Begüm DEMİRCİOĞLU
İspanyolca albüm için ‘Topraklarımın kokusunu hissedecekler’ diyorsunuz. Dinleyiciler nasıl bir tını ile karşılaşacak?
İspanyolca da söylesem Japonca da söylesem bence sesimde asla kaybetmediğim bir toprak kokusu var. Türkülerden çok etkileniyorum, yorum yaparken de şarkı yazarken de... O yüzden yaptığım her projede biraz da olsa toprak olacaktır.
Birçok müzisyen single ile piyasaya giriş yaparken siz ikinci albümü dinleyicilerinize sunuyorsunuz. Şu dönemde albüm fikri sizi düşündürmedi mi?
İlk albümümde insanların beni tanımasını istedim çünkü 10 yıldır Türkiye’de olmayan bir kız geldi ve türkü, şarkı söylemeye başladı. Kim bu? Bu tanışmanın da bir türkü ya da şarkıyla olabilecek bir şey olmadığını düşündüğüm için de full bir albüm yapmak istedim. Ondan sonra da sanki bir musluğu sonuna kadar açmışız gibi duramadık, aklımıza bir çok yaratıcı fikir geldi ikinci albümle alakalı. Biz de bu yaratıcılığı insanlar dinler mi ki endişesi olamadan ortaya çıkarttık.
Biraz albümden bahseder misiniz?
İspanyolca benim için çok özel bir dil. Evimizde sürekli konuşulan dillerden biri eşimin Latin Amerikalı olmasından dolayı. Son 7 yılda hayatımda çok büyük bir yeri var. Onun dışında Javier Limón ile uzun süredir bir tanışıklığımız var ve ben yazdığı şarkıların her zaman hayranıydım. Bu albümde 7 Javier şarkısı söylüyor olmak benim için ayrı bir keyif oldu. Evimde olan bu iki kültürü bir araya koyabilmek benim için çok önemli ve güzel bir anı.
Caz müzik ülkemizde tam hak ettiği yerde mi sizce?
Ülkemizde caz müzik dinleyen kemik bir dinleyici var. Hak ettiği değeri görüyor mu görmüyor mu bilmiyorum. Caz müzik kalitelidir dinlenmesi gerek diye bir kaide yok. Kaliteli yapılan her müzik çok iyidir. İnsanların zevkine göre de dinlenir ya da dinlenmez. Belki insanlar kendinden bir şey bulamıyorlar bu müzikte, bilemiyorum. Yıllarca caz eğitimi görüp sadece caz çalmış olsam da şu an ben de cazın harmanlanmış halini seviyorum ve çalmayı tercih ediyorum. Kendime daha yakın buluyorum.
Sanatçı bir ailede büyüdünüz…. Bunun müzikal yolculuğunuza yansıması nasıl oldu?
Türkülerin söylendiği ve dinlendiği bir evde büyüdüğüm için türküler bana her zaman ev hissini hatırlatır. O yüzden de ne tarz müzik yaparsam yapayım hep bir yanım türkülerledir.
Solist ve enstrümanistsiniz… Sizce her müzisyen enstrüman çalmayı bilmeli mi?
Enstrüman çalmak bana çok şey kazandırdı. Yorumculuğuma, yazdığım ve düzenlemelerini yaptığım şarkılara çok büyük bir katkısı var. Herkesin hayata bakış açısı ve hayattan çıkarttıkları bambaşka o yüzden herkes yapmalı gibi bir söylemde bulunmak istemiyorum. Ama beni ben yapan en büyük nedenlerden biridir enstrüman çalıyor olmam. Tavsiye ederim…
Amerika yolculuğunuz nasıldı? Müzikle ilgilenenlere yurt dışı eğitimi öneriyor musunuz?
Amerika yolculuğu hem çok keyifli hem de çok zorlu bir 10 yıldı. Çok erken yaşta ayaklarımın üstünde durmayı ve kendime yetmeyi öğrendim. Müzik adına çok şey öğrenip, bir çok değerli müzisyenle çalıştım. İlla Amerika olması şart değil fakat her müzisyene seyahat etmelerini ve başka kültürlerden gelen müzisyenlerle çalmalarını tavsiye ederim.