Bir sigorta şirketinden fazlası… Allianz Türkiye, “riskleri öngörmek” işini yalnızca poliçelerle sınırlamıyor; toplumsal eşitsizlikleri azaltmak, geleceğe güven duygusu kazandırmak ve kapsayıcı bir gelecek inşa etmek için harekete geçiyor. Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Tolga Gürkan’ın liderliğinde kurumsal kültürün merkezine yerleşen ‘Bir Kız Gelecek’ programı, bu vizyonun en güçlü ifadesi.
Koruncuk Vakfı iş birliğiyle yürütülen program, yalnızca burs değil; mentorluk, kariyer fırsatları ve istihdam desteğiyle kız çocuklarına ‘yaşam boyu partner’ olma sözü veriyor. 2016’dan bu yana 35 kız çocuğuna burs, 13’üne staj imkanı, 17’sine mentorluk desteği sağlayan Allianz Türkiye, şimdi de 2 milyon Euro’yu aşan yurt yatırımıyla bu desteği kalıcı hale getiriyor.
Tolga Gürkan’ın sözleriyle: “Kız çocuklarının eğitime erişimini sağlamak, bir ülkenin geleceğine yapılan en güçlü sigortadır. Çünkü kimse geride kalmadığında, herkes kazanır.”
Allianz Türkiye’nin uzun yıllardır toplumsal fayda yaratan projeler geliştirdiğini biliyoruz. ‘Bir Kız Gelecek’ programı bu vizyonun neresinde duruyor?
Sigortacılık işimizin temeli, riskleri öngörmek ve yönetmektir. Bu bakış açısıyla risklerin herkes için ortak olduğu gibi fırsatların da herkes için erişilebilir olması gerektiğini savunuyoruz. Özellikle 6 Şubat depremi sonrasında, eğitim ve barınma hakkı risk altına giren çocuklarımızın yanında olduk. Ancak kız çocuklarının eğitime geri dönüşte daha büyük zorluklar yaşadığını gözlemledik. İşte bu noktada ‘Bir Kız Gelecek’ programını Koruncuk Vakfı iş birliğiyle hayata geçirerek kız çocuklarına fırsat eşitliği sağlama yönünde kararlı bir adım attık.
Bu program, yalnızca burs ya da maddi destekle sınırlı değil; aynı zamanda bilgi birikimimizi, insan kaynağımızı ve iş gücümüzü seferber ederek kapsayıcı bir etki yaratmamıza olanak tanıyor. Kız çocuklarına eğitim yoluyla bağımsızlık ve güç kazandırmak, yalnızca bireylerin değil, içinde yaşadıkları toplumların da dayanıklılığını artırıyor. Bizim için bu program, değerlerimizi kurumsal kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline getirmenin ve geleceği kapsayıcı biçimde şekillendirmenin en güçlü yollarından biri.
Program yalnızca barınma ve eğitim değil; burs, mentorluk, kariyer fırsatları ve istihdam desteği de sağlıyor Peki, kız çocuklarına ‘yaşam boyu partner’ olma yaklaşımının arkasındaki stratejik vizyon nedir?
Bu yolculukta en kıymetli yol arkadaşlarımızdan biri olan Koruncuk Vakfı ile 2016’dan bu yana yan yana yürüyoruz. ‘Bir Kız Gelecek’ programı uzun soluklu ve çok katmanlı olarak tasarladığımız bir program. Temelde 4 ana odağımız var: İnsan Odağı, Kurum Odağı, Üniversite Odağı ve Gelişim ve İstihdam Odağı.
Bugüne kadar 35 kız çocuğuna burs, 13 kız çocuğuna staj imkânı sağladık. Koruncuk Vakfı bünyesinde eğitim hayatına devam eden 25 kız çocuğunun 4 yıllık eğitim ve temel ihtiyaçlarını üstleniyoruz. Geçen yıl 15 kız çocuğuna mentorluk desteği verildi, bu yıl ise 17 kız çocuğuna yönelik yeni bir mentorluk programı başlatıldı. Ayrıca, 2026 yılında tamamlanacak 2 milyon Euro’nun üzerinde bir yatırımla inşası süren yurt projesi, kız çocuklarının güvenli barınma imkânına erişimini sağlayarak eğitim yolculuklarını sürdürülebilir kılacak. Bu yaklaşım, ‘yaşam boyu partner’ vizyonunun somut bir ifadesi.
Allianz olarak kız çocuklarının eğitimini neden bir stratejik öncelik olarak kabul ediyorsunuz? Bu yatırımla hedefleriniz neler?
Kız çocuklarının eğitimi, yalnızca bireysel bir hak değil; ekonomik kalkınmanın, toplumsal refahın ve sürdürülebilir geleceğin en kritik bileşenlerinden biri. Dünya Bankası’nın 100 ülkeyi kapsayan çalışması, ortaöğretime devam eden kadın sayısındaki her yüzde 1’lik artışın, ülkenin kişi başına düşen gelir büyüme oranını 0,3 puan artırdığını ortaya koyuyor. Bu veri, kız çocuklarının eğitiminin yalnızca bireysel değil, makroekonomik düzeyde de kaldıraç etkisi yarattığını açıkça gösteriyor.
Buna rağmen, dünya genelinde 119 milyon kız çocuğu okula gitmiyor. Bunun 34 milyonu ilkokul, 28 milyonu ortaokul, 58 milyonu lise çağında.
Allianz Türkiye olarak, 100 yılı aşkın süredir bu ülkenin yarınlarına yatırım yapan bir kurum olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bu nedenle kız çocuklarının eğitimini yalnızca bir sosyal sorumluluk alanı değil, stratejik bir öncelik olarak konumlandırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki kapsayıcı bir gelecek, ancak kimse geride bırakılmadığında mümkündür; fırsat eşitliği sağlandığında kazanan sadece bireyler değil, tüm toplum olur.
‘Bir Kız Gelecek’ programı da bu vizyonun yansıması aslında. Eğitim, burs, mentorluk, staj, kariyer fırsatları ve güvenli barınma imkânlarıyla kız çocuklarının yalnızca bugünkü ihtiyaçlarını değil, yarınlarını da desteklemeyi hedefliyoruz. Hedefimiz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye’nin aydınlık geleceğini kız çocuklarının potansiyelini ortaya koyabileceği eşit bir zeminde inşa etmek.
Allianz Grubu’nun küresel sürdürülebilirlik stratejileri ile Türkiye’de yürüttüğünüz projeler arasında nasıl bir köprü kuruyorsunuz? ‘Bir Kız Gelecek’ programı uluslararası iyi uygulamalar açısından nasıl bir örnek teşkil ediyor?
Allianz’ın Kurumsal Yurttaşlık Stratejisi; çocukların, gençlerin ve engelli bireylerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanıyor. Bu misyon özellikle Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 8 (İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme) doğrultusunda, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri ve stratejik katkılar aracılığıyla hayata geçiriliyor.
Allianz Türkiye olarak biz de sürdürülebilir değer yaratma modeliyle uyumlu olarak, gelecek nesilleri güçlendiren ve topluma fayda sağlayan sosyal sorumluluk projelerine yatırım yapmayı önceliklendiriyoruz. Bu kapsamda, özellikle gençleri odağımıza alıyoruz. Bir Kız Gelecek projesi de ’Türkiye’nin Allianz’ı’ olarak gelecek nesillere duyduğumuz sorumlulukla onları geleceğe hazırlamak için yaptığımız önemli toplumsal yatırımlardan biri. Bu programla çocuklarımıza sadece eğitim hayatlarında değil, yaşam boyu destek olma sözü veriyoruz ve “Bugünden Yarına Allianz Seninle” diyerek geleceğe güvenle bakmaları için yanlarında yer alıyoruz.
Önümüzdeki dönemde Allianz Türkiye’nin sosyal yatırımlarında hangi yeni adımları göreceğiz? Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim ve gençlerin iş yaşamına katılımı açısından yeni projeler planlıyor musunuz?
Önümüzdeki dönemde gençler ve hızla büyüyen yaşlı nüfus için kapsayıcı projeler geliştirecek, sağlık ve wellness alanında fırsat eşitliği yaratmayı hedefleyeceğiz. Bununla birlikte, her şeyden önce finansal bilinç ve okuryazarlığın sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda çok yakında gençlere yönelik finansal okuryazarlık projemizi hayata geçireceğiz.
Her şeyden önce doğru çözümlere ulaşabilmek için karşılıklı diyaloğa inanıyoruz. Bu anlayışla, 9 Eylül’de çalışanlarımızın, müşterilerimizin, acentelerimizin, girişimcilerin ve birçok sivil toplum kuruluşunun katılımıyla bir paydaş diyaloğu gerçekleştirdik. Allianz Türkiye’nin etkilerini analiz ettiğimiz bu toplantıda, toplumsal ve çevresel önceliklerimizi tartıştık ve katılımcıların geri bildirimleri, önümüzdeki dönemde hangi alanlara odaklanmamız gerektiği konusunda bize önemli yön gösterdi.
Çünkü biliyoruz ki, kimseyi geride bırakmadan sağlanan fırsat eşitliği, toplumun tamamı için daha dayanıklı ve sürdürülebilir bir geleceğin ön koşuludur.