Bahadır Tatlıöz bu yazın şarkısını yapmaya değil, yazı yeniden tanımlamaya soyundu. ‘Bu Yaz’ şarkısı sadece bir hit adayı değil; eski dost bir enerjinin, yeni bir döneme taşınmış hali. Kendi deyimiyle, eski tarzına dönerken ‘gerçek duygu’dan vazgeçmeden, müzikle her kuşağın gönlünde yer açmaya çalışıyor. Sohbet ettiğimiz Tatlıöz, yaz bitmeden yeni projelere imza atacak hatta gelecek yaz için hazır bile.
‘Bu Yaz’ sadece bir şarkı değil, yazın ruhunu taşıyan bir hikaye gibi. İlk kıvılcım nasıl ortaya çıktı?
Aslında ‘Bu Yaz’, benim eski tarzıma dönüş hikayemin ilk ürünü. Yıllardır insanlardan hep benzer mesajlar alıyordum: Takvim şarkımdaki gibi bir enerjiye ihtiyaç duyduklarını söylüyorlardı. Ben de onlara bu enerjiyi yeniden hediye etmek istedim. Üstelik bu tarzda üretmeye de devam edeceğim.
Hem söz hem müzik size ait. Yazı ve aşkı aynı potada eritirken sizi en çok besleyen duygu ne oldu?
Her zaman hayatı ve insanları gözlemledim. Kendi hayatımdan da ciddi anlamda ilham aldım. Yaşadığımız bu zorlu dönemde hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu şeyler sevgi, aşk ve pozitif enerji. Bu duyguları merkeze alarak bir şarkı yazmak istediğinizde de sonuç, ‘Bu Yaz’ gibi bir şarkı oluyor.
Gitar, yaylılar, canlı çalgılar... İstanbul Strings ile çalışmak şarkıya ne kattı?
Ben müzikte mümkün olduğunca insan faktörüne yer vermeyi tercih ediyorum. İşin kolayına kaçmak, müzikal zenginliği ve duyguyu azaltıyor. İstanbul Strings başta olmak üzere her zaman aynı müzisyenlerle çalışmayı seviyorum. Bu bana bir çeşit totem gibi geliyor. Ayrıca her biriyle çalışmak, benim için ayrı bir keyif ve tat.
Back vokalde Aydın Kurtoğlu ve Bora Duran var. Gizli bir yaz boy band’i mi kuruyorsunuz? Şaka bir yana, grup müziği yeniden trend. Talep gelse, yaklaşımınız ne olurdu?
Her iki isim de sosyal hayatımda çok yakın arkadaşlarım ve çok sevip saydığım müzisyenler. Duygu çeşitliliğinin, müziğe samimiyet ve renk kattığına inanıyorum. Bugüne kadar birçok projemde bunun örneklerini görebilirsiniz. Grup fikrine yalnızca proje bazlı sıcak bakabilirim ama kalıcı bir kariyer planlaması olarak bana pek uygun bir yol değil.
Şarkının kapak görselinde elinle telefon işareti yapıyorsunuz. Ama Z kuşağı artık onu öyle yapmıyor. Kuşak farkını müzikte nasıl aşıyorsunuz?
O kuşak farkını vücut diliyle kapatmak gibi bir derdim yok. Her kuşağın kendine özgü bir vücut dili olmalı zaten. Ancak müziğimle o farkı, farkında olmadan kapattığımı düşünüyorum. ‘Bu Yaz’ın sosyal medyada 18 yaş altı gençler üzerindeki etkisi de bunun bir kanıtı. Beni ilgilendiren tek şey, müziğimle her yaş grubunun gönlünde yer edinebilmek.
Müzik endüstrisi dijitalleştikçe, sizi hala sahici olan neyi korumaya çalışıyorsunuz?
Ben insan faktörünü ve gerçek duyguyu koruma prensibiyle çalışıyorum. Sahici olan şey; insanın, hayatın dokunduğu ve temas ettiği şeylerdir. Yapay zeka ile şarkı veya aranje yapmak gibi bir niyetim yok. Konuya hakim olmadığım için değil; aksine oldukça hakimim ve istediğim gibi kullanma becerisine de sahibim. Ancak samimi duyguların gelecek nesillere aktarılması gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden üzerime düşen etik sorumlulukları unutmuyorum.
Neler bekliyor bizi?
Bu yaz için iki projem daha yolda. Gelecek yaza belki on şarkı bile çıkar. Üretmeye ve insanlarla buluşmaya hız kesmeden devam edeceğim.