6 Şubat 2023… Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakan, milyonlarca insanı olduğu gibi çocukları da hayattan koparan büyük depremler… İşte tam bu noktada, bir kurum daha önce pek çok kez yaptığı gibi devreye girdi: Darüşşafaka Eğitim Kurumları… Yüzyılı aşan tarihinde eğitimi bir ayrıcalık değil, temel bir hak olarak gören bu köklü kurum, sadece kendi sınavını kazanan çocuklara değil, sınavı kazanamayan ama desteğe ihtiyacı olan yüzlerce çocuğa da el uzatıyor artık. Üstelik bunu dijital dünyanın olanaklarıyla yapıyor.
‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ misyonunu bir kez daha sahaya taşıyan Darüşşafaka, deprem bölgesindeki çocuklar için başlattığı Deprem Bölgesi Uzaktaki Öğrenciler Destek Eğitim Programı ile yalnızca bir eğitim modeli değil, bir dayanışma ağı örüyor. Tabletini alan, öğretmeniyle buluşan her çocuk, gelecekle yeniden bağ kuruyor. Bu güçlü projenin arkasındaki vizyonu, Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Ebru Arpacı ile konuştuk. Arpacı’nın sözlerinde yalnızca bir yöneticinin değil, bir eğitim gönüllüsünün yüreği vardı…
Deprem Bölgesi Uzaktaki Öğrenciler Destek Eğitim Programı hangi motivasyonla hayata geçirildi?
Ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden 6 Şubat depremleri, 4 milyonu aşkın çocuğumuzu etkiledi. Kuruluşundan bu yana ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ ilkesini benimseyen Darüşşafaka olarak depremden etkilenen çocukların eğitimlerini sürdürebilmeleri için üzerimize düşeni yapmak adına harekete geçtik. Bildiğiniz gibi öncelikle depremden etkilenen 11 ilimizde babası veya annesi hayatta olmayan çocuklarımız için okulumuzun kapasitesini zorlayarak ek kontenjan oluşturduk ve Türkiye İş Bankası'nın desteğiyle deprem bölgesinden 200 öğrenciyi okulumuza kabul ettik. Şimdi 200 çocuğumuz, Darüşşafaka çatısı altında tam burslu, yatılı, nitelikli eğitimle geleceğe daha güvenle bakıyor. Darüşşafaka camiası olarak gönlümüz, depremden etkilenmiş daha fazla çocuğumuza ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ olanağı sağlamaktan yana. Ancak gerek yurtlarımızın gerekse okulumuzun kapasitesi daha fazla öğrenci almamıza olanak vermiyordu.
Darüşşafaka, pandemi sürecinde uzaktan eğitime en hızlı adapte olan ve bunu uygulayan okullardan biri. Bu alandaki deneyimimizi, bilgi birikimimizi ve altyapımızı deprem bölgesindeki çocukların eğitime devam edebilmesi için kullanabilirdik. Böylece, ‘Deprem Bölgesi Uzaktaki Öğrenciler Destek Eğitim Programı’nı başlattık. Hedefimiz, bu zorlu süreçte depremden etkilenen öğrencilerin eğitimlerine yabancı dil öğretimi ve teknoloji eğitimi alanlarında destek olmak, onları geleceğe hazırlamak, ayrıca psikolojik, sosyal alanlarda desteklemek, sanat eğitimiyle de bunu güçlendirmek.
Darüşşafaka olarak sınavı kazanamayan öğrencilere de bu desteği sunmak, geleneksel modelinizin ötesinde bir yaklaşımı temsil ediyor. Bu karar nasıl alındı?
Doğru… Geleneksel modelimizde öğrencilerimizi, Darüşşafaka Giriş Sınavı’yla alıyoruz. Ancak deprem bölgesindeki çocuklar, ciddi travmalar yaşadılar ve güçlü bir desteğe ihtiyaçları vardı. Onlar için elimizden geleni yapmamız gerekiyordu. Biz bu çocuklara sadece ders anlatmıyoruz, gelecekle yeniden bağ kurmaları için bir köprü inşa ediyoruz. Bu programın amacı onların kendi okullarındaki başarılarını desteklemek, motivasyonlarını artırmak ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek. Kısacası bu destek, onların eğitime ve hayata tutunmalarını sağlayan güçlü bir adım...
