Venedik, dünya sahnesinde her zaman zarafetin ve görkemin adresi oldu. Ancak bu sonbahar, şehrin kalbindeki La Fenice opera evi, alışılmadık tartışmalarla çalkalanıyor. Tartışmanın merkezinde 35 yaşındaki orkestra şefi Beatrice Venezi'nin müzik direktörlüğüne atanması var. Ancak konu sadece bir orkestra şefinin atanmasıyla ilgili değil. Aslında İtalya'nın yeni sağ hükümetinin kültür kurumlarını yeniden şekillendirme arayışının sancıları gibi duruyor.
Venezi, elbette yetenekli bir müzisyen. Ancak kariyerinin son dönemeci, müziğinden çok siyasi rüzgarlarla şekillendi. Lucca'da büyüyen ve Milano'daki prestijli Giuseppe Verdi Konservatuvarı'nda eğitim alan bu genç kadın, henüz 20'li yaşlarının başında dikkat çekmeye başlamış, Buenos Aires'teki ünlü Teatro Colón'dan Bangkok festivallerine kadar birçok uluslararası sahnede orkestra yönetmişti. 2018'de Forbes Italia'nın 30 yaş altı 30 listesine girmesi, onun müzikal yeteneğinin uluslararası çapta tanındığının bir kanıtıydı. Ancak, Venezi’nin adı geniş kitlelerce asıl olarak müzik çevreleri dışında duyulmaya başladı.
İYİ BİR ŞEF OLDUĞU İÇİN Mİ ÜNLÜ?
Venezi’nin yükselişi, klasik müzik dünyasındaki alışılmış kariyer eğrilerinden farklı bir yol izledi. Devlet televizyonu RAI’de sunuculuk yaptı ve güzellik markalarının reklam yüzü oldu. Zamanla modern ama gelenekseli yansıtan imajıyla, hızla İtalya'nın yeni muhafazakâr kadın figürü haline geldiğine dair yorumlar başladı. Bu görüş öyle yaygınlaştı ki Beatrice bir kültürel sembole dönüştü. Kimine göre Venezi, yeni nesil bir kadın sanatçı olarak klasik müzik dünyasına taze bir nefes, kimi içinse o, Başbakan Giorgia Meloni hükümetinin kültürel ideolojisinin parlatılmış yüzü. Eleştirmen Alberto Mattioli ise şöyle özetliyor: “Venezi sağcı bir şef olduğu için ünlü değil, yalnızca o görüşte olduğu için ünlü.”
Başbakan Giorgia Meloni, Venezi’yi açıkça sahiplendi ve onu “fikir diktasına boyun eğmeyen cesur sanatçı” sözleriyle övdü. Bu Venezi’nin siyasi yelpazenin sağ kanadına yakın duran duruşunun tescili olarak görüldü. Pek haksız sayılmazlardı zira kısa sürede Kültür Bakanlığı’na müzik danışmanı olarak atandı. Bu yıl La Fenice’nin başına geçmesi ise artık tesadüf olarak görülmedi. Beatrice Venezi, La Fenice’nin başına geçerse, orası yalnızca bir opera evi olmayacağı Avrupa’da kültürün kim tarafından yönetileceğinin göstergesi olacağı düşünülüyor. La Fenice sanatçılarının “bize danışılmadı” itirazı yükseliyor. Hatta 17 Ekim’de La Fenice tiyatrosundaki işçiler greve çağrıldı. Dünya basını konuyu çok yakından takip ediyor.
Aslında Başbakan Meloni’nin döneminde büyük kültür kurumlarının başındaki isimlerin çoğu kadın. Ama biraz araştırıp okuma yaptığınızda görüyorsunuz ki kadınlar yönetimde yer alabiliyorlar ancak siyasi çizgilerine sadık kalmaları koşuluyla.
Fakat müziğin ve kültürün bu şekilde bir iktidar aracı haline gelmesi, sadece İtalya'ya özgü değil. Amerika ve Avrupa genelinde politika sanatı bir vitrine dönüştürme çabasında. Peki, bu bize nasıl görünüyor? Şaşırtıcı biçimde, çok tanıdık. Ama elbette daha az gürültüyle. İtalya, Venezi olayıyla bu sınavı yüksek sesle veriyor. Bakalım neler olacak…