Pop müziğin alışıldık melodilerinin ötesine geçerek ruhunu arayan isimlerden Buray, yeni şarkısı ‘Buzlu Cam’ ile bu yaz her yerde karşımızda. Sony Music Türkiye etiketiyle raflardaki yerini alan bu parça, Buray’ın kendi geçmişiyle yaptığı cesur bir yüzleşme, dijital dünyanın dayattığı hız ve yüzeyselliğe bir nevi meydan okuma… Ayrıca aşkın günümüzdeki değişken doğasına dair düşündürücü bir sorgulama. Söz yazarı Emrah Karakuyu’nun kelimelere döktüğü derinlik ve prodüktör Tanerman’ın o kendine has, tanıdık dokunuşlarıyla hayat bulan ‘Buzlu Cam’, dinleyiciyi hem aşkın o deli rüzgarlarında savuruyor hem de geride kalan, silinmez bir hatıranın izlerini sürmeye davet ediyor. Bu şarkı, aslında Buray’ın kendi iç dünyasına açtığı buğulu bir pencere. Buray’la Atina sokaklarından sahne ışıklarına, TikTok trendlerinden aşkın evrenselliğine uzanan bir röportaj yaptık.
Bazen şarkılar sadece bir hikâye anlatmaz, insanın kendiyle yüzleşmesidir de. Buzlu Cam senin en çok hangi yanını açığa çıkardı?
Ergenlik dönemindeki şıpsevdi aşklarımı ne kadar şiddetli ama ne kadar çabuk unuttuğumu hatırladım. İnsan olgunlaştıkça daha seçici oluyor ve gidenin ardında bıraktığı boşluk ve hasar daha büyük oluyor.
Şarkının sözlerinde ‘cama yazılmış sözcükler’ çok güçlü bir imge. Bunu biraz daha açar mısın?
Çocukken camlara nefesimizle buğu yapıp isimler, kalpler, hatta dertler yazardık. Geçici olduğunu bilirdik ama yine de yazardık. Hayatımda da öyle ilişkiler, anlar oldu. Kalıcı olmadığını bile bile hissettiğim şeyler… Buğulu camlar tam da onu anlatıyor: Geçiciliğe rağmen bırakılan izler.
Emrah Karakuyu ve Tanerman’la bu projede bir araya geldin. Üretim süreciniz nasıldı? Kim kimi daha çok zorladı?
Açık söyleyeyim, bu şarkı duygusal olarak hepimizi zorladı. Emrah duygunun peşinden giden bir yazar, Tanerman ise o duyguyu evrensel bir sound’a taşıyan bir prodüktör. Ben ise ikisinin arasında hikayeye hem ruh hem ritim katmaya çalıştım. Ama sonunda çok dengeli bir enerji yakaladık.
Buzlu Cam’ı ilk kime dinlettin, ne yorum aldın?
Menajerim Candaş’a dinlettim. İkimiz de gecenin bir yarısı heyecandan havaya zıpladık.
Yapay zekayla oluşturulmuş depresif bir ‘ikinci Buray’ görüyoruz. Bu fikir nereden çıktı?
Yapay zeka karakteri, aslında içimdeki bastırılmış Buray. Süslenmemiş, filtrelenmemiş hali. Hep neşeli, pozitif Buray’ı görüyor insanlar ama yapay zeka karakteri bu karanlık tarafın dijital bir yansıması. Yönetmen Hasan Kuyucu ile insan olmakla algo ritma arasında sıkışan duyguları göstermek istedik.
Zamanın ruhuna kulak veriyorum
Müzik endüstrisi giderek dijitalleşirken, sen hala sahici olan neyi korumaya çalışıyorsun?
Samimiyeti. Müzik, algoritmalar için değil kalp için yapılmalı. Trend uğruna şarkı üretmek beni heyecanlandırmıyor. Ben hala biri arabada giderken, yalnızken, ağlarken bir şarkımı açsın istiyorum. Orada bağ kurulsun.
Son dönemdeki müzik trendleriyle aran nasıl?
Zamanın ruhuna kulak veriyorum ama ruhumu kaybetmeden. Latin ritimleri, synthwa ve alaturka, rock ve ambient house gibi şeylerle flört ediyorum. Hatta bir sonraki projelerde yabancı isimlerle iş birlikleri olabilir. Şu anda bunlar üzerinde çalışıyoruz.
Sence bu kadar ‘trend ve algorit ma’ çağında, hâlâ samimi şarkılarla ayakta kalmak neden bukadar zor?
Trendler hızla değişiyor, algoritmalar neyin ‘tıklanacağını’ söylüyor ama neyin hissedileceğini asla bilemiyor. O yüzden içten gelen, bir gece yarısı yazılmış bir dize ya da yaşanmış bir hikayenin melodisi, o sistemin içinde kaybolabiliyor. Ama ben şuna inanıyorum: Kalpten çıkan her şey bir gün yine bir kalbe dokunur. Geç olur, zor olur ama samimi şarkılar her zaman yolunu bulur. Belki milyonlara ulaşmaz ama bir kişinin hayatına gerçek ten dokunur. Ve işte benim için en kıymetlisi de bu zaten.
TikTok ve Reels, müziği 15 saniyelik trendlere dönüştürdü. Bu hızlı tüketim kültürü seni korkutuyor mu yoksa yeni fırsatlar mı getiriyor?
Başta korkutuyordu ama şimdi fırsat gibi görüyorum. O 15 saniyede insanı yakalayabiliyorsan, tüm şarkıyı da dinletiyorsun. Ama her şarkı bu formata uymaz, bu da ayrı mesele.
Gelecekten biri senin hikayeni okusa, ilk olarak hangi şarkını dinleyerek başlasın isterdin?
‘İstersen’ ile başlasın isterdim. Çünkü orada benim iç sesim var. Hayatı, aşkı ve insanı sorguladığım bir şarkıydı. İyi bir başlangıç olur sanırım.
Sırada neler var?
Sırada birçok heyecan verici projemiz var. Önümüzdeki günlerde, farklı DJ’lerin öne çıkan şarkılarıma yaptığı remix’ler den oluşan bir karma albüm yayınlayacağız. Yaz sonu ise yeni bir single planımız var. Bu süreç beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Yaz konserlerimiz tüm hızıyla devam ediyor. Sahne şovlarımızı da sürekli güncelliyoruz. Ayrıca bazı yabancı iş birlikleri üzerine çalışıyoruz. Çalışkan ve üretken bir ekiple, neredeyse hiç boş durmuyoruz!
