İstanbul’da 7 Ekim’de konser verecek müzisyen Robbie Williams, geçen hafta hayranlarının zorbalığına isyan eden bir story paylaştı. Hayran anksiyetesi yüzünden yıllarca dışarı çıkmaktan kaçındığını, üstelik bunu alkol veya uyuşturucu gibi ‘kolay’ kaçış yolları olmadan başarmak zorunda kaldığını söyledi!
Yakın zamanda bir uçak yolculuğunda yaşadığı olayı örnek verdi. Bir hayranı notla mesaj yollayarak, fotoğraf çekilmek istediğini söylemiş. Williams, "Gözlerimin altında torbalar var ve o an anksiyete ile başa çıkıyorum... Eğer gelip benimle fotoğraf çektirirse anksiyetemin tavan yapacağını açıkladım. Çünkü o zaman tüm kabin kim olduğumu merak etmeye başlayacaktı." Bu açıklama hayranını ikna etmemiş, yanına gitmiş fotoğrafı çektirmiş ve birden uçaktaki neredeyse herkesle fotoğraf çektirmek zorunda kalmış.
Williams’ın, "Artık her yabancı biri yaklaştığında paniğe kapılıyorum" sözleri, kişisel bir anksiyete mücadelesinin ötesinde, sanatçıların maruz kaldığı daha geniş bir soruna işaret ediyor. Bu durum, Türkiye'deki müzisyenlerin yaşadığı, zaman zaman fiziksel saldırıya varan daha sert gerçeklerle de acı bir paralellik taşıyor. Robbie Williams'ın hissettiği psikolojik baskı ve rahatsızlık, ne yazık ki burada bazen somut tehlikelere dönüşebiliyor. Yakın geçmişte Cem Adrian, Simge ve daha birçok müzisyenin sahnede yüzlerine fırlatılan yabancı cisimlerle yaralanma tehlikesi atlatması, hayranlık sınırlarının ne kadar kolay aşılabildiğinin ürkütücü örnekleri arasında.

ÜNLÜLERE 7/24 ULAŞILMALI MI?
Bu sadece fiziksel saldırıyla da sınırlı değil. Konserlerde müzisyenlerin repertuvarında olmayan şarkıları çalmaya zorlanması, ısrarcı taleplerle sanatçının performans alanının ihlal edilmesi, mekan kurallarına uymayarak müzisyenin programın akışını bozması sıkça karşılaşılan bir durum. Daha da ileri giderek, şarkıcı Tan'ın taciz boyutuna ulaşan hayran davranışları nedeniyle tekrar mahkemelik olması, meselenin ne kadar ciddi boyutlara ulaşabildiğini gösteriyor. Hatta cenazede, acılı anlarında bile ünlülerle fotoğraf çektirme yarışına giren hayranlar reddedildiklerinde bunu sosyal medyada bir "linç" malzemesine dönüştürüyor. Williams'ın bahsettiği "ünlülerin 7/24 ulaşılabilir olması gerektiği" şeklindeki yazılı olmayan kuralın ne kadar tehlikeli ve acımasız olabileceğini kanıtlıyor. Sanatçının sınır çizmesi, hayrana saygısızlık olarak yaftalanabiliyor.
Williams paylaşımlarında gerçek hayranlarına da seslendi: "Eğer yollarımız kesişirse ve bana hayransanız, bunu bana söylemenizi istiyorum. Bu çok şey ifade ediyor... Sizin kalbinizi ısıttığımı hissettiğimde benim kalbim de ısınıyor." Fakat hemen ardından o can alıcı ricayı ekliyor: Ünlülerin de birer insan olduğunu, mahremiyetlerine, o anki ruh hallerine saygı gösterilmesi gerektiğini anlamalarını istiyor. Belki annesinin hastalığını düşünüyor, belki babasının Parkinson'uyla meşgul... O an sadece "Robbie Williams" değil, aynı zamanda bir evlat, bir insan.