İtalya’nın “hız tapınağı” olarak bilinen ve dünyanın en hızlı yarış pistlerinden biri olan Monza’nın efsanevi virajlarında yankılanan motor sesleri sadece bir kutlamanın değil, aynı zamanda yüksek performans dünyasında açılan yeni bir sayfanın da habercisiydi. Pirelli, 40 yaşına basan ultra yüksek performans lastiği P Zero’nun beşinci neslini tanıtırken, sahneye sürpriz bir isim eşlik edecekti…
Horacio Pagani ve onun son sanat eseri, Huayra R Evo Roadster… Otomotiv ve mühendislik dünyasının en prestijli birlikteliği yan yana duruyor, gözlerimizi kamaştırıyordu. Tanıklık ettiğimiz Pagani ve Pirelli ortaklığı, şimdi geleceğin teknolojileriyle yeniden şekilleniyor.
İtalya’nın motor tutkusuyla şekillenmiş yüce zanaatkârlığı denildiğinde aklımıza iki köklü ismi getiriyor: Biri, hızın ve estetiğin sınırlarını zorlayan Pagani; diğeri, asfaltla temasın zarafetini baştan yazan Pirelli. Bu iki markanın yolları, neredeyse kaderin planladığı gibi, kusursuz bir uyumla birleşti. Monza’da düzenlenen ve Pirelli’nin amiral gemisi P Zero’nun beşinci jenerasyonunun tanıtıldığı özel buluşmada, bu iş birliğinin en yeni meyvesi de sahne aldı…
9.200 devir çeviren 6.0 lt V12’siyle 900 HP 662 kW ve 770 Nm’lik Pagani Huayra R Evo Roadster, devasa kanadıyla uzun kuyruklu bir üstsüz pist yarışçısı…
60 ve 70’lerin efsanevi Le Mans prototiplerinin özellikle de Codalunga uzun kuyruklu aerodinamik tasarımlarından ilham alan Horacio Pagani, açık kokpitli ve polikarbon detaylı Indy Car yarış araçlarının cazibesiyle Huayra platformunu buluşturmuş. Arkasında retro tarzda metal uç kapaklarla büyük bir orta desteğe sahip yeni arka kanadıyla %45 daha fazla downforce ve %21 daha yüksek aerodinamik verimlilik sunuyor. Yeni Evo’nun çıkarılabilir tavan panelleri, açık kokpit sürüş keyfiyle birlikte, artan hava yükü sayesinde performansını yere basma kuvvetinde extra %5 katkıyla yükseltiyor. 320 km/h hızda, kendi kuru ağırlığı olan 1060 kg’dan daha fazla dikey yük üretiyor.
Her köşede elektronik kontrollü çift salıncaklı suspansiyon sistemine, araç yüksekliği değişimlerini tekerlek hareketlerinden izole ederek daha dengeli bir sürüş sağlayan Heave Damper eklenmiş.
Kaputun altında ise, Hwaag iş birliğiyle yenilenen eksantrik milleri, optimize egzost sistemi ve elden geçirilmiş emme manifolduyla geliştirilmiş yepyeni V12 R yatıyor. Huayra R’a kıyasla 50HP ve 19Nm’lik artılarından başka artık 9200 1/min devir çevirebiliyor! Güç, senkronize olmayan 6-ileri #DogRing sıralı şanzıman ile arka tekerleklere iletiliyor.
Önde 19, arkada 20 inçlik jantlara sarılı Pirelli PZero Slick lastikleri ise, pist için biçilmiş kaftan. Motorsports tipi balatalar ve ventile karbon seramik CCM-R fren diskleri ise 350 km/h azami sürat sonrası gerekli…
Sadece FIA onaylı yarış pistlerinde sürülebilecek olan yeni Evo Roadster’ın hızıyla sesini izlemek, sanatsal güzelliğine ve saygıyla eğildiğimiz mühendisliğine bakmak bile, çok özel!
Pagani Automobili'nin kurucusu, sanatsal tekniğin sihirbazı Horacio Pagani, oğlu ve aynı zamanda pazarlama direktörü Christopher ile birlikte, yanlarında şirketin teknik direktörü Francesco Perini, bizlerle sohbet ederken, sadece yeni bir otomobilin ya da lastiğin tanıtımında olmadığımızı, yüksek performansın, mühendisliğin ve tutkunun nasıl el ele verip sanat eserine dönüşebileceğinin kutlamasında olduğumuzu fark ediyorduk…

HER SÜRÜŞE UYGUN
Bugün hiper otomobillerin lastikleri yalnızca kauçuk halkalar değil; mühendislik, veri, algoritma ve hayal gücünün buluşma noktası. Bu bağlamda Pirelli’nin vizyonu herkesten önce başlamıştı. Horacio Pagani, “Yapay zeka kelimesi henüz konuşulmazken, Pirelli veri toplamaya başlamıştı” diyor. Aslında bu, geleceğin lastiklerinin doğduğu andı. Yapay zeka ve sanal simülasyonlar sayesinde, bir lastiğin üretiminde deneme prototipi sayısı 30’dan 5’e kadar düşürülüyor. Geliştirme süresi yarı yarıya kısalırken, performans artıyor. Sonuç: Yolda ve pistte daha sezgisel, daha güvenli ve daha hızlı araçlar.
P Zero’nun yeni nesli ise bu dönüşümün zirvesini temsil ediyor. Beşinci jenerasyon, ıslak zemindeki fren mesafelerinin kısaltılması, yol tutuşunun iyileştirilmesi gibi performans artışlarının yanında, elektrikli araçlar için özel Ar-Ge de sunarak yeni çağın gereksinimlerine ayak uyduruyor. 18 ila 23 inç arasında 50’den fazla farklı ölçü sunan bu aile, Pirelli’nin üst ve lüks segmentteki hakimiyetini pekiştiriyor.
Elbette bu gelişim yalnızca fiziksel testlerle sınırlı değil. Geliştirme sürecinde artık lastiğin bir “dijital ikizi” oluşturuluyor. Pirelli’nin teknik patronlarından Misani’nin dediği gibi, “Bir ürünün pazara çıkış sürecini 18 ayın altına çekebildik. Ve bu tamamen dijital yöntemlerle mümkün oldu.” Bu, ultra yüksek performanslı bir lastiğin doğumunun dijital çağda nasıl hızlandığını gösteriyor.
Ancak Pagani ile Pirelli’nin ortaklığının belki de en heyecan verici ürünü Cyber Tyre teknolojisi, geçen yıl da Goodwood’da tanıtılmıştı… Bu sistem, lastiğin içine yerleştirilen sensörlerle Bosch’un kontrol üniteleri arasında doğrudan bir iletişim kuruyor. Lastiğin tipi ve durumu, ABS ve ESP gibi sistemlere anlık veri akışıyla iletiliyor. Sonuçta da; aracın her sürüş koşuluna otomatik adapte olması mümkün kılınıyor. Cyber Tyre sayesinde Utopia’da P Zero Corsa, P Zero Trofeo RS veya Winter gibi tamamen farklı karakterdeki lastiklerin her biri otomobil tarafından otomatik olarak tanınıyor ve ayarlarını buna göre optimize ediyor. Horacio Pagani’nin deyimiyle, “Bu, güvenliği devrimsel biçimde artıracak bir gelişme. Ve gelecekte yalnızca süper otomobillerde değil, tüm araçlarda kullanılacağına inanıyorum.”
Pagani ve Pirelli’nin farklı ölçekteki şirketler olmasına rağmen bu kadar uyumlu çalışabilmelerinin sırrı ise, zihin yapılarında saklı. Pagani, Pirelli’yi şöyle anlatıyor: “Binlerce kişiyi istihdam eden dev bir şirket olabilirler ama ekipleri zanaatkar gibi çalışıyor. Çok tutkulu ve bilgili insanlar var. Bu yüzden onlarla çalışmak bizim için çok doğal.”
İtalyan zarafetinin teknolojiyle birleştiği bu iş birliği, Monza pistinde yankılanan motor seslerinden fazlasını anlatıyor. Bu, bir otomobilin yalnızca bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir sanat eseri ve mühendislik şaheseri olabileceğini kanıtlayan bir dostluğun öyküsü. Ve bu dostluk, asfaltın her santiminde iz bırakmaya devam edecek…