Pelin Uran’ın küratörlüğünü üstlendiği ‘Let’s talk about y/our anger’ sergisi, 18. İstanbul Bienali’nin paralel etkinliklerinden biri olarak 31 Ekim’e kadar Bilsar Arka Bina’da sanatseverlerle buluşuyor.
Sergi, Uran’ın yıllardır işlediği ‘yas’ teması üzerine kurulu üçlemenin son durağı. İlki 2018’de Galeri Nev İstanbul’da “Böyle olacağını bilmediğimiz de bir o kadar kesin” ile ölüm temasını ele almıştı. İkincisi 2022’de Kurtuluş Rum İlkokulu’nda ‘Senin de Yaran, Rosa’ başlığıyla yaralanabilirlik meselesini tartışmaya açtı. Şimdi ise üçüncü ve son bölümde ‘kızgınlık’ kavramı odağa alınıyor.
Serginin başlığı, iki karakter arasındaki hayali bir sohbetten esinleniyor. Kızgınlık yalnızca öfke ya da saldırganlıkla sınırlı görülmeyip, daha geniş bir duygu alanı içinde; keder, acı, pişmanlık, kısıtlama ve hatta yasla kurduğu tarihsel bağlar üzerinden yeniden düşünülüyor. Bugün gündelik dilde sıklıkla öfke, gazap, hiddet gibi kavramlarla eş anlamlı kullanılan kızgınlık, Uran’ın küratörlüğünde bir ‘keşif alanı’na dönüşüyor. Sergi, bu karışıklığa kesin cevaplar vermek yerine izleyiciyi birlikte sorular sormaya, kızgınlık duygusunun farklı yüzleriyle yüzleşmeye davet ediyor. Sergide, çağdaş sanatın farklı disiplinlerinden gelen sanatçılar yer alıyor: Alejandro Cesarco, Franco Bellucci, Hassan Khan, Leyla Postalcioğlu, Liz Magic Laser, Lu Yang, Marta Azparren, Meral Erten, Mihran Tomasyan, Nascimento/Lovera, Sevi Algan ve Shaun Leonardo.
‘Gel kızgınlığı(nı/mızı) konuşalım öyleyse’, izleyicisine yalnızca sanat eserlerini görmek değil; aynı zamanda kendi kızgınlıklarıyla, toplumun bastırdığı öfke ve hayal kırıklıklarıyla da hesaplaşma imkânı sunuyor.