Disney’in büyülü hikayelerinden ilham alan özel bir müzikal ülkemize geliyor. İzleyenleri, Aslan Kral, Küçük Deniz Kızı, Alaaddin, Karlar Ülkesi, Moana ve daha birçok efsanevi filmin en sevilen şarkılarıyla buluşturacak olan Disney In Concert, 16 ve 17 Ocak 2026 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi'nde her yaştan Disney hayranlarıyla buluşmak için gün sayıyor. Disney’in tüm kahramanları tarafından somutlaştırılan sevgi, dostluk, aile, cesaret ve bağımsızlık arayışı gibi evrensel temaları işleyecek gösteride, büyük küçük herkesin zihnine yer etmiş unutulmaz melodiler sahnede hayat bulurken, ikonik filmlerden görüntüler de dev ekrana yansıtılacak.
Jordan Gudefin şefliğinde sahnede olacak Sinfonia Pop Orkestrası’na sanatçı ve dansçıların eşlik ettiği müzikalde solist olarak yer alan Sinan Bertrand ile hem bu büyük organizasyon hem de Türkiye’ye özel sürprizleri konuştuk.
Disney in Concert: Around the World, yaklaşık beş yıldır Avrupa’da izleyici ile buluşuyor. Peki, bu büyülü Disney dünyasının Türkiye’ye gelme serüveni nasıl oldu?
Bu müzikalin Avrupa turnelerine sanatçı olarak beş yıldır katılıyorum. Çifte vatandaşlığımla doğduğum ülkeme elçilik yaptım diyebilirim. Prodüksiyon ekibi de 2024 sonunda Fransa, Belçika ve İsviçre’den sonra Türkiye’yi ve ilk olarak İstanbul’u turnemize eklemeye karar verdi. Bu benim için büyük bir gurur kaynağı.
Sizce bu gösteriyi büyülü kılan şey tam olarak ne peki?
Özel aslında Disney’in her nesli birleştiren büyüsü... Alan Menken, Randy Newman ve hatta Elton John gibi bestecilerinin o unutulmaz melodileri de tabii gösteriyi çok özel kılıyor. Arkamızdaki dev ekranda gösterilen alıntılar da bir yandan gösterinin etkisini artırıyor.
İzleyicileri nasıl bir atmosfer bekliyor peki? Biraz ipucu verir misiniz?
Bir senfonik konserden veya bir sine-konserden öte tam anlamıyla gerçek bir şov sunuyoruz. 7’den 77’ye herkesi büyüleyen bu gösteri sahnede yaklaşık 100 kişilik kadrosuyla hayatınızda görebileceğiniz ender etkinliklerden.
Sahnede 100 kişilik büyük bir ekiple çalışmak oldukça dinamik bir ortam yaratıyordur sanırım. Orkestra, dansçılar ve diğer solistlerle bu uyumu sağlamak için nasıl bir prova süreci geçiriyorsunuz?
Genellikle Avrupa turnelerine başlamadan bir ay kadar önce bütün ekip hazırlanıyor ve temsillerden hemen önce genel provalarda müzik, şarkı, dans ve bunlara ek olarak teknik ekip(ışık, video, özel efektler) birlikte ayarlanıyor. İstanbul için birkaç sürprizimiz var, bunları hazırlamaya çoktan başladık.
Disney filmlerinin her birinin kendine özgü duygusal tonları var. Gösterinin genel dramaturjisini oluştururken sahneler arası duygusal geçişleri nasıl planlıyorsunuz?
Gösterimizin bu seneki anlatımı, seyircilerle beraber yaptığımız bir dünya turu. Kuzey soğuklarından (Karlar Ülkesi), Afrika savanalarına (Aslan Kral), Orta Doğu görkeminden (Alaadin) Polinezya adalarının yeşilliğine (Moana) ve daha birçok istikamete hep beraber yol alıyoruz. Bu seyahat de bizleri bir duygusal yolculuğa çıkarıyor elbette: Kahkahadan nostaljiye, tebessümden heyecan anlarına beraber geçiyoruz.
Şarkılar açısından da bakıldığında vokal olarak teknik açıdan zorlayıcı yönleri var. Bu performanslara hazırlanırken nasıl bir çalışma rutini uyguluyorsunuz?
Konserimiz 2 buçuk saat sürüyor ve Disney şarkıları vokal açıdan gerçekten teknik ve yorucu olabiliyorlar. Yoğun prova, ses kaslarımızı bu zor egzersize hazırlıyor. Bazı tabloları kesintisiz yapmamız da orkestramız için de yorucu oluyor. Ama seyircilerin büyülenmiş gözleri, onların bazen bizlere eşlik etmesi de bize ayrıca güç veriyor.
Seslendirdiğiniz karakterlerle kişisel bir bağ kuruyor musunuz? Örneğin size çocukluğunuzu hatırlatan veya özel anlamı olan bir karakter var mı mesela?
Benim en sevdiğim Disney filmi Alaaddin. Okul senelerimin sonlarını nostalji ile hatırlatıyor. Ama ayrıca bu karakterin şarkılarını Disneyland Paris parkında, gösterilerde ve konserlerde seslendirme olanağım oldu. Yani manevi bir bağ da kurdum. Bu şarkıları bir senfoni orkestrası eşliğinde seslendireceğimi çocukken söyleselerdi herhalde inanamazdım.
Bu gösterinin çocuklar ve büyükleri ortak noktada buluşturan tarafları neler sizce?
Disney filmleri yıllardır değişik nