TUNÇ DİPTAŞ
Avrupa Şampiyonası’nda aldıkları tarihi şampiyonluğun üzerinden günler geçmesine rağmen Filenin Sultanları konuşulmaya devam ediyor. Oyuncuların pozitif karakterleri, ilham veren enerjileri ve verdikleri doğru mesajlar Kars’tan İzmir’e tüm Türkiye’nin onları benimsemesine neden oluyor.
Oyuncularımızın yarı finalde gösterdiği azim ve kararlılık, gözlerinden okunan milli aşk beni de o kadar etkiledi ki bir gün içinde final maçına bilet bulup, Los Angeles’tan saatler süren uçak yolculuğundan sonra Brüksel’e gelip final maçını yerinde izledim. Avrupa Şampiyonu olan oyuncularımızın maç sırasında gösterdikleri birlikteliğe, Milli Marş’ı söylerken el ele vermelerine, maç sonrası akıttıkları sevinç göz yaşlarına, tribünlerden yükselen ‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’ seslerinin hakkını vermelerine ve en sonunda ‘Erik Dalı’ ile coşmalarına tanık olmak olağanüstü bir deneyimdi.
Bu tarihi başarının iki önemli faydası olacağını düşünüyorum. Birincisi, bundan 15 yıl öncesine kadar Türkiye’de yaşayan birçok insanın fazla umursamadığı bir spor dalı olan voleybol, şimdilerde ‘Biz bir voleybol ülkesiyiz’ sloganlarıyla anılıyor duruma geldi.
İkincisi ve daha önemlisi Filenin Sultanları’nın bu başarısı gençlere müthiş bir ilham verecek. Ülkeden ümidini kesenlere, geleceklerine kaygı ve korkuyla bakanlara bir umut ışığı olacak. Telefonuna yapışık, hayatı sosyal medyada yaşayan gençleri harekete geçirecek. “Bu ülkede fırsat yok, kendini geliştirmek imkânsız” türünden söylemlerle zihninde limitler koyanlara cesaret verecek.
Nereden mi biliyorum?
1998 yılında Güney Kore’de Seri Pak isimli 20 yaşında genç bir kadın, Dünya golf şampiyonu olduğunda o güne kadar golf sporunda başarı elde etmiş tek bir Koreli yoktu. Seri Pak’ın elde ettiği başarıdan sonra ülkedeki kız çocukları onu idol olarak görüp başarılı olabileceklerine inandılar. 15 yıl içerisinde Güney Kore’de adeta devrim oldu. Golf sporunun en başarılı 100 kadınından 33’ü Güney Kore’den yetişti. Bugün Güney Kore golf sporunu domine eden bir ülke konumuna geldi.
Filenin Sultanları’nın da etkisi böyle olacak. 10-15 yıl içerisinde bugün 5-10 yaşlarında olan kızlar büyüyüp onların yerini alacak.
O çocuklar kendisine yapılan tüm eleştirilere inat muhteşem savunması ve azmiyle her maçta iz bırakan Hande Baladın gibi olmak isteyecek.
Onlar, yıllara meydan okuyan, asla kaybetmeyi kabullenmeyen Kaptan Eda Erdem’i, maç içerisindeki tüm baskılara sakinliğini koruyarak cevap veren Zehra Güneş’i örnek alacak.
Pozitif, özgün ve enerjik yapısıyla her maça damgasını vuran Ebrar Karakurt, mutsuzluk sendromuna yakalanan gençlere “Haydi harekete geçin” diyecek.
Zorlu geçen çocukluğuna rağmen ayakta kalan, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini her maçta ortaya koyan Melissa Vargas, “Yapamayız, edemeyiz” gibi olumsuz söylemlere son verecek.
Uzun süre ayrı kaldığı Milli Takım’a yılmadan, inancını yitirmeden çalışıp geri dönen libero Pınar Örge vazgeçmeyi aklından geçirenlere cesaret verecek.
İşte bu yüzden, oyuncuların saçını, gülüşünü, şortunu, hayat şeklini eleştirenlere fırsat vermemeli, bunun yerine “Bu başarıyı nasıl daha ileriye götürürüz” onu düşünmeliyiz.
Had bildirme, beğenmeme, kabul etmeme huyundan vazgeçmeli, parlak geleceğe odaklanmalıyız.
Bu tertemiz başarıya klavye başında, oturduğu yerden gölge düşürmek isteyenlere izin vermemeliyiz. Evinden uzak; zorluklar karşısında teriyle, emeğiyle mücadele edene, ülkesi için sabah akşam çalışana, yani değer katana, işini en iyi şekilde yapana sahip çıkmalıyız. Başarı hikayelerini her platformda anlatmalıyız. Önce kendimizi, sonra çocuklarımızı hayallerin gerçekleşebileceğine ancak böyle inandırabiliriz.
Hayalleri için çalışan, zorlukları aşan Cumhuriyet’in kızlarını baş tacı etmeye devam etmeliyiz. Picasso “Hayal ettiğiniz her şey gerçektir” demiş. Bugün onlar sayesinde bambaşka bir gençlik hayali kuruyoruz.
Filenin Sultanları’nın tertemiz başarısına klavye başında, oturduğu yerden gölge düşürmek isteyenlere izin vermemeliyiz. Başarı hikayelerini her platformda anlatmalıyız. Önce kendimizi, sonra çocuklarımızı hayallerin gerçekleşebileceğine ancak böyle inandırabiliriz.
