Arkeolojiye merakım küçük yaşlardan beri... Kendimi bildim bileli hayatta iki mesleği sevdim, okumak istedim: Gazetecilik ve Arkeoloji… İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okurken efsane Prof. Jale İnan’ın başında olduğu Arkeoloji Bölümü’nde sertifika programı için iki yıl derslere girdim. Arkeolog olmadım ama gazeteci olarak her vesileyle arkeoloji yazdım; zira kazı sponsorlarıyla pek çok antik şehri gezme fırsatım oldu.
Birkaç hafta önce İş Bankası’nın, 5 yıl boyunca kazılarına ve bilimsel araştırmalarına destek vereceği Laodikeia’yı kazı başkanı Prof. Celal Şimşek ile ikinci kez gezdim. Denizli’nin 6 kilometre kuzeyinde yer alan Laodikeia’ya ilk gidişim bundan tam 20 yıl önceyeydi. Antik kentteki kazılarına 2003 yılında başlamış olan Şimşek henüz doçent idi. Heyecanla anlattığı antik şehre tutkusu o kadar belliydi ki. 20 yıl sonra aynı heyecan ve tutkuyla antik kalıntılardan arasında, bizi uçarak sürükleyen Prof. Dr. Celal Şimşek ile Laodikeia’ya yeniden dönmek büyük bir şans. M.Ö 3. yüzyılın ortalarında Suriye Kralı II. Antiokhos (Seleukos soyu) tarafından karısı Kraliçe Laodike adına kurulan şehir Prof. Şimşek’e göre antik çağların en zengin şehri. Yunanlı tarihçi Strabon’a göre, Laodikeia’da kuzguni siyah yününün yumuşaklığı ile ünlü bir tür koyun yetiştiriyormuş. Bu koyunların yünü nedeniyle Laodikeia antik dünyada dokumada markalaşmış.
"Burada Laodikeia kumaşının tüccarı yatıyor"
Bununla ilgili kaynaklarda şöyle 2 örnek var: Roma İmparatoru Diocletianus, fermanında Laodikeia’dan gelen tekstillere işaret etmiş. Türkiye’de kültür turizminin öncülerinden Faruk Pekin’e göre ise Fransa’da ortaya çıkartılan bir mezar taşında “Burada Laodikeai kumaşının tüccarı yatıyor” yazıyor. Prof. Dr. Şimşek ve ekibinin, 2014 kazılarında, yumak halinde bin 500 yıllık bir kumaş parçası bulunduğu gibi tekstil boya kalıntıları ve boyahaneler ortaya çıkartılmış. Laodikeia'da yapılan ve 'Trimita' adıyla bilinen tunikler o denli ünlüymüş ki, şehir kimi zaman 'Trimitaria' olarak da anılmış. Günümüzde Ladik olarak anılan kumaş türü de adını Laodikeai’dan alıyor Şimşek’e göre. Anlayacağınız Denizli’nin tekstil geçmişi ta antik çağlara uzanıyor yani tekstil bu şehirde 5 bin yıl devam eden bir gelenek.
Laodikeia’nın dillere destan zenginliğinin diğer nedenleri ticaret, finans sektöründe ve tıpta kazandığı başarılar. Nitekim burayı ilk kez 2005 yılında gezdikten sonra yazdığım yazının başlığı 'Antik Çağın Finans Merkezi Laodikeia' idi. Prof. Dr. Celal Şimşek, antik şehrin ürettiği tekstil ürünlerini Büyük Menderes üzerinden Efes’e götürdüğünü ve bu limandan, Yunanistan, İtalya, Fransa’ya ihraç ettiğini anlatıyor. Ticaret nedeniyle zenginleşen Laodikeia 100 bine ulaşan nüfusuyla önemli bir finans merkezine dönüşüyor. Öte yandan şehir zenginliği sayesinde tıp alanına yatırım yapıyor, Tıp Araştırma Merkezi ve Tıp Okulu kuruyor.
Roma’nın önemli üç imparatorunun baş hekimleri dahil dönemin en ünlü hekimleri ve antik çağların en önemli göz hastalıkları uzmanı Demosthenes Philalethes de Laodikeia Tıp Okulu’ndan bu okuldan mezun. Philathes’in Ophtalmicus adında, göz hastalıklarını ele alan eseri Orta Çağ’da dahi bir başvuru kitabı. Laodikeia’nın tacirlerinin Avrupa’ya taşıdıkları ürünler arasında göz hastalıklarını tedavi eden ilaçlar da var.
1900 yıl önce suyun nasıl kullanılacağı yazılmış
Antik Frigya bölgesinde, Pamukkale’ye en iyi gören, her yere hakim stratejik bir noktada yer alan Laodikeia’da, Prof. Şimşek ve ekibi 10 yıl önce, özenli bir restorasyonla ayağa kaldırılan Traian Çeşmesi Meydanı’nda, 90x116 santimetre ebadında mermer bir blok üzerine yazılmış bir Su Yasası bulmuş. Şimşek 1900 yıl önce yazılan Su Yasası’nda ne olduğunu anlatıyor: “Yasada su yoluna zarar vermenin, suyu kirletmenin, suyun mührünü izinsiz açanlara verilecek cezaların miktarı belirlenmiş. Suyun iltimaslı dağıtılmasının, su yollarına yakın tarlalar için kullanılmasının da ağır cezaları var.”

Tatil için gittiğim küçücük bir Ege kasabasında 3 günü susuz geçirince 1900 yıl önce insanların daha medeni olduklarını düşünüyorum ister istemez. Antik şehrin su şebekesi yani taş borular da olduğu gibi duruyor. İlk yerleşimin M.Ö 5500 yılında başladığını M.S 7. yüzyıl depremine kadar aralıksız sürdüğünü anlatan Celal Şimşek yerleşmenin ilk adının Rhoas, Demir Çağı’nda Zeus Şehri olarak anıldığını anlatıyor.
Helenistik dönemde Laodikeia olan antik şehir yaklaşık 8 kilometrelik bir alana yayılıyor ve erken Hıristiyanlık Dönemi'nin İncil’de adı geçen en önemli yedi kiliseden birini barındırıyor. Dolayısıyla önemli bir dini bir merkez aynı zamanda. Nitekim Laodikeia’ya ilk gelişimde henüz ayağa kaldırılmamış olan bugün katedral olarak anılan yapının önünde bir tür ayin yapan Günay Afrikalı bir gruba rastlamıştım.
Kentin önemli yapıları arasında artık ayağa kaldırılmış, mozaikleri gün ışığına çıkartılmış katedralin yanı sıra Batı Tiyatrosu, Stadyum, Güney Hamamı-Gymnasium Kompleksi, Suriye Caddesi, Doğu Hamamı, Septimius Severus Anıtsal Çeşmesi, Merkezi Agora, Merkezi Hamam, Roma İmparatoru Caracalla’nın şehri M.S 215 yılında ziyaret etmesi nedeniyle yapılan Caracalla Çeşmesi, halen kazıların devam ettiği Bouleterion (Meclis Binası), Güney Agorası, Stadyum Caddesi, Efes Caddesi Portikosu, Traian Nymphaeumu (anıtsal çeşmesi) I. Su Dağıtım Terminali var.
Antik kentte günümüzde konser yapılıyor
Prof. Celal Şimşek günümüzde antik şehrin konserlere ev sahipliği yapmasından gururla söz ediyor. Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle restorasyonu tamamlanan 2200 yıllık Batı Tiyatrosu kapılarını ilk kez 2022 yılında İzmir Devlet Senfoni ile açtı. İzmir Devlet Senfoni Orkestrasını 12 bin kişi dinledi.
Yüzde 97’si aslına uygun bir şekilde restorasyonu yapılan Batı Tiyatrosu, daha sonra şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı, Kızıl Ordu Korosu’nu, Neşet Ertaş’ın türkülerinin senfonik ezgilerle ücretsiz olarak Denizlilerle buluşturdu.
Denizli’nin 4. Caz Festivali’nin temasına ‘Laodikya’nın Işığı’ olarak adını veren antik şehirdeki Traian Çeşmesi’nin önünde bazı caz konserlerine ev sahipliği yapacak. Antik bir şehrin konserle ününü pekiştirmesi, geleceğe sanatla taşınması ne kadar güzel.