Geçen hafta ‘HBO Max Küresel İçerik Programı’ etkinliği için Londra’daydık. Platformun yenilenen marka kimliği, küresel açılım planları ve 2026’da ekrana gelecek yapımlar etkinliğin ana başlıklarını oluşturdu. HBO Max İçerikten Sorumlu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Casey Bloys, sunumun açılışında platformun son bir yıldaki performansını aktarırken yalnızca ABD çıkışlı yapımlardan değil, uluslararası projelerin elde ettiği dikkat çekici başarılardan da söz etti. Meksika yapımı Max Original ‘Chespirito: Not Really On Purpose’ın Latin Amerika’da bugüne kadarki en çok izlenen yapım olduğunu vurgularken, Türkiye’den bir içeriğin sahnede anılması ise ayrıca sevindiriciydi. Giray Altınok’un başrolünü üstlendiği ve Kerem Özdoğan’la birlikte yazdığı dizi ‘Prens’, platformun global başarısına güçlü bir katkı sağlayarak, şirketin uluslararası büyüme stratejisinde önemli bir noktaya yerleşmiş görünüyor.
YEREL YAPIMLARIN YÜKSELİŞİ SÜRÜYOR
Yerel yapımların globaldeki yükselişi, 2026 içerik planının en belirgin başlıklarından biri. Latin Amerika’nın büyük hitlerinden ‘Like Water For Chocolate’ yeni sezonuyla dönerken; İspanya’nın en çok izlenen yapımlarından ‘Furia’ ikinci sezonuyla, Brezilya’dan ‘City of God: The Fight Rages On’ yeni bölümleriyle devam ediyor. Polonya yapımı politik gerilim ‘The Eastern Gate’ ise yeni sezonuyla Avrupa tarafında öne çıkıyor.
Paylaşılan yeni diziler arasında Steve Carell ve Caroline Williams’ın imzasını taşıyan kampüs komedisi ‘Rooster’ dikkat çekiyor. Dizi, baba-kız ilişkisini üniversite atmosferiyle birleştiren sıcak ve duygulu bir tonda ilerliyor. Richard Gadd’ın Jamie Bell’le birlikte yürüttüğü ‘Half Man’ kırk yıla yayılan sert bir kardeşlik hikâyesine odaklanırken, ‘The Big Bang Theory’ evreninden çıkan kıyamet sonrası komedisi ‘Stuart Fails to Save the Universe’ de yeni projeler arasında.
Büyük hayran kitlesine sahip ‘House of the Dragon’ üçüncü sezonda epik savaşlara hazırlanırken yılın sonuna doğru ‘The Gilded Age’ dördüncü sezonuyla, ‘Dune: Prophecy’ ise ikinci sezonuyla geri dönecek. 2026’da açılacak İtalya ve Almanya pazarlarından gelecek yerel orijinal içerikler de planın önemli parçaları arasında. Marco Bellocchio imzalı ‘Portobello’, televizyon ünlüsü Enzo Tortora’nın çöküş ve arınma sürecini anlatırken; Almanya’nın kült dizisi ‘4 Blocks’ ise prequel niteliğindeki ‘4 Blocks Zero’ ile 1990’ların Berlin’ine uzanıyor.
Bloys sunumda, izleyicinin en çok değer verdiği şeyin HBO’nun orijinal yapımları ve geniş Warner Bros. kütüphanesi olduğunu vurguladı. Platformun yeniden markalanmasının bu nedenle stratejik bir zorunluluk hâline geldiğini söyledi. 2026’da üç büyük pazarda büyürken yerel üretimin anahtar rol oynayacağını, “yerelde iyi iş üretmenin zaten doğal olarak global başarıyı getirdiğini” belirtti. Satın alma tartışmalarının içerik bütçelerini etkilemediğini, 2027-2028 planlamalarının normal şekilde sürdüğünü de ekledi. Haftalık yayın modelinin izleyici etkileşimi yarattığı için devam edeceğini açıkladı. Peki, bizi yeni dönemde neler bekliyor? Gelin, birlikte bakalım…
FİNANS DÜNYASININ KARANLIK YÜZÜ
Finans dünyasının parıltılı yüzeyinin altında dönen güç savaşlarını genç karakterler üzerinden anlatan ‘Industry’, yeni sezonuyla geri dönüyor. Yaratıcılar Mickey Down ve Konrad Kay, üçüncü sezonun daha “sivri, eğlenceli ve özgüvenli” bir ton taşıdığını söyledi. Başrol Marisa Abela ise dizinin gerçekçiliğinin, karakterlerin tökezledikçe derinleşmesinden kaynaklandığını vurguladı: “Bu dünyada herkes bir bedel ödüyor.”
‘EUPHORIA’ 3. SEZONU NİSAN’DA
Genç olmanın en zor deneyimlerini sinematik bir yoğunlukla anlatan ‘Euphoria’, dört yıl aradan sonra dönüyor. Yaratıcı Sam Levinson, hikâyeyi beş yıl ileri taşıyarak karakterleri lise evreninden tamamen uzaklaştırdıklarını söyledi. Rue’nun Meksika sınırında Laurie’ye olan borcunu kapatmak için “yaratıcı ama tehlikeli yöntemler” aradığı açılış sahnesi büyük etki yaratacak gibi. Levinson’ın açıkladığı bir diğer sürpriz ise Cassie ve Nate’in artık banliyöde bir arada yaşaması ve gerçekten evleniyor olmaları. Zendaya, Sydney Sweeney, Jacob Elordi ve Colman Domingo’nun geri döndüğü sezon, bağımlılık, travma ve yetişkinlik temalarını daha karanlık bir tonla işliyor.
