Sohbetimize sizin profesyonel futbol geçmişinizle başlamak isterim. Kariyeriniz bu noktada müziğe nasıl evrildi?
Küçük yaşlardan bu yana hem futbol hem de müzikle büyüdüm. Okulda hem futbol takımında hem de koroda yer alıyordum. Aslında ikisini de yapmayı çok seviyordum ama bir seçim yapmam gerekiyordu. Önceliğim futbol oldu; müzik her zaman kalbimin bir köşesinde olsa da… Futbolda hedeflerim büyüktü ancak futbol dünyasında hedefe gitmek sadece size bağlı olmuyor. Futbolda başarılı olmak birçok değişkene bağlı. Müzik ise daha bireysel, daha kişisel çabaya dayalı bir yol. Özellikle çağın getirdiği teknolojik kolaylıklar, müzik dünyasında bireysel üretimi destekledi. Futbol oynarken de müzik yapıyordum; gitarım benim ayrılmaz bir parçamdı. Amatörce yaptığım şarkıları sosyal medyada yayınlıyordum ve güzel geri dönüşler alıyordum. Bu dönüşler sayesinde müziğe adım atmam zor olmadı.
Müzik tutkunuz nereden geliyor peki?
Sanırım müzik tutkum benimle birlikte doğdu. Küçük yaşlardan bu yana müziğe çok büyük bir ilgim vardı. Edebiyata, şiire, yazmaya da aynı şekilde… Aslında sanatın her dalı ile temas hâlindeydim. Kendimi tanıdıkça yazmaya ve söylemeye olan tutkumun diğer sanat dallarından ayrıldığını gördüm. Kendimi en özgür hissettiğim alanın müzik olduğunu fark ettim. Bu şekilde tutkum şekillendi ve yolumun artık yalnızca müzikten geçtiğini anladım.
En son 'araba' isimli şarkınızla müzikseverlerle buluştunuz. Bugüne kadar yayınladığınız şarkılarda ''benim için bir dönüm noktası oldu'' dediğiniz bir eseriniz var mı?
Aslında birçok şarkım benim için dönüm noktası. Her şarkımın farklı bir hikâyesi ve önemi var. Bu yüzden yalnızca birini seçemem. 'Gecekondu' ilk viral olan şarkımdı; 'Yok Yok' beni uluslararası anlamda başarıya taşıdı. 'Narin Narin' radyolarda en çok çalan şarkımdı. Kariyer basamaklarını çıkarken birçok şarkım bana eşlik etti. 'Araba' ise en son yayınlanan ve çok sevilen şarkılarımdan biri oldu. Onun hikâyesinin en önemli kısmı sosyal medyada başladı. Şarkının bir bölümünü kaydedip sosyal medyada paylaştım; bu kadar geri dönüş alacağını hiç düşünmemiştim. O bölümle yaklaşık sekiz bine yakın Reels videosu çekildi. Ben de şarkının devamını yapıp yayınladım.
Müzisyen kimliğinizle tanındığınızdan beri hızlı bir üretim sürecine girdiniz. Hem seyahatler hem konserler, sosyal medya ve çalışma hayatı derken bu enerjiyi nasıl koruyorsunuz?
Her zaman enerji doluyum. Spor yapmayı çok seviyorum; futbol geçmişimin bunda payı büyük. İyi bir uyku düzeni, düzenli spor ve iyi beslenme enerjinin temel unsurları. Vücudumuz çok mucizevi; ona iyi baktığınızda o da karşılığını veriyor. Enerjimin tamamı disiplinli yaşam biçiminden geliyor.

Seyahat demişken, anlaşılan hayatınızın büyük bir parçası…
Evet, seyahat etmek hayatımda çok önemli bir yerde. Hem gezmeyi hem keşfetmeyi çok seviyorum. Annem Mersin’de, babam Hatay’da yaşıyor; sürekli iki şehre gidip geliyorum. Kardeşlerim yurt dışında; onlara da sık sık gidiyorum. Bu nedenlerle zaten hep yoldayım. Ayrıca içeriklerimi gezerek üretiyorum. Hem gezmeyi seviyorum hem de sosyal medya içeriklerim sebebiyle gezmem gerekiyor. Müzik yapmak için bile gezmem gerektiğini hissediyorum; çünkü ilham alıyorum. Konserlerim de başladı; sanırım artık daha da fazla gezeceğim.
Sosyal medyaya gelelim. Gezdiğiniz onlarca ülke, çektiğiniz viral videolar… Sosyal medyada nasıl bir dünyaya sahipsiniz?
Özgün bir dünyaya sahip olduğumu düşünüyorum. İçeriklerimde sanat, müzik, insan hikâyeleri, sohbet, güzel manzaralar var. Bu da içeriklerimi kendine has bir hâle getiriyor. Kollektif bir dünyaya sahibim diyebilirim. İnsanlara samimiyeti, güven duymayı, bir arada olmayı hatırlatmayı seviyorum. Bu faktörler birleşince çok güzel geri dönüşler geliyor. Kariyerim büyüdükçe sosyal medyayı bırakmak yerine daha üretken oluyorum. Sosyal medya hep hayatımda olacak.
Geniş kitlelere ulaşan hesabınızda ülkenin pek çok sorununa değiniyorsunuz. Özellikle kadın cinayetleri konusunda kitlenizi farkındalık yaratmak için kullanmak sizin için ne kadar önemli?
Yalnızca benim değil, toplum tarafından sevilen, takip edilen ve görünürlüğü yüksek herkesin ekstra sorumluluk alması şart. Ülkemi ve insanını çok seviyorum; ülkemde yaşanan her şey beni de ilgilendiriyor. Bu ülkenin canını sıkan her olay benim de canımı sıkıyor. Bu yalnızca üzüntü olarak kalmamalı. Farkındalığı artırmak çok önemli. Sorunlardan ne kadar bahsedersek ne kadar unutturmazsak yanlışlar o kadar azalır diye düşünüyorum. Bu nedenle elimden geldiğince tüm sosyal sorunlarda sesimi çıkarmayı tercih ediyorum. Kadın cinayetleri ve ülkemin diğer dertlerinde geri planda durmak istemiyorum.
Çoğu sanatçı kendini geri çekiyor bu konularda…
Bu konuda fazla yorum yapmayı sevmiyorum; herkesin kendince haklı sebepleri var. Ben genel olarak herkesin ses çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Elimizde bir güç var ve bunu kullanmamız gerekiyor.
Peki, sohbetimizi sonlandırırken virajı yeniden müziğe doğru alacağım. Yakın gelecekte bir albüm planınız var mı? Son çalışmalarınız neler?2026 yılında ilk albümümü yapmak istiyorum. Yakın zamanda yeni bir şarkı yayınlayacağım; adı 'İstanbul' olacak. Güzel bir kış şarkısı… Hüzünlü bir parça. Enerjik şarkılar da yolda elbette. Şu an tekliler yayımlıyorum ama çok yakında albüm çalışmalarım başlayacak. Bu yıl bol bol Ragıb Narin şarkısı duyacaksınız. Geçtiğimiz günlerde CSO Ada Ankara konserimiz oldu. 14 Aralık’ta Zorlu PSM’de ilk İstanbul konserim olacak, herkesi ilk İstanbul konserime bekliyorum. Çok güzel, müzik dolu bir yıl olacağına inanıyorum.