Türk resminin en zamansız ressamı Güven Zeyrek… Eserlerini çocukluğunu geçirdiği Kozak Yaylası’nın taşı, toprağı, ağaçlarıyla ilişkilendiren sanatçının sizi içine çeken resimlerine her baktığınızda farklı bir şey görmeniz mümkün.  Bazen bir kadın gövdesi de olabilir, bir ağaç kütüğü de...
Şişli’de İstanbul’daki en güzel mimari yapılarından biri Mongeri Binası’ndaki Bozlu Art Project’in son sergisi, Türk resminin pek tanınmayan ama ilginç ressamlarından biri Güven Zeyrek’in eserlerini bir araya getiren 'Tenduvar' sergisi...
Sergiyi yazmaya hazırlanırken aslında iç içe geçmiş hikâyeleri de yazmak istediğimi fark ettim: Mongeri Binası ve mimarı, Bozlu Art Project’in kurucusu, önemli koleksiyoner Dr. Şükrü Bozluolçay ve ressam Güven Zeyrek... Bir ev ve mimarı, bir koleksiyoner ve bir sanatçı. Şişli’deki Mongeri Binası Türkiye doğumlu İtalyan Levanten mimar Giulio Mongeri tarafından 1925 yılında, 1500 metrekarelik bir alanda dönemin varlıklı armatör ailesi Sadıkoğlu için tasarlanmış. Cumhuriyet Dönemi Birinci Ulusal Mimarlık akımının önemli temsilcileri arasında olan Mongeri, İstanbul, Ankara, İzmir’in iyi bildiğimiz, sembolik binalarında imzası olan bir mimar.

İstanbul’da İstiklal Caddesi’ndeki St. Antoine Kilisesi, Maçka Palas, Maçka Teknik Meslek Lisesi, İBB’nin restore ederek şehre kazandırdığı Bulgur Palas, Bankalar Caddesi’ndeki Generali Han, Osmanlı Bankası, Taksim Meydanı’nda üzerine konan otel ile bambaşka bir şeye dönüşen Maksim Gazinosu bunlardan bazıları. Bursa’da Atatürk’ün talebi üzerine inşa edilen Çelik Palas, Ankara’nın sembolleri Ulus’taki Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, Osmanlı Bankası, İş Bankası Genel Müdürlük, Tekel Başmüdürlük binası, İzmir’de Osmanlı Bankası Mongeri’nin eserleri arasında.
Kırmızı boyası, turkuaz çinileri, yuvarlak kubbesi ve palmiyeli geniş bahçesiyle Dr. Şevket Bey Sokağı’nda bir mücevher gibi ışıldayan Mongeri Binası, sırasıyla özel doğum klinikleri Pakize Tarzi -Türkiye’nin ilk kadın doğum doktoru- ve Ataman, ardından okul, banka olarak hizmet veriyor.
TIP ÖĞRENCİSİYKEN BAŞLAYAN TUTKU
2007 yılında ise Bozlu Art Project’in kurucusu, koleksiyoner iş insanı Dr. Şükrü Bozluolcay tarafından satın alınıyor. Bahçesinde heykeltıraş Kazım Karakaya’nın pek çok eseri olan Mongeri Evi’nde bir araya geldiğimiz Bozlu Art Project’in Direktörü İbrahim Cansızoğlu ve ‘Tenduvar’ sergisinin küratörü Nazlı Pektaş ile sergiyi gezmeden önce binada ofisi olan Dr. Bozluolcay’ı ziyaret ediyoruz. Bozluolcay, 1970’li yıllarda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde henüz öğrenci iken ilk eserlerini satın almaya başladığını anlatıyor. Dönemin ünlü hekimleriyle entelektüel bir sanat çevresinin içinde yer alan Bozluolcay’a göre o yıllarda pek çok hekim resim satın alıyor.
 
     
  Sanat tarihçisi ve küratör Nazlı Pektaş.
   
   Bozlu Art Project’in kurucusu, koleksiyoner Dr. Şükrü Bozluolcay.
İhtisasını Nükleer Tıp alanında yapan Bozluolcay, 1989 yılında iş hayatına atılarak nükleer tıp hizmeti veren ilk şirketi MNT’yi kuruyor. Günümüzde başta sağlık teknolojileri sektörü olmak üzere çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Bozlu Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Dr. Bozluolcay, Osmanlı resmi ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin en önemli koleksiyonlarından birine sahip.
2018 yılına kadar Bozlu Holding’e ev sahipliği yapan üç katlı Mongeri Binası’nda bugün Şükrü Bozluolcay’ın ofisi, Bozlu Art Project sanat galerisi, kütüphanesi ve sanat kitapları basan yayınevi yer alıyor. Bozlu Art Project tarafından yayımlanmış yirmiye yakın sanat kitabı arasında Neş’e Erdok, Ali Alışır, Kazım Karakaya, Can Göknil, Güven Zeyrek, Server Demirtaş, Cihat Burak, Osmanlı resmi sayılabilir. Bozlu Art Project galerisinin temsil ettiği sanatçılar arasında Ali Alışır, Sinan Demirtaş, Gamze Taşdan, Can Göknil, Kazım Karakaya, Güven Zeyrek, Merve Zeybek gibi isimler bulunuyor.
AKATÜNVEL SANAT TOPLULUĞUNUN ÜYESİ
1935 yılında Ayvalık/Kozak Yaylası’nda dünyaya gelen ve 2021 yılında İzmir’de hayatını kaybeden Güven Zeyrek’i, Nazlı Pektaş küratörlüğündeki Tenduvar sergisi sayesinde tanıdığımı söyleyebilirim. Güven Zeyrek’in üyesi olduğu AKATÜNVEL Sanat Topluluğu’nu da öyle. 1967 yılından 2019 yılına kadar faaliyet gösteren sanat topluluğunun kurucusu ressam ve psikiyatr Prof. Selim Velioğlu. 1956 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği’nde 'Psikopatolojik Sanat Laboratuvarı’nı kuran Velioğlu, akıl hastalıklarının sanatla teşhis ve tedavisinin yolunu açıyor.
Velioğlu, kendisiyle ilgili bir yazıda 40 yıl boyunca hekimliği hobi olarak gördüğünü ve varoluş nedeninin tıp değil sanat olduğunu söylüyor. Kurucu üyelerinin soyadlarındaki hecelerden oluşan AKATÜNVEL üyeleri, Bozlu Art Project Direktörü İbrahim Cansızoğlu’na göre Batı’yı taklit ederek değil, kendi özgün yaklaşımlarıyla ve düşünceleriyle nasıl sanat üretilebileceği üzerine ciddi biçimde düşünüyorlar.
Bozluolcay Koleksiyonu’nda AKATÜNVEL üyeleri Velioğlu, Tamer Akakıncı, Tangül Akakıncı, Güven Zeyrek gibi isimlerin yer alması, Dr. Şükrü Bozluolcay’ın sıra dışı eserlere ilgisini gösteriyor.
Güven Zeyrek’in 1950’li yılların sonundan 2000’li yıllara uzanan üretimini bir araya getiren Tenduvar sergisine dönersek… Sergi, Zeyrek’in manzara, figür, beden ve mekân temaları arasında kurduğu ilişkileri takip ederek bu temaların doğa, yücelik, varoluş, boşluk ve renkle nasıl kesiştiğini ele alıyor.
KOZAK YAYLASI’NIN TAŞI, TOPRAĞI, AĞAÇLARI
İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan 'Güven Zeyrek Resminde Yüce Doğa' kitabını kaleme alan Nazlı Pektaş’a göre eğitmen-ressamın en önemli özelliği, çocukluğunun geçtiği Kozak Yaylası’yla kurduğu bağ.
“Güven Bey bütün resimlerinde mutlaka Kozak Yaylası'nın o volkanik arazisine, taşlarına, fıstık çamı ağaçlarına, toprağına değiniyor” diyor ve ekliyor: “Ancak resminde ne taş tam olarak taş, ne beden tam olarak beden, ne ağaç tam olarak ağaç…” Gerçekten de ressamın, renklerin her tonuyla katman katman fırça darbeleri attığı resimlerine baktığınızda kadın bedeni de görebilirsiniz, ağaç gövdesi de. Nu resmindeki göbek deliği aynı zamanda bir ağaç gövdesinin kovuğu da olabilir.
Nazlı Pektaş’ın sözleriyle “Böyle bir delikten giriyorsun da başka bir dünyaya ulaşıyormuşsun gibi şiirsel bir anlatısı var sanatçının.”
Ressamın bir başka özelliği, birbirini tekrar eden konular ve aynı temalar. “Her seferinde bunu yeni mi görüyorum hissi veren bir farklılık. Bütün aynılıkların içinde muazzam bir çeşitlilik” diyor Pektaş. Tenduvar sergisinde Bozluolcay Koleksiyonu’ndan ve çoğunlukla Zeyrek ailesinin koleksiyonundan, sanatçının İzmir’deki atölyesinden gelen 135 eser yer alıyor. Eserlerine tarih atmayan, hatta isim vermeyen, kimi zaman brüt sanatla ilişkilendirilen Güven Zeyrek’in portreleri, gövdeleri çoğunlukla kadınlara ait.

Güven Zeyrek
Zira çevresinde, ailesinde çok kadın var; kadınların ağırlıklı olduğu bir ortamda büyümüş. Grup resimlerinde erkekler var. Pektaş “Varoluşçuluk ekseninde çağdaş insan figürünün peşine düşerken, Anadolu’da Helenistik heykelin en önemli ustalarının yetiştiği Bergama’daki arkeolojik kalıntılara da bakıyor” derken kolları olmayan gövdelere işaret ediyor.
Sanat yaşamı boyunca piyasa sanatçısı olmayan, bağımsız çalışan, çoğunlukla İzmir’de sergiler açan Güven Zeyrek’in, İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi’nin kurulmasında büyük katkısı olmuş.
Tenduvar Sergisi’nde, sanat yaşamını 2021 yılında ölünceye dek İzmir’de geçiren Güven Zeyrek’in, Bozlu Art Project’in kurucusu iş insanı, koleksiyoner Şükrü Bozluolcay’ın ve sanatçının ailesinin koleksiyonlarından gelen 135 eseri 29 Kasım’a kadar görülebilir.