Sizi etkinlik ve düğün organizasyonlarına yönlendiren neydi? Bu alana nasıl adım attınız?
Aslında düğün ve etkinlik sektörüne oldukça farklı bir sektörden geçiş yaptım. Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya doktorası yaparken her zaman ilgim ve merakım olan sofra tasarımı bu sektöre adım atmamı sağladı. Doğum günleri ve AVM tasarımları yaparak başladığım sektörde, KM Events olarak, 2025 yılı itibariyle 30. yılımızı kutlarken, hem dünyanın hem de Türkiye’nin en önde gelen düğün ve etkinlik firmalarından biri haline geldik.
Türkiye’de bu sektör henüz çok gelişmemişken vizyonunuzu nasıl oluşturdunuz?
Global isimlerin yaptığı projeleri, yenilikleri araştırıp, Türkiye’nin kültürel zenginliğini ve benzersiz yapısını birleştirmeye odaklandık. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan Türkiye’nin benzersiz mozaiğini kullanarak uluslararası alanda Türkiye’yi en üst etkinlik ve düğün destinasyonlardan biri haline getirmek bizim temel misyonumuz oldu. Bu nedenle, tüm dünyada, Türkiye’de en önde gelen düğün firması dediklerinde, akla ilk gelen firma oluyoruz.
Bir düğün organizasyonu yaratırken önce hikâyeden mi yola çıkarsınız, mekândan mı?
Bizim için en önemli kriter çiftin hikayesini mekan ile birleştirerek bir bütün haline getirmek. Her çiftin hikayesi ve hayalleri birbirinden farklı olduğu için mekanın atmosferi ile birleştirmek her düğünü birbirinden ayrı kılıyor. Biz kendimizi bir ‘story teller’ yani ‘hikaye anlatıcısı’ olarak adlandırıyoruz. Bir düğünü tıpkı bir roman yazar gibi ilmek ilmek yazmak, bir film gibi senaryolaştırmak ve bir film seti gibi dekorunu kurgulamak en önemli özelliğimiz. Bu nedenle çiftin hikayesi onlardan dinlemek bizim için çok önemli ve değerli.
Şimdiye kadar sizi en çok zorlayan ama sonunda en gurur duyduğunuz organizasyon hangisiydi?
Her organizasyonumuzun sonunda gurur duyarak ayrılıyoruz. Fakat bu sene dördüncü edisyonunu gerçekleştireceğimiz Sofralar Sergisi-Yaratıcılık Konferansı projemiz çok kollu oluşu ve dünyanın ilk ve tek yaratıcılık etkinliği olması sebebiyle bizim için önemli bir proje. 3 gün 3 gece süren bu önemli etkinlik dünya düğün endüstrisinin en önemli liderlerini İstanbul’da buluşturuyor. Düğün tasarımcıları Sofralar Sergisi alanında en güzel tasarımlarını sergiliyorlar. Yaratıcılık konferansında ise dünya lüks, gastronomi, düğün ve ağırlama endüstrisinin en önemli isimleri yaratıcılık ve tasarım üzerine önemli konuşmalar yapıyor. Son gün ise dünyanın önde gelen otelleri 36 ülkeden gelen 350 uluslararası düğün ve etkinlik planlamacısı ile toplantılar yapıyor. Ayrıca Türkiye’nin yaratıcı markalarının ürünlerini sergiledikleri ‘Brand Corner’ alanlarımız da lüks ve düğün endüstrisindeki yenilikleri sunuyor. Bu yıl 17-19 Aralık tarihleri arasında Lütfi Kırdar kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu çok önemli etkinliğe evlenecek tüm çiftlerimizi bekliyoruz.

Yaratıcılığınızı canlı tutmak için neler yaparsınız?
Seyahat etmek, farklı destinasyonlar görüp bu destinasyonların doğal dokusunu ve atmosferini keşfetmek benim yaratıcılığımı canlı tutuyor. Aynı zamanda sadece düğün ve etkinlik sektörünün trendlerini takip etmek değil, yaratıcılık ve lüksün içinde olduğu, moda, gastronomi gibi her sektörü takip etmek yaratıcılığımı canlı tutuyor. Gittiğim her ülkede, her şehirde müzeleri, sanat galerilerini, önemli otelleri ve restoranları mutlaka ziyaret ederim.Tarih ve mimari de ayrıca çok sevdiğim diğer ilgi alanlarım. Bunlarla iç içe yaşadığınızda zaten çok yaratıcı oluyorsunuz.
2025 düğün sezonunda öne çıkan temalar, renk paletleri ya da mekân tercihleri neler?
2025 yaz düğünlerinde zarafet ve romantizm ön planda. Uçuşan tüller, pastel tonlar, beyaz, krem ve pudra renklerinde çiçek düzenlemeleriyle buluşuyor. Kristal, cam, inci ve gümüş detaylı aksesuarlar bu romantik atmosferi tamamlıyor. Açık hava düğünlerinde ise bu zarif detaylara canlı renkler ve özgür bir ruh eşlik ediyor. Doğal keten, ham ipek ve rengarenk pamuklu kumaşlardan hazırlanmış masa örtüleri ve peçeteler; yaratıcı, özgün ve capcanlı çiçek aranjmanlarıyla bütünleşerek doğayla uyumlu bir şıklık sunuyor.
Türk çiftler ile yabancı çiftlerin düğün tercihleri arasında nasıl farklar gözlemliyorsunuz?
Öncelikle kültürlerin ve geleneklerin birbirinden farklı olması düğün tercihlerine de yansıyor. Düğünlerde, kıyafetlerde kullanılan renk seçimleri, geleneklere göre değişen nikah seremonileri bu farklardan sadece bazıları. Yabancılar destinasyon düğünlerine daha yatkın ve bu yüzden 3 gün 3 gece süren düğünleri tercih ederken, Türk çiftlerimiz bir gecelik bir organizasyon yapıyorlar.
Sosyal medyanın düğün beklentilerine etkisini nasıl yorumluyorsunuz?
Çiftler artık yalnızca çevrelerinden değil, dünyanın dört bir yanından fikirler alabiliyor; farklı kültürlerin dokunuşları, sıra dışı temalar ve özgün detaylar ilham kaynağı haline geliyor. Instagram, Pinterest ve TikTok sayesinde beklentiler çok daha yüksek. Sosyal medya, organizasyon dünyası için hem güçlü bir alan hem de sürekli yenilenmeyi zorunlu kılan bir mecra haline geldi.
“İşte bu gerçekten unutulmazdı” dediğiniz, sıra dışı bir gelin ya da damat isteği oldu mu?
Her çiftimizin en özel günlerine eşlik etmek bizim için heyecan verici oluyor. Ancak bundan 25 yıl evvel Como Gölü’nde yaptığım 3 gün 3 gece süren ilk destinasyon düğünümü hala unutamıyorum. İki yıl evvel de Venedik’te 2 adayı kapatarak yaptığımız yine 3 gün 3 gece süren 350 kişilik destinasyon düğünü unutulmazlarım arasında.
Çiftlerle çalışırken en çok dikkat ettiğiniz, olmazsa olmaz dediğiniz üç şey nedir?
Çiftler ile çalışırken en önem verdiğimiz kriter çift ile doğru iletişim kurarak hayallerini anlayabilmek. Birçok sektörün aksine biz bir hayali hayata geçirdiğimiz için çiftlerin hayallerini doğru anlamak, doğru bileşenleri bir araya getirerek bu hayalleri gerçekleştirmemizi oldukça kolaylaştırıyor. İkinci olarak çiftimiz ile birlikte detaylara hakim olarak çözüm odaklı çalışmak bizim için olmazsa olmaz. Son olarak düğün hazırlıkları stresli olabileceği için süreci iyi planlamak ve her aşamayı zamanında hayata geçirmek önemli.
Kendiniz için olmasa bile bir konsept olarak hayalinizdeki düğün nasıl olurdu?
Bir hikâye gibi ilerleyen, zamansız bir zarafete sahip olurdu. Bir etkinlikte benim için en önemli nokta her duyuya hitap eden bir bütünlük olması. Mesela bir gün batımında başlayan sade ama duygusal ve büyüleyici anlara şahitlik eden bir tören… Masalarda doğal keten örtüler, el yapımı seramik tabaklar, renk bütünlüğü yaratan çiçeklerden oluşan düzenlemeler yer alırdı. Müziğin bile mekânın ruhuna eşlik eden bir tonda olması benim için çok önemli olurdu. Sessiz lüks dediğimiz, göze batmayan ama herkesi etkileyen bir şıklık olması benim için çok önemli olurdu.
Düğün dışında başka alanlarda organizasyonlar yapmayı düşünüyor musunuz?
Düğünlerin yanı sıra gerçekleştirdiğimiz etkinlikler arasında konferanslar, kurumsal etkinlikler de yer alıyor. Lüks markalar için özel etkinlikler düzenliyoruz ve işin bu kısmından da büyük keyif alıyoruz.