O, yalnızca İtalyan sinemasının değil, dünya sinema tarihinin de en parlak yıldızlarından biriydi.
1938’de Tunus’ta, Sicilya kökenli bir ailede dünyaya gelen Cardinale’nin oyunculuk serüveni, dönemde alışılageldik bir sistemle, katıldığı bir ‘güzellik yarışmasıyla başladı. 19 yaşında kazandığı bir güzellik yarışması sayesinde Venedik Film Festivali’ne davet edildi ve bu adım, onu Avrupa sinemasının zirvesine taşıyacak yolculuğun ilk durağı oldu. Fransızca ve Sicilya lehçesiyle büyüdüğü için ilk filmlerinde sesi dublajla değiştirildi; ancak oyunculuğundaki doğal karizma, bu teknik detayı gölgede bıraktı.
Cardinale’nin asıl çıkışı 1963 yılında geldi. Aynı yıl hem Federico Fellini’nin başyapıtı 8½’de, hem de Luchino Visconti’nin unutulmaz filmi Il Gattopardo (Leopar)’da rol aldı. Burt Lancaster, Alain Delon ve Marcello Mastroianni gibi dönemin dev isimleriyle aynı sahneyi paylaşırken, güçlü varlığıyla öne çıktı. 1968’de Sergio Leone’nin epik westerni Once Upon a Time in the West’te Jill McBain karakteriyle tüm dünyada tanındı. Bu rol, onun sinema tarihindeki yerini sağlamlaştırdı.
Kariyeri boyunca yüzü aşkın yapımda yer aldı. Werner Herzog’dan Franco Zeffirelli’ye birçok yönetmenle çalıştı. Cardinale yalnızca güzelliğiyle değil, derinlikli performanslarıyla da anıldı. Akdeniz’in sıcaklığıyla birleşen doğal oyunculuğu, onu çağının en çok aranan yıldızlarından biri yaptı.
Zorluklar ve cesaret
Özel hayatında ise hem zorluklar hem de cesaret vardı. Genç yaşında gizli kalmış bir hamilelik nedeniyle oğlunu uzun süre toplumdan saklamak zorunda kaldı. Daha sonra yapımcı Franco Cristaldi ve yönetmen Pasquale Squitieri ile uzun soluklu ilişkiler yaşadı.
Sanatın yanı sıra toplumsal sorumlulukları da önemseyen Cardinale, 2000 yılından itibaren UNESCO İyi Niyet Elçisi olarak kadın hakları için çalışmalar yürüttü. Venedik Film Festivali’nde verilen Altın Aslan Onur Ödülü gibi sayısız yaşam boyu başarı ödülüyle onurlandırıldı.
Vefatının ardından hem İtalya’da hem Fransa’da büyük yankı uyandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron onu “sinema tarihine adını kazımış, dünya çapında bir yıldız” olarak tanımlarken, İtalyan kültür dünyası Cardinale’yi “bir kuşağın zarafeti ve gücü” olarak andı.
Claudia Cardinale, ardında yalnızca filmleri değil, sinemaya duyduğu tutkuyla yoğrulmuş eşsiz bir miras bıraktı. Onunla birlikte bir dönem kapandı; ama oynadığı karakterler, beyazperdedeki varlığı ve sinemaya kattığı zarafet, gelecek kuşaklara ilham vermeye devam edecek.