Sanat pratiğinizde tipografi, sokak kültürü ve soyut anlatımı birleştiriyorsunuz. Bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Çalışmalarımızın temeli sokak sanatı ve graffiti sahnesinden geliyor. Graffiti yazılarının, kaykay kültürünün ve soyut anlatımın iç içe geçtiği sokaklardan ilham alıyoruz. Bu unsurlar zaten doğal olarak birlikte var oluyor; biz de bu birlikteliği işlerimize taşıyoruz.
Moda ve iletişim tasarımı geçmişinizin sanatınıza etkisi nedir?
İletişim tasarımı geçmişimiz özellikle tipografik öğeler ve renk paletinde belirleyici oluyor. Sergilerimizi bir koleksiyon gibi düşünüyoruz: Eserler birbirini tamamlayan ton ve ritimle kurgulanıyor. Ama her bir iş, tek başına da ayakta durabilecek bir görsel bütünlük taşıyor.
‘Broken Board’ serinizin çıkış noktası nedir?
Kaykaycıları izlerken fark ettik: Defalarca düşüyorlar ama yılmadan devam ediyorlar. Kırık bir kaykay son değil, yeni bir başlangıç. Bu seri, düşmenin ve kırılmanın aslında nasıl dönüştürücü olabileceğini anlatıyor. Kırık parçalar, galerilerde yeni anlamlar kazanıyor.

Eserleriniz The Bodrum Edition’ın farklı alanlarına yayıldı. Mekânla kurduğunuz ilişki nasıldı?
Otelin mimarisi, doğayla kurduğu bağ ve yalın estetiği bizi çok etkiledi. Bu atmosferle uyumlu bir renk paleti seçtik: Siyah, beyaz, deniz mavisi ve kum tonları. Serginin bütünlüğü, mimariyle birlikte soluk alıyor diyebiliriz. Burası bizim çocukluğumuzun geçtiği yerlerden biri. Her ne kadar Almanya’da büyümüş olsak da köklerimiz burada. The Bodrum Edition’daki sergiyle bu topraklara, geçmişimize bir selam gönderiyoruz.
Kaykay gibi alışılmadık objeleri sanat nesnesine dönüştürüyorsunuz. Malzeme seçiminizin anlamı nedir?
Bir kaykay sadece nesne değil, hikâyenin kendisi. Her biri geçmişini taşıyor ve biz bu geçmişi yeniden yorumluyoruz. Kırık tahtalar, dayanıklılığın ve yeniden doğuşun sembolü hâline geliyor.
Bir sanat eseri ne zaman tamamlanmış sayılır sizce?
Bu oldukça kişisel bir his. Bazen bir iş eksik gibi görünür ama sergi bağlamında tam yerine oturur. Bizce bir eser, hikâyemizin bir parçası hâline geldiğinde tamamlanmıştır.
Türkiye’de üretim yapmaya devam etmeyi planlıyor musunuz?
Kesinlikle. İstanbul bizi çok heyecanlandırıyor. The Bodrum Edition’daki sergi uzun süre açık kalacak ama İstanbul’da da sergi açmak istiyoruz. Kültürel çeşitliliği ve enerjisi bize çok ilham veriyor, bu şehrin bize çok yakıştığını düşünüyoruz.