Aslı BARIŞ
Bize biraz markanın DNA’sından bahseder misiniz?
Zevkle… 1828 yılında Rusya’nın St. Petersburg kentinde bağımsız İsviçreli saatçi Heinrich Moser tarafından kurulan lüks saat üreticisi Moser, 2002 yılında Dr. Jürgen Lange ve Heinrich Moser’in torunu Roger Nicholas Balsiger’in Moser Schaffhausen AG’yi kurmasıyla relanse edildi. 2012 yılında aileme ait olan MELB Group tarafından satın alındı. Benim markaya dahil oluş sürecim de böyle başladı.
Horoloji dünyasının içine doğmuş bir aileden geliyorsunuz değil mi?
Evet, böyle diyebiliriz. 1976’da İsviçre’de doğdum. Dediğiniz gibi ailem de horoloji dünyasında yer alır, babam Georges- Henri Meylan 1987’den 2009’a kadar Audemars Piguet’nin yöneticisiydi. Yani çocukluğum saatlerle iç içe geçti. EPFL Lausanne’da akabinde Wharton’da mühendislik ve finans eğitimi aldım. Bir süre Avrupa ve Asya pazarında lüks saat markalarında çalıştım. 2012’de şirkete girdim, resmi olarak da 2013 Nisan’da CEO olarak görevini üstlendim.
Yakın zamanda verdiğiniz bir söyleşide “İki yıldır lüks segmentinde patlama yaşanıyor” demiştiniz… Neye bağlıyorsunuz bunu?
Pandemi sonrası yaşananlara bağlıyorum. Bence bu dönemde herkes kendi yapmak istediklerini, hayattan nasıl keyif almak istediklerini sorguladı. “Beni ne mutlu eder” diye sordular. Uzun vadede tatil programları yapıldı, gastronomi dünyasına ilgi arttı… Horoloji dünyasına gelirsek, insanların daha çok araştırma yapma şansı oldu ve lüks niş saat markalarını keşfettiler. Ve kendilerini ayrıcalıklı hissedecekleri markalara yöneldiler.
Diğer yandan teknoloji de horoloji dünyasının ortağı oldu. Pek çok kişi akıllı saat tercih ediyor. Buna rağmen belirli bir kesimin klasik saatlere ilgisinin arttığını mı söylüyorsunuz?
Böyle bir durum var ama diğer bir yandan insanlar saatleri artık bir yatırım aracı olarak da görüyor. Kaliteli bir saat alırsanız seneye kâra geçerek satabiliyorsunuz artık, sürekli değer kazanıyor. Alıyorsunuz, takıyorsunuz sonra da satıp üzerinden para kazanabiliyorsunuz. Bizim markamızın, Patek Philippe’in ve Audemars Piguet’nin fiyatları pazarda sürekli artıyor. Bu yüzden mantıklı bir yatırım.
Son dönemde sanat eserleri de yatırım aracı olarak görünüyor. Benzer bir durum mu bu?
Birkaç sene önce sanat piyasası benzer bir dönem geçirdi, evet. Yatırım aracı olarak görülmeye başladı, bunu vintage arabalar takip etti. Saat piyasası o zaman biraz daha gerideydi ama arayı kapadı. Bu aralar en popüler yatırım araçlarından biri, saatler. Düşünecek olursanız daha da garantili. Bir sanatçının eseri patlama yapıyor, sonra düşebiliyor. Bahsettiğim saatlerde fiyatlar yukarı çıkıyor sürekli.
Ama bazı saatler ilk başta aşırı popüler olurken zaman içerisinde gözden düşebiliyor. Hatta üretimi duruyor. Nasıl anlayacağız hangi saatin yatırım yapmaya değer olduğunu?
İşte kritik olan nokta da bu. Markası, tasarımcısı, malzemesi, kaç adet üretildiği, tüm bunlar onun piyasadaki yerini belirleyici olur. Markanın ruhu da önemli… Mesela bugün yatırım aracı olarak karşılık gören çoğu marka, aile şirketleridir. Yani bir lüks karteline hisselerini ve ruhunu satmamış markalardır. Biz de bir aile şirketiyiz. Üretim adetleri ve işçilik de dediğim gibi çok önemli. H.Moser & Cie yılda ortalama 1500 adet civarında ürettiği saatleriyle, günümüzde yüksek saatçilik dünyasının en nadir bulunan modellerini sunarken, saat koleksiyonerlerinin ilgiyle takip ettiği bir marka bu açıdan… Talepte patlama olsa bile, üretimimizi artırmıyoruz. Tüm bu saydıklarım, başarılı bir marka yürütmenin reçetesi kanımca…
Peki hangi saatlerin patlama yapacağını ilk görüşte anlayabiliyor musunuz?
Genelde ikonik modeller ön plana çıkar burada… Zaten bir saatin ‘ikonik’ mertebesine ulaşmasının geçerli nedenleri vardır. Hem tasarım hem de üretim aşaması zorludur. Örneğin, kolumda gördüğünüz Streamliner modeli… Bu entegre bilezikli bir model ve üretmesi inanılmaz zor. Saat piyasasında ‘ikonik modeller’ arasında yer almaya başladı. Hedefimiz de buydu zaten.
2022 yılında altı yeni model çıkardınız. Bu iddialı bir rakam değil mi?
Yapmak istediğim çok şey var, kendime göre yavaş gidiyorum diyebilirim. Çünkü kontrollü gitmekte fayda var. 200 yıllık geçmişi olan bir markadan bahsediyoruz günün sonunda… Ben de yaklaşık 10 yıldır şirketteyim. Pek çok yeni model yarattık, önümüzdeki yıl da yaklaşık üç yeni model tasarlıyoruz. Trend takip etmekten çok yaratmayı hedefliyoruz her adımımızda… Hazır giyimden çok haute couture’üz…
Bir trend yaratıcısına soralım bu durumda; 2023’te hangi modeller öne çıkacak?
Geçen yıllarda çelik ön plandaydı. Bu sene altının yılı olacak. Altın kasalar inanılmaz popüler olacak. Klasik saatlere ilgi artacak, daha küçük boyutlardaki modeller ön planda olacak.