Aslında Darüşşafaka’nın geçmişine baktığımızda ülkemizin zor günlerinde yaraları sarmak için elinden gelen desteği verdiğini, doğal afet veya toplumu derinden sarsan vakalarda kapılarını, ebeveynlerini kaybeden çocuklara açtığını görüyoruz. Örneğin, 1939 yılında Erzincan depreminde yine Türkiye İş Bankası’nın desteğiyle 83 çocuk, 1999 Gölcük depreminde 60 çocuk, 2009 yılında Mardin Bilge Köyü olaylarını yaşayan 5 çocuk, 2014 Soma maden faciasında ailelerini kaybeden 5 çocuk Darüşşafaka çatısı altında eğitim hayatlarına devam etmişti.
Hedefimiz sürdürülebilir sistem oluşturmak
Tablet kullanım eğitimleri öğretmenler tarafından illerde veriliyor. Bu süreçte gönüllülük esası mı ön planda? Öğretmenler bu projeye nasıl dâhil oluyor?
Öğretmenlerimiz bu projeye gönülden dâhil oldu. Cihazların teslimi ve eğitimlerin verilmesi sürecinde tamamen gönüllülük esasıyla görev aldılar. Her biri, bu çocuklara yalnızca bir ekran değil, bir öğrenme alanı açmanın anlamını yürekten benimsedi. Sahaya gidip bire bir eğitim veren öğretmenlerimizin bu sürece olan inancı, projenin başarısındaki en büyük etkenlerden biri oldu.
Uzaktan eğitim modelinde öğrencilere nasıl bir içerik sunuluyor?
Program haftalık olarak İngilizce ve bilişim teknolojileri derslerinden oluşuyor. Üç haftada bir ise sanat dersi ekleniyor. Tüm içerikler Darüşşafaka öğretmenleri tarafından hazırlanıyor ve dersler 10–15 kişilik sınıflarda çevrim içi olarak yapılıyor. Her öğrenci, programa başlarken bir psikolojik danışman ile bire bir görüşme gerçekleştiriyor. Akademik gelişim, dönemsel sınavlarla izleniyor; mentör öğretmenler de süreci düzenli raporlarla takip ediyor. Bu geri bildirimler sayesinde çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre esneklik sağlanıyor.
Bu proje Darüşşafaka'nın ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ vizyonunu nasıl pekiştiriyor? Kurum olarak bu tür modelleri kalıcı hale getirmeyi düşünüyor musunuz?
Bu proje, Darüşşafaka’nın misyonunun dijital dünyaya da taşınabileceğini gösterdi. Eğitime erişimi sınırlı çocuklara, teknolojinin olanaklarını kullanarak destek sunabileceğimizi gördük. Bu nedenle bu modeli kalıcı hale getirerek, kriz dönemlerinde hızla devreye alınabilecek sürdürülebilir bir sistem oluşturmayı hedefliyoruz. Uzaktan eğitimin yalnızca acil bir çözüm değil, uzun vadeli fırsat eşitliği aracı olduğuna inanıyoruz.
Darüşşafaka'nın bu projesinden haberdar olmayan ancak projeye destek olmak isteyen kişi ya da kurumlara nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?
Bu program yalnızca bir kriz çözümü değil, aynı zamanda umut veren bir model. ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ne gönülden inanan herkesi bu dönüşüme ortak olmaya çağırıyoruz. Gönüllü öğretmenlik, mentörlük, teknolojik destek, içerik üretimi gibi birçok alanda projemize katkıda bulunabilirsiniz. Her destek, bir öğrencinin hayatına dokunmak, bir geleceği yeniden inşa etmek demekt. Ayrıca kampüsümüzü kapasitesini artıracak şekilde yeniden inşa ediyoruz. Yeni kampüs projemiz tamamlandığında Darüşşafaka Eğitim Kurumlarının bin öğrenci olan kapasitesi aşamalı olarak bin 500’e yükselecek. Bu da daha fazla çocuğa Darüşşafaka çatısı altında nitelikli eğitim vermek anlamına geliyor. Hayırsever kurum ve bireyler, yeni kampüs projemiz için ‘Eğitim Bizden, Yuva Sizden’ kampanyamızı destekleyebilirler. Kurumsal web sitemiz www.darussafaka.org üzerinden ya da yurt dışındaki eğitim sevdalıları GlobalGiving ve TPF gibi platformlardan bağış yapabilirler. Her katkı, bir çocuğun hayatında telafisi mümkün olmayan bir fark yaratıyor. Eğitimle iyileşmenin mümkün olduğunu birlikte gösterebiliriz.
