Tüm haftayı kapsayan gazete
Canan Demiray

Ekran

Televizyon dünyasının en heyecanla beklenen gecesi geri dönüyor

2025 Primetime Emmy Ödülleri, 14 Eylül’de Los Angeles’ta sahiplerini bulacak.

Ekran

Karanlığın içinde ikinci round

Bir zamanlar din adamıydı, şimdi masa başında hayata tutunmaya çalışan bir FBI ajanı. Ama görev onu sahaya geri çağırıyor. Ne o hazır, ne de kuracağı yeni çömez ekip… 'Task', inançsızlığın ve umutsuzluğun ortasında verilen ikinci bir mücadele. Dizinin yaratıcısı Brad Ingelsby ve oyuncularıyla dizinin karanlık dünyasını ve karakterlerin karmaşık ilişkilerini konuştuk.

Ekran

Yeni sezonun ‘yerli’ karnesi

Gözü yaşlı anneler, toprak ve iktidar çekişmeleri, öldü sanılanların geri dönüşleri… Ege’den Karadeniz’e, Şanlıurfa’dan Mardin ve Ağrı’ya, ülkenin dört bir yanından tanıdık ve yeni hikayeler ekrana taşınıyor.

Ekran

Aşkta ve savaşta her şey mübah

Evlilik üzerine yazılmış birçok hikayeyi düşünün: Tesadüf eseri tanışır, aşık olurlar. Önlerine çıkan engelleri aşıp sonsuza dek mutlu yaşarlar ya da öyle olacaklarını sanırız. Ancak The Roses’da anlatı bambaşka bir yöne gidiyor. Olivia Colman ve Benedict Cumberbatch’in başrollerinde olduğu film, giderek şiddetli, trajikomik bir çatışmaya dönüşüyor.

Ekran

Ve sahne Venedik’in!

82. Venedik Film Festivali, 27 Ağustos-6 Eylül tarihleri arasında sinema dünyasının nabzını tutacak. Alexander Payne başkanlığındaki jüri, politik tartışmalar ve yıldız oyuncularla dolu bir programı değerlendirecek.

Ekran

Daha fazla dövüş ve mizah

Breaking Bad ve Better Call Saul ile dünya çapında hayran kitlesi edinen Bob Odenkirk, usta bir suikastçıya dönüşen banliyö babası Hutch Mansell rolüyle ‘Nobody-Önemsiz Biri’nin devam filminde yeniden karşımızda.

Ekran

Kayıp çocuklar kabuslar ve sırlar

Zach Cregger, Barbarian ile yakaladığı çıkışı bu kez sinemada daha iddialı bir hikâyeyle sürdürüyor. Weapons, izleyiciyi kaybolan çocukların peşinde karanlık ve giderek artan bir gerilimin içine taşıyor.

Ekran

Yazlık seçki

Festival ruhunu dijital ortama taşıyan MUBI, ağustos ayında da dikkat çeken ödüllü yapımlarla öne çıkıyor. Dikkat çeken bir diğer detay da kadın yönetmenlerin yapımları…

Ekran

Ve tüm büyü bozuldu

Sex and the City, modern kadının hayallerini taşıyan ikonik bir anlatıydı. Ama devam dizisi ‘And Just Like That’ nostaljiyi zorlayan, ruhunu yitirmiş bir veda mektubuna dönüştü. Anladık ki işin gerçeği şu: Ne Carrie aynı Carrie, ne biz aynı biziz…

Ekran

Absürt mizahın geri dönüşü

Leslie Nielsen’ın mimiksiz yüzüyle yarattığı efsanevi Frank Drebin karakteri yeniden sahnede. Ama bu kez iş başında o değil, oğlu var: Frank Drebin Jr. Yani Liam Neeson. Polisiye parodi türünün mihenk taşlarından ‘The Naked Gun’, 31 yıl aradan sonra beyaz perdede.

Ekran

Kölelikten gökyüzüne: Washington Black

Kanadalı yazar Esi Edugyan’ın aynı adlı çok satan romanından uyarlanan ‘Washington Black’, tüm bölümleriyle sadece Disney+’ta yayında. 19. yüzyılda geçen bu sekiz bölümlük mini dizi, kölelikten kaçan bir çocuğun kıtalar aşan yolculuğunu anlatıyor; özgürlük, kimlik ve aidiyet gibi temaları bugüne taşıyan bir hikaye kuruyor.

Ekran

Retro-fütüristik bir aile destanı

Marvel’ın ilk ailesi sonunda hak ettiği anlatıya kavuşuyor. ‘Fantastic Four: First Steps’, bir süper kahraman filminden çok daha fazlasını anlatmaya kararlı; bu bir aidiyet, keşif ve bağ kurma hikâyesi.

Ekran

‘Çok fazla’ ama samimi bir öykü

Ne tesadüfi bir çarpışma, ne uçakta yan yana gelen koltuklar ne de bir kitapçı rafının önünde karşılaşma… Too Much, bizi tüm bu romantik anlardan uzağa, Londra’daki kirli bir pub tuvaletine götürüyor. Hikaye tam da orada, bir parça tuvalet kağıdı rulosuyla başlıyor…

Ekran

Yeni kuşağın ‘süper’i geldi

Her kuşağın bir Superman’i oldu. Çünkü dünya ne kadar değişirse değişsin, içten içe adalete, umuda ve bir kurtarıcıya duyulan ihtiyaç hep sabit kaldı. Clark Kent’in bir kez daha pelerinini kuşanması işte tam da bu yüzden. Superman yeniden sinemada...

Ekran

Yazın serinleten beşlisi

Sıcaktan kaçmak isteyenler için ekran karşısında serin bir mola: Suçun karanlığı, yapay zekânın yalnızlığı, retro dostluklar ve hastane koridorlarında geçen stres dolu saatler... İşte yazın dikkat çeken beş dizisi.

Ekran

Yeni nesil kahraman: Ironheart

Marvel evreni, Wakanda Forever sonrasında rotasını bu kez genç bir mucidin içsel ve teknolojik yolculuğuna çeviriyor. ‘Ironheart’, Marvel’ın bilindik formülünün ötesine geçmeye çalışan, gençlik, miras ve kimlik üzerine kurulu taze bir başlangıç.

Ekran

Oyun bitiyor…

Kapitalizmin kanlı yüzünü çocuk oyunlarıyla gözler önüne seren Squid Game, son oyun için geri sayımı başlattı.

Ekran

Mutfakta zaman daralıyor

Şef Carmy ve ekibi, mutfakta olduğu kadar hayatta da kaosu bir türlü dindiremiyor. Üç sezon boyunca kayıpları, çatırdayan ilişkileri ve biriken yalnızlıkları izlediğimiz The Bear’ın yeni sezonunda mutfağı koruma, aile olma zamanı. Çünkü mutfak duvarındaki sayaç yalnızca servis kalitesi için değil iflasa doğru da geri sayıyor.

Ekran

Yalan denizinin ortasındaki ada

Prime Video’nun yeni dizisi We Were Liars, bir genç kızın hafızasını geri kazanma çabası üzerinden, üç kusağa uzanan varlıklı bir ailenin sakladığı sırları ortaya çıkarıyor. Sekiz bölümlük dizi yayında…

Ekran

Kim söz sahibi?

HBO Original dizisi The Gilded Age, iki yıl aradan sonra 23 Haziran’da MAX’e geri dönüyor. Dizinin üçüncü sezonunu ekipten dinledik…