılında Almanya’nın resmi otomobil üreticileri arasına girmişti. Ürettiği otomobillerin BMW olarak değil, doğrudan Alpina olarak tescil edildiği özel statüsüyle bir modifikasyon firmasından çok, kendi mühendislik vizyonuna sahip bir üretici olarak, BMW M’lerin çok ötesinde ilgi çekiyordu.
UZUN YOL KONFORUNA ODAKLANMAK...
Alpina’nın alametifarikası, ‘manu-facture’ yani ‘elle üretim’ kelimesinin tam anlamıyla hakkını veren eşsiz üretim süreciydi. Bu süreçte, Alpina’nın Buchloe’deki tesislerinde hassas ayarları yapılan motorlar, gövdeyle buluşması için BMW fabrikasına gönderiliyor, montajın ardından Alpina’ya özgü iç mekan bileşenleriyle donatılmak ve son dokunuşların yapılması için tekrar Buchloe’ye geri dönüyordu. Fakat bu el işçiliği odaklı süreç, doğal olarak üretim sayılarının her zaman sınırlı kalmasına neden oluyordu.

Alpina’nın felsefesi, BMW’nin kendi performans departmanı olan M’den de belirgin şekilde ayrılıyordu. M departmanı yüksek devirli, pist odaklı ve safkan spor otomobiller hedeflerken, Alpina her zaman ‘Grand Touring’ karakterine, yani uzun yol konforuyla harmanlanmış, düşük devirde gelen yüksek torka ve zahmetsiz güce odaklanmıştı. Örneğin, E60 kasa kodlu 5 Serisi’nde M5, atmosferik ve yüksek devirli V10 motoruyla pist çığlıkları atarken, Alpina B5, kompresör beslemeli V8 motoruyla benzer bir beygir gücünü çok daha yüksek bir torkla ve daha sakin bir karakterle sunuyordu. İkonik 20 kollu jantları, Alpina Mavisi ve Alpina Yeşili renkleri, direksiyona monte edilen ve bu alanda bir ilk olan ‘Switch-Tronic’ vites değiştirme düğmeleri ve iç mekandaki mavi-yeşil dikişli el işçiliği detaylar, bu felsefenin görsel imzalarıydı.
İşte tam da bu köklü miras, zanaatkarlık ve özgün mühendislik anlayışıdır ki, Alpina artık BMW Grubu’nun çatısı altına geçince, Bovensiepen ailesi şimdi yepyeni girişim modellerine kendi isimlerini vererek devam ettiriyor.
OTOMOTİVDE ROMANTİZM YENİDEN ALEVLENİYOR
Bovensiepen Zagato, temelini BMW M4’ten alsa da, egzotik İtalyan tasarım evi Zagato’nun dokunuşuyla tamamen özgün bir kimliğe bürünüyor. Bu iş birliğinin amacı, Zagato’nun CEO’su Andrea Zagato’nun deyişiyle, günümüzün standartlaşmış otomobillerinde kaybolan romantizmi yeniden alevlendirmek…
Zagato’nun şef tasarımcısı Norihiko Harada, bu felsefeyi İtalyan zarafetinin seksi ve yumuşak hatları ile Almanların sağlam, neredeyse mimari yapısını birleştiren bir yaklaşımla hayata geçirmiş… Aracın en dikkat çekici yanı, BMW’nin ikonik böbrek panjurunun tamamen kaldırılarak yerine aerodinamik tek parça bir hava girişi ve yanaklarda devasa ek girişlerin konumlandırılması olmuş. Tamamı karbon fiberden üretilen gövde, Zagato’nun imzası niteliğindeki ‘double bubble’ çift kubbeli tavan ve arka cam tasarımıyla taçlandırılıyor. Kaputtaki ‘U’ şeklindeki havalandırma, yeniden tasarlanan ön ve arka farlar, BMW versiyonuna göre daha keskin ve köşeli hatlara sahip arka bölüm ve zarif ‘ducktail’ ördek kuyruğu spoyler, otomobilin özgün karakterini pekiştiriyor.
Bovensiepen Zagato’nun kalbinde, BMW M4’te de görev yapan 3.0 lt sıralı 6 silindirli turbo beslemeli motor yatıyor. Ancak yapılan modifikasyonlarla bu motor, standart versiyonun üzerine gücü 611 HP’ye torku 700 Nm’ye çıkarak, 0-100 km/h hızlanmada 3,3 saniye ve maksimum hızda 300 km/h’nin üzerinde etkileyici bir performans sunuyor.

Bu gücü yola en verimli şekilde aktarmak ve aynı zamanda sürücüye farklı senaryolar sunmak için Bilstein tarafından özel olarak geliştirilmiş, Comfort, Sport ve Sport Plus olmak üzere üç farklı sürüş modu sunan amortisörler kullanılmış. Performansı tamamlayan bir diğer unsur ise Akrapovič imzalı titanyum egzost sistemi. Bu sistem, standart çıkışlara göre %40 daha hafif olmasının yanı sıra, geri basıncı önemli ölçüde azaltarak motorun daha rahat nefes almasını sağlıyor. Ve tüm bu kuvvetin 20 inçlik dövme jantlar üzerinden yola aktarılması da, aklımıza halen geçmişteki dev jantlı Alpina’ları getiriyor.
Her bir Bovensiepen Zagato, sahibinin isteklerine göre tamamen kişiselleştirilebilen iç ve dış mekan seçenekleriyle sunuluyor. Bir otomobilin el işçiliğiyle tamamlanması 250 saatten fazla sürüyor ve üretim eski Alpina’lara göre bile çok daha sınırlı sayıda tutulacak.
Bu hamleyle Bovensiepen ailesi kendi yollarına devam ederken, BMW bünyesine katılan Alpina markasının geleceği ise eski Polestar tasarımcısı Max Missoni’nin çizimlerine emanet edilmiş durumda. BMW, Alpina’nın yeni kimliği ve geleceği hakkındaki detayları 2026 yılında açıklayacak. Anlaşılan o ki, Bovensiepen ismini önümüzdeki yıllarda hem köklerine sadık kalan Alpina’da hem de sınırları zorlayan bu yeni ve özel projelerde duymaya devam edeceğiz.