Mercedes-Benz’in elektrikli GLC modeli, BMW iX3 ile birlikte son zamanların en çok konuşulan yeniliklerden biri olarak sahneye çıktı. Ancak bu araçlara sadece ürün gamlarına eklenen yeni birer elektrikli SUV olarak bakmak, markaların elektrifikasyon stratejilerindeki köklü dönüşümleri gözden kaçırmak olur. Münihli markanın Neue Klasse değişimini daha sonra çok anlatacağız… Fakat, lansmanlarda CLA sedan ile önce davranan Stuttgart merkezli üreticinin, şimdi içten yanmalı motorlardan türetilen EQ serisinden tamamen elektrikli bir mimariye geçerken GLC ile yepyeni bir sayfa açtığından bahsetmemiz gerek!.. Bu model, CLA-Klasse platformunun ilk SUV formu olarak, Mercedes’in tarihindeki en büyük yatırımlardan birinin en önemli modeli. Geleneksel GLC’nin pazar başarısını ve çok yönlülük mirasını devralan yeni versiyon, Mercedes Modular Architecture MMA platformunun tüm mühendislik avantajlarını, tüm pazarların zirve noktası orta segment SUV rekabetine taşıyor.
Yeni GLC’nin mimarisi, sadece bir güç ünitesi değişimi değil; yapısal bir devrim. ‘Skateboard’ prensibiyle geliştirilen bu platform, batarya ve elektrik motorlarını şasiye entegre etmek yerine, aracın temel tasarımına dahil ediyor. Dingil mesafesindeki 84 mm’lik artış, içten yanmalı motorun, şanzımanın ve egzost sisteminin ortadan kalkmasıyla elde edilen hacimsel avantajların bir sonucu. Bu sayede önde 13 mm, arkada ise 47 mm’lik bacak mesafesi kazanımı sağlanmış. Yükseltilmiş tavan çizgisiyle birleşen bu genişleme, S-Klasse’ye referans veren bir iç mekan ferahlığı sunuyor. 570 litrelik bagaj ve 128 litrelik frunk hacmi ise, fonksiyonel üstünlüğün altını çiziyor.
Ancak yeni GLC’nin en çarpıcı yeniliği, gövdesinde değil, işlem gücünde yatıyor. Mercedes-Benz’in yeni nesil işletim sistemi MB.OS, aracı bir donanım yığını olmaktan çıkarıp Software-Defined Vehicle (SDV) konseptiyle yaşayan, öğrenen bir platforma dönüştürüyor. Saniyede 254 trilyon işlem kapasitesine sahip merkezi işlem birimi, lidar, radar ve kamera gibi sensörlerden gelen verileri anlık olarak işleyerek, sürüş destek sistemlerinden batarya termal yönetimine kadar tüm alt sistemleri koordine ediyor. Bu mimari, yapay zeka algoritmalarıyla kullanıcı alışkanlıklarını öğreniyor ve Over-the-Air OTA güncellemelerle aracın teknolojik ömrünü uzatıyor.
Konsol boyunca uzanan 99,3 cm’lik MBUX Hyperscreen, sadece bir ekran değil; sürücüyle aracın duygusal bağ kurduğu bir arayüz. Karmaşık verileri sezgisel şekilde sunan bu ekran, 11 farklı tema ve 162 LED’li ambiyans aydınlatmasıyla sürüş moduna göre değişen sinestezik bir iletişim dili oluşturuyor. Görsel zenginlik, sürüş modu, şarj durumu ve potansiyel tehlike uyarıları gibi bilgileri çevresel görüşe entegre ediyor. İç mekanda kullanılan Vegan Paket’in bağımsız kuruluşlarca sertifikalandırılması ise, Mercedes’in sürdürülebilirlik vizyonunun somut bir ürün özelliğine dönüştüğünü gösteriyor. Lüks algısı artık sadece malzeme kalitesiyle değil, o malzemenin etik ve ekolojik kökeniyle tanımlanıyor.
Energizing Comfort programları, sürücünün ruh haline göre ışık, ses ve koltuk masajı ayarlarını senkronize ederek yolculuğu bir spa deneyimine dönüştürüyor. Microsoft ve Google’ın yapay zeka çözümleriyle entegre çalışan MBUX sanal asistanı, sürücüyle sohbet edebiliyor, takip sorularını anlayarak akıcı bir iletişim kurabiliyor. Arka koltukta yolculuk edenler için video akışı, Disney+ erişimi ve 40’tan fazla uygulama, otomobili sıradan bir ulaşım aracından çıkarıp mobil bir yaşam alanına dönüştürüyor.
OTOMOBİLİN TANIMINI YENİDEN YAZIYOR
GLC 400 4Matic, 700 kilometreyi aşan menzili, 360 kW gücü ve 2,4 tonluk çekme kapasitesiyle elektrikli SUV segmentinde çıtayı yükseltiyor. Havalı suspansiyon ve maksimum 4.5 dereceye kadar arka aks yönlendirme sistemi, şehir içi manevralarda dönüş çapını küçültürken, yüksek hızlarda yanal stabiliteyi artırıyor. Fren sistemindeki ‘One-Box’ brake-by-wire teknolojisi, rejeneratif ve mekanik frenleme arasında pürüzsüz geçiş sağlıyor. Enerjinin %99’undan fazlasının geri kazanımı, verimlilikte ulaşılan zirveyi gösteriyor. Terrain Mode’daki ‘şeffaf kaput’ özelliği ise artırılmış gerçeklik teknolojisiyle arazi sürüşünü kolaylaştırıyor.
800V mimari üzerine kurulu şarj sistemi, daha az ısınan, daha ince kablolarla daha hızlı ve stabil DC şarj imkânı sunuyor. 10 dakikada 300 km menzil ekleyebilme kapasitesi, şehir hayatının temposuna ayak uyduruyor. MB.Charge ağı, rezervasyon fonksiyonu ve V2H/V2G çift yönlü şarj ile GLC, mobil bir enerji istasyonuna dönüşüyor. Yeniden yorumlanan krom panjur, heykelsi omuz çizgileri, Digital Light farlar, dokunsal direksiyon kontrolleri ve AGR sertifikalı koltuklar, tasarım detaylarında öne çıkan unsurlar arasında.
Yeni elektrikli Mercedes-Benz GLC, sadece premium elektrikli SUV segmentine yönelik iddialı bir oyuncu değil; aynı zamanda markanın gelecekteki tüm modellerine temel teşkil edecek teknolojik omurganın bir vitrini. Merkezi işlemcili yazılım mimarisi, yüksek voltajlı enerji platformu ve kullanıcı odaklı HMI tasarımıyla bu model, 138 yıllık mekanik mühendislik mirasını yapay zeka ve dijitalleşmeyle sentezleyerek bir sonraki çağa taşıyor. Hareket ederken öğrenen ve adapte olan bir yüksek bilişim platformu olarak, otomobilin tanımını yeniden yazıyor.
RAKAMLAR
700+
MENZİL
360 KW
GÜÇ
2,4 TON
ÇEKME KAPASİTESİ