İzmir Körfezi, kente yolu düşenlerin ve Ege’nin incisinde yaşayanların her fırsatta kollarına koştuğu nazlı bir sevgili gibidir. Bostanlı’dan Urla’ya uzanan mavi gerdanlığın dilediğiniz her noktasında keyifle seyredebildiğiniz şahane gün batımları, yaşamın insanlara sunulmuş büyük bir armağan olduğunu düşündürür. Bu hafta dört kuşağı İzmirli olan kıdemli bir gazeteci olarak doğup büyüdüğüm kentin sembolü sayılan körfezin sahip olduğu doğal zenginlikten söz edeceğim. Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet İrfan Ataoğuz ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Cemil Tugay’a paylaştıkları bilgiler için teşekkür ediyorum.

EKONOMİK DEĞER
İrfan Ataoğuz, İzmir Körfezi’nde bulunan ‘Gracilaria’ ve ‘Ulva’ türü yosunların periyodik olarak hasat edilebileceğini belirtiyor. Bu yöntemle elde edilen yosunların kozmetik başta olmak üzere pek çok sektörde hammadde olarak kullanılabileceğini vurguluyor. Alanında deneyimli bir uzman olarak bu işlemin körfezin su kalitesini zamanla daha da artıracağına dikkat çekerek şunları söylüyor: “Gracilaria, dünyanın birçok ülkesinde kozmetik, sağlık, hayvan yemi üretimi ve endüstriyel açıdan önem taşıyan Agar adlı maddenin üretildiği türdür. Ulva ise içeriğindeki yüksek selüloz nedeniyle bazı ülkelerde kağıt sanayiinden yem üretimine kadar çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. İzmir Körfezi’nde bulunan bu türlerin periyodik hasadıyla elde edilecek yosunlar doğal olarak yüksek ekonomik değere sahip olacaktır. Alg patlamaları zamanla daha da seyrelecek, deniz canlıların doğal yaşam ortamlarının iyileşmesi sağlanacak, elde edilecek verilerle körfez için uzun vadeli ekosistem restorasyon modeli ortaya çıkacak, koku probleminin çözümüne katkı sağlanacaktır.”
TARİHİ YATIRIMLAR
Söz körfezden açılınca deyim yerindeyse tutkulu bir kent sevdalısı olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Cemil Tugay’ı da dinlememek haksızlık olur. Sürdürülebilir çevre, güçlü altyapı, sağlıklı ve kesintisiz içme suyu temininin öncelikli olduğunu belirten başarılı isim Karaburun’dan Çeşme’ye, Ödemiş’ten Torbalı’ya uzanan 30 ilçede ciddi yatırımlara da imza atıyor. Bir başka deyişle Ege’nin incisini kuyumcu titizliği ile geleceğe hazırlıyor.
Gelelim yatırımlara ve yapılanlara. Haftaya bu konuya devam edeceğim için kısaca özetliyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yılın Kasım ayında düzenlediği çalıştaya dünyanın birçok ülkesinden önemli uzmanlar katıldı. Körfezi kentin vazgeçilmez değeri olarak yeniden canlandırmak, bir başka deyişle gelecek kuşaklara daha sağlıklı aktarmak için yapılması gerekenler kısa-orta ve uzun vadeli olarak belirlendi. Ortaya çıkan Acil Eylem Planı uyarınca ilk iş olarak Çiğli’de bulunan İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasite artırımı için kollar sıvandı. Böylece arıtılan su miktarı yüzde 36 artırılarak günlük 820 bin 800 metreküpe çıktı. Çizilen bilimsel yol haritası doğrultusunda modifiye edilmiş kil uygulamasına yönelik hazırlıklar yapıldı. Bunların suyun içinde seyreltilerek alglerin olduğu bölgelere nüfuz ettirilmesine yönelik yapılan deneylerden olumlu sonuçlar alındı. Kentte çevre ve körfez temizliğine yönelik başarılı çalışmalar yapıldı, halen yapılıyor ve gelecekte de yapılacak. Bu nedenle Dr.Cemil Tugay’ın ‘Körfez temizlenene kadar durmayacağız. Hedefe ulaşana dek çalışacağız’ sözü oldukça mühim. Kendisi hayli kararlı. Bu duruşu da istenilen sonuçlara erişilebilmesi için önem taşıyor. Dr.Cemil Tugay’ı sergilediği vizyoner başkanlık için kutluyor, tüm ekibine A’dan Z’ye başarılar diliyorum. Sözün özü İzmir Körfezi, aslında ekonomik açıdan da son derece önemli. Bu nedenle Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet İrfan Ataoğuz’un ve Dr.Cemil Tugay’ın en yakın zamanda beyin fırtınası yapmasını diliyorum. Bu haftalık yazımı noktalıyorum. Tüm denizcilerimizin pruvası neta, rüzgar kolayına olsun. Esen kalın.