ŞÖVALYELER GERİ DÖNÜYOR
‘Game of Thrones’ evreninden 100 yıl önce geçen ‘A Knight of the Seven Kingdoms’, yeni izleyiciler için “Westeros’a yumuşak bir giriş” olarak tasarlanmış. Showrunner Ira Parker, hikâyeyi dışarıdan bakan bir karakter olan Dunk’ın gözünden kurduklarını anlatıyor. Dunk’ın lordlar ve prenslerle karşılaşırken yaşadığı şaşkınlık dizinin doğal mizahını doğuruyor. Parker, başrol Peter Claffey’nin “saf ama güçlü” enerjisini överken, Egg’i canlandıran Dexter Sol Ansell’i “olağanüstü bir çocuk oyuncu” olarak tanımladı.
HOLLYWOOD’UN AYNASI
‘Friends’ ve ‘Sex and the City’ gibi iki büyük kült işin yaratıcılarını yeniden buluşturan ‘The Comeback’, on yıl aradan sonra dönüyor. Valerie Cherish’in televizyona dönüşünü Hollywood’un tuhaflıklarıyla harmanlayan yapım, bugün de güncelliğini koruyor. Sunumda yer alan Lisa Kudrow, yeniden ‘Stage 24’te çekim yapmanın kendisini duygusal olarak zorladığını söyledi. Michael Patrick King ise “2004’te Valerie’yi garip bulanlar vardı, şimdi hepimiz Valerie’yiz” diyerek dizinin bugünün medya dünyasıyla ilişkisini özetledi. Yeni sezonda Andrew Scott’ın güçlü bir stüdyo yöneticisi olarak Valerie’nin karşısına çıkması büyük bir sürpriz. Ayrıca karakterin tamamen yapay zekâ tarafından yazılmış bir sitcom’un içinde yer alması, dizinin mizahını daha da keskinleştiriyor.
DENİZ ŞAŞMAZ OFLAZ: Önceliğimiz nitelikli projeler
Londra’da Warner Bros. Discovery Türkiye Başkan Yardımcısı, Türkiye Orijinal Yapımlar, Ulusal Kanallar ve Dijital Platform Operasyon Lideri Deniz Şaşmaz Oflaz Türkiye pazarı gelişmelerini anlattı.
2025 sizin açınızdan nasıl geçti?
2025 yılı, şirketimiz için stratejik açıdan son derece önemli ve heyecan verici bir dönüşüm yılı oldu. BluTV platformunu kapatarak, global ölçekte güçlü bir marka olan HBO Max’i Türkiye’de başarıyla lanse ettik. Bu adım, hem operasyonel hem de içerik stratejimizdeki en belirgin değişimi temsil ediyor.
Bu süreçte edindiğimiz en önemli öğrenimlerden biri, izleyici alışkanlıklarının platform değişimiyle birlikte nasıl farklılık gösterdiği oldu. BluTV abonelerinin büyük bir kısmını HBO Max’e taşıyarak güçlü bir başlangıç yaptık; ancak yeni gelen abonelerle birlikte HBO Max’in global marka algısı ve içerik anlayışı doğrultusunda farklı beklentilerle karşılaştık. Özellikle 4K Dolby Atmos paketi, BluTV’de bulunmayan bir özellikti ve kullanıcıların büyük bir kısmı platformun açıldığı ilk günden itibaren bu pakete ilgi göstererek HBO Max’in zengin arşiv içeriklerini keşfetmeye başladı. Bu dönüşüm sayesinde, hem yerli hem yabancı yüksek kaliteli içerikler sunabilen, güçlü ve rekabetçi bir platform haline geldik. İzlenme oranlarındaki belirgin artış, bu stratejik hamlenin başarısını somut olarak ortaya koydu ve bizim için değerli bir öğrenim süreci oldu. Önümüzdeki dönemde, bu güçlü temelin üzerine yeni fırsatlar ekleyerek kullanıcı deneyimini daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.

2026 planında Türkiye'den çıkacak yapımlar açısından en heyecan verici noktalar neler olacak?
2026 yılı, bizim için daha çok olgunlaşma sürecini temsil edecek. Nisan ayından bu yana aktif olan platformumuzun günlük rutininde izlenme verilerini yakından takip ediyor, kitlemizin ve abonelerimizin tercihlerini ve beklentilerini analiz ediyoruz. Bu süreçte, mevcut dizilerimizin yeni sezonlarını üretmeye devam ederken, aynı zamanda yeni projeler geliştirmeye odaklanıyoruz.
Amacımız, her geçen gün daha premium bir içerik kataloğu sunmak ve bu doğrultuda yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Sadece 2026 için değil, şimdiden 2027 ve hatta 2028 için geliştirdiğimiz projeler bizi oldukça heyecanlandırıyor. Örneğin, 2026’da Ali Atay’ın rol aldığı Kardeşler Mahlukat ve Göktürk projesi, önümüzdeki dönemin en dikkat çekici yapımları arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, şu an isimlerini açıklayamayacağımız birçok proje üzerinde de çalışmalarımız sürüyor.
En büyük önceliğimiz, nitelikli projeleri hayata geçirmek ve bu projelerin uzun vadede güçlü bir franchise’a dönüşmesini sağlamak. Bu nedenle geliştirme süreçlerimiz titizlikle yürütülüyor ve zaman alıyor; ancak projeler hayata geçtiğinde, ortaya çıkan işin kalitesinden emin olmak bizim için en önemli kriter haline geliyor.