Uzun soluklu müzik yolculuğunda kendini yeniden tanımlayan Pera, sekizinci stüdyo albümü ‘Reviva’ ile taze bir dönemin kapılarını aralıyor. “İlk günkü heyecan ve tutkumuzla merhaba” diyerek paylaştıkları bu albüm, grubun hem müzikal hem de duygusal anlamda yeniden doğuşunu simgeler nitelikte. Çıkış parçası ‘Gönlümün Efendisi’, romantik ama güçlü yapısıyla bu dönüşümün ilk işaretlerini veriyor ve grubun sahne enerjisini, duygularını dinleyiciye doğrudan hissettirmeyi başarıyor. Yeni dönemin ruhunu, albümü ve Türk rock sahnesinin bugününü grup üyeleri anlattı.
Yeni albüm, yeni üretimler… Bu albüm sizde nasıl hisler uyandırıyor?
GÖKHAN MANDIR: Gerçekten de ilk günkü heyecanla çalışıyoruz bu albüm için. Eskiden “klip çekmeyiz buna” dediğimiz şarkıyı albüme koymama gibi bir prensibimiz vardı. Açıkçası son yıllarda bunu biraz esnettiğimiz özeleştirisini yapabilirim. İlk albümlerimizde içimize tam sinmeyen şarkıları rahatlıkla bir kenara koyardık. Son dönemde ise “çöpe gitmesin” mantığıyla hareket ettiğimiz zamanlar oldu maalesef. Şimdi tekrar bu prensibimizi hatırladık diyebilirim. Gerçekten çok sevdiğimiz şarkılara, her milisaniyesine özenerek, müziğe yeni başlamış bir çocuk heyecanıyla yaklaşıyoruz.
Albümün ismi neden Reviva?
HAKAN ÜNALAN: Gökhan önerdi bu ismi. Portekizce yeniden doğuş anlamına geliyor. Duyar duymaz benim de içime sindi. Bu isim mevcut durumumuzu ve hissiyatımızı çok iyi anlatıyor. Artık kendi müzik yolculuğumuzda ikinci bir sayfa zamanının geldiğini düşünüyoruz. Gerçekten kim olduğumuzu hatırladığımız, amatör heyecanlarımızı özlediğimiz bir dönemdeyiz. İyi ya da kötü yaptıklarımızdan çıkardığımız derslerle sanki en baştan başlıyormuş gibi yola yeniden çıkıyoruz. Bu sebeple ‘Reviva’ çok anlamlı bir albüm ismi bizim için hatta mottomuz.
İlk çıkış parçanız ‘Gönlümün Efendisi’. Peki, var mı önceliği bu şarkıya vermenizin bir sebebi? Nedir hikayesi bu şarkının?
G.M.: Albümde çok çeşitli hislerle çok sayıda şarkı hazırlıyoruz. ‘Gönlümün Efendisi’ daha çok hareketli, sert ve enerjik tarafta duran bir şarkı. An itibariyle sahip olduğumuz enerjiyi de güzel yansıtan pozitif bir hissi var bize göre. Albümde çok hüzünlü tarafta duran şarkılar da olacak. Bizi derinden etkileyen, demolarını dinlerken hepimizin sessizliğe büründüğü tarzda derinliği olan şarkılar. Açılışı bunlar yerine enerjisi yüksek bir şarkıyla yapmak istedik. Bu sebeple güzel bir giriş oldu diye düşüyoruz. Alperen Duymaz gibi usta bir oyuncunun katkısı da bizim için paha biçilmez bir durum. Sonuç içimize çok sindi.
Üretim sürecinde nasıl bir dünyanın içine çekildi Pera?
H.Ü.: Yazdığı şarkıları Gökhan bana gece gönderir. Bu süreçte çok sayıda şarkı besteledi. 60, belki 70 tane... En iyilerini seçmemiz gerektiğinden kendimce şöyle bir yöntem belirledim, şarkı demosunu dinlerken tüylerim diken diken oluyorsa o şarkı tamamdır benim için. Müziğe yaklaşımının da zaten böyle olması gerektiğini düşünüyorum.
G.M.: Hani bir şey tadarsınız ve çocukluğunuza gidersiniz ya... Ya da bir koku gelir, bir anınız canlanır. Öyle alıp götürmeli müzik. Bazen basit bir akor geçişi bunu yaratıyor, bazen de gitarda basılmadık yer bırakmayan bir melodi. Hangisinin bunu başaracağını bulmak da müzik yapmanın en tatmin edici yanı bence.

Albüm paylaşımınızın altına “Pera'nın tahtı kalbimizin en güzel köşesinde” yazmış bir kullanıcı. Yıllardır müzikal çizginizi bozmamanızın bir sırrı var mı?
H.Ü.: Her zaman içimizden gelen müziği yapıyoruz. Rock müzik haricinde bir akıma ya da türe net bir bağımız yok. Bazen yeni şeyler deneyip bazı dinleyicilerimizi kızdırsak da elimizde değil. İçimizden öyle gelmiş oluyor o şarkıda. Hiçbir zaman tutsun diye şarkı yapmadık. “Başkası yapsaydı dinlemezdim” diyeceğim bir şarkımız olsun asla istemem. Eğer dinleyicilerimiz müzikal çizgimizin sağlam olduğunu düşünüyorlarsa, sebebi bu olmalı.
Bundan birkaç sene önce fırtına gibi esiyordu Türkçe rock ülkemizde. Sizce yıllar içerisinde dinleyici kitlesini kaybetti mi? Türkçe rock’tan uzaklaşıyor mu insanlar?
G.M.: 90’lar ve 2000’lerde rock müzik adeta pop müzik durumundaydı aslında. Rock-metal bir ürün piyasaya çıktığında listeleri paramparça ediyordu. Bütün popstarlar rock altyapıları kullanıyorlardı. Tabii tüm akımlara olduğu gibi rock müzik de bir sönüş yaşadı. Müzik sektörü dönem dönem değişim geçirmek zorunda. Kimi türler yükselirken kimileri de düşüşe geçiyor, doğası gereği. Ülkemizde bu durum daha da sert yaşanıyor. Dünya genelinde tüm konserleri sold out çeken yeni rockstarlar hala doğarken, Türkiye’de açıkçası çok az rock grubu kaldı. Sürekli çok sevdiğimiz müzisyen dostlarımızdan dağılma haberleri alıyoruz. İşini hakkıyla yapan gruplar her zaman sadık dinleyicilere de sahip olacaklar. Bizim de durmak istediğimiz konum tam da burası.
Aslında bana göre dinleyici, hayatın pek çok alanında olduğu gibi şarkılarda da geçmişe özlem duyuyor. Ne dersiniz, müzik sektörünün günümüzde yaşadığı kabuk değişimi buna bir etken olabilir mi?
H.Ü.: Müzik aslında hatıralarla sıkı sıkıya bağlıdır. Güzel dediğimiz her müzik ürünü, genelde çocukluğumuz ve gençliğimizle ilintili. Çünkü onlarla büyüdük, müzik deyince anladığımız şey onlar. Son yıllarda sıçrama yapan 90’lar kavramını düşünelim mesela. Biz hala yolda giderken, “Aç bir Sezen Aksu da dinleyelim” moduna giriyoruz. Nilüfer, Kayahan, Yaşar dinliyoruz mesela.
G.M.: Rock da yapsak, senfoni de yazsak, bu coğrafyanın müzikal etkileşiminden beslenmek zorundayız. Yapılan her türde türkü etkisi de olacak, arabesk etkisi de. Çünkü onlarla büyüdük ve kulağımızın bir kenarında onlar çalmaya devam ediyor. Dolmuşa bindiğimizde teypten, bakkala girdiğimizde TV’den hep o müzikler kulağımıza gelirdi. Müzik bir kültür işi zaten. Amerikalılar gibi rock yapacak olsak country’den beslenmemiz gerekirdi çünkü onların kültürel folk müziği de o.
Son olarak albüme geri dönersek, çalışmalarınız devam ediyor anladığım kadarıyla. Diğer parçalar dinleyicilerle ne zaman buluşacak?
G.M.: Şarkıların çok büyük kısmının düzenlemelerini bitirdik. İçimize sine sine, en iyi hallerine gelene kadar çalışmak istiyoruz. Çok iddialı da konuşmak istemem ama Hakan'la dinleyip “en iyi albümümüzü yapmış olabiliriz” diyoruz bu aralar. Tüm gücümüzle çalışıp en kısa zamanda yeni şarkılarla buluşacağız.
