Klasik dönemin başyapıtlarından çağdaş eserlere, ulusal bestecilerden dünya prömiyerlerine uzanan geniş bir repertuvar, BİFO’nun 2025/26 sezonunda müzikseverleri bekliyor. 9 Ekim’de açılış konseriyle başlayan bu ‘klasik’ ziyafette, BİFO’nun siparişi üzerine Paolo Marzocchi’nin bestelediği ‘Beş İşkodra Şarkısı’nın (Five Songs of Shkodër) dünya prömiyeri bu yılki programın neler vadettiğinin de bir kanıtı gibiydi.
16 Mayıs 2026’ya kadar sürecek programı ve gençlere açtığı alanı konuştuğumuz Borusan Sanat Müdürü Aydın Dorsay’ı yakalamışken, dijital evrenin klasik müziğe etkisini de sorduk.
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) konserleri başladı. BİFO, yeni sezonunda sanatseverlere nasıl bir müzik yolculuğu vadediyor?
Sezon programımız klasik dönemin başyapıtlarından çağdaş eserlere, ulusal bestecilerden dünya prömiyerlerine uzanan geniş bir repertuvarla çevrili. Orkestra eserlerimizin yanı sıra piyanonun ön planda olduğu çokça konserimiz var. Bununla birlikte, 6 Kasım’da onursal şefimiz Gürer Aykal yönetiminde bestecimiz Ahmed Adnan Saygun’un eserlerini seslendireceğimiz ve ayrıca sürekli şefimiz Carlo Tenan yönetiminde gerçekleşecek 14 Mayıs’taki Beethoven 9 konserimiz, ulusal ve uluslararası koroların yer alacağı konserler. František Macek, Christoph Eschenbach ve Barbara Hannigan gibi uluslararası düzeyde tanınmış şefleri konuk edeceğiz. Dinleyicilerimiz, Ferhat Can Büyük ve Salih Can Gevrek genç yeteneklerimizi de bu sezon BİFO ile aynı sahnede izleme fırsatı bulacaklar. Renkli bir sezon müzikseverleri bekliyor.
Programı hazırlarken özellikle nelere dikkat ettiniz? Müzik gündeminin nabzını nasıl tuttunuz?
İlk önceliğimiz sanat yönetmenimizle bir araya gelerek programın ana hatlarını çıkartmak, sonrasında düşündüğümüz eser ve solistleri listeliyoruz. Müzik gündemini takip etme sürecinde birçok unsurumuz var. Örneğin, dünyada ve Türkiye’de seslendirilmiş eserleri, konserlere davet edilen solistleri inceliyoruz. Daha önce seslendirilmemiş eserleri ve ülkemize hiç gelmemiş solistleri de araştırıyoruz. Öte yandan, sezon programlarımızda mutlaka sipariş eser olmasını önemsiyoruz. Bu şekilde hem repertuvarımıza yeni eserler katıyor hem de bestecilerin üretim sürekliliğine katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
BİFO bu sezon kaç konser verecek? Yerli yabancı kimleri göreceğiz sahnede?
BİFO’nun, bu sezon Lütfi Kırdar Asım Kocabıyık Anadolu Oditoryumu’nda 12 konser verecek. Onursal şefimiz Gürer Aykal ile sanat yönetmeni ve sürekli şefimiz Carlo Tenan’ın yanı sıra, klasik müziğin önemli isimlerinden Christoph Eschenbach, Barbara Hannigan, Martijn Dandeviel ve František Macek şef podyumunda olacak. Aynı sahneyi paylaşacağı solistler arasında ise Ilya Maximov (piyano), Marc Coppey (viyolonsel), Jan Lisiecki (piyano), Maria Meerovitch (piyano), Omar Tomasoni (trompet), François-Frédérick Guy (piyano), Ferhat Can Büyük (piyano), Daniel Hope (keman) ve Salih Can Gevrek (piyano), Kübra Şenyaylar yönetiminde Koro İstanbul, Enkeleda Kamani (soprano), Deniz Uzun (mezzosoprano), İlker Arcayürek (tenor), Li Huanhong (bas) ve Cornel Groza yönetimindeki Transilvanya Devlet Filarmoni Korosu olacak.
Bu sezonu diğer sezonlardan farklı kılan yenilikler var mı?
Bu sezon, her sezon önemsediğimiz gibi dinleyicilere çeşitli bir repertuvar sunuyoruz. 2025/26 sezonunda ayrıca klasik müzik tarihinin mihenk taşları arasında yer alan Beethoven ve Bruckner gibi bestecilerin başyapıtlarını, çağdaş bestecilerin yenilikçi eserleriyle yan yana sunuyoruz. Bu sezonun bir diğer yeniliği, orkestranın genç kuşak sanatçılarla kurduğu daha yakın bağ. Genç solistler ve konuk şeflerle gerçekleştireceğimiz konserler.
BİFO, genç yetenekler için ne vadediyor peki?
BİFO, genç müzisyenlere sadece sahne deneyimi değil, aynı zamanda profesyonel bir orkestra disiplini içinde üretmenin anlamını deneyimleme fırsatı da sunuyor. Genç yeteneklerin ustalarla aynı sahneyi paylaşması, onların deneyimlerine, müzik vizyonlarına ve gelişimlerine de katkı sağlıyor. Bununla birlikte, Borusan Sanat olarak genç bestecilerimize eser siparişi veriyoruz. Ayrıca konuk solist ve şefler arasında elbette genç sanatçıları da ağırlamayı önemli görüyoruz. Onların orkestral müziğin kolektif ruhunu yakından hissetmelerini, birlikte üretme kültürünü doğrudan yapabildikleri bir öğrenme alanı açmayı önemsiyoruz.
Teknoloji ve dijitalleşmenin etkisi her yerde. Klasik müzik sizce bu gelişmelerden nasıl etkileniyor?
Teknolojinin her şeyi kolaylaştırması, kimi zaman müziğin üretimindeki ciddiyeti ve derinliği gölgede bırakabiliyor. Bugün yapay zekâyla besteler üretiliyor ama sonuçta bu, insan duygularının yerini alamayan bir kodlama süreci. Yani teknoloji çok şeyi mümkün kılıyor, ama müziğin özündeki ruhu yaratamıyor.
- ve 19. yüzyılda yazılmış eserler hâlâ büyüleyici bir güce sahip, ancak çağımızın bestecilerine, yeni ve farklı seslere de kulak vermek gerekiyor. Bu noktada klasik çağdaş repertuvarla daha deneysel, sınırları zorlayan eserler arasında bir denge kurmak önemli. Çünkü bir yönü aşırıya taşımak, dinleyicide bir süre sonra yorgunluk yaratabiliyor.
Klasik müzik ‘elit’ algısı geçmişten beri var. Sizce bu algı son dönemde kırıldı mı? Klasik müziğin yalnızca belirli bir çevreye ait olduğu yönündeki algının artık eskisi kadar güçlü olmadığını düşünüyorum. Günümüzde insanlar müziği artık yalnızca türlerle değil, duygularla ve deneyimlerle de tanımlıyor.
Aydın Dorsay’ı büyüleyen ve hiç vazgeçemediği klasik müzik bestesi hangisi?
Tchaikovsky Keman Konçertosu ve Beethoven 9. Senfoni…
Klasik müzik dışında dinlemekten keyif aldığınız tarzlar neler? Müziğin her türüne açık mısınız? Var mı kriterleriniz?
Mümkün olduğunca her türlü müziği dinlemeye çalışıyorum. Fakat bunların arasından rock, house, techno, ambient, free jazz, doğaçlama, noise müzik türlerinin diğerlerine göre daha fazla takip ediyorum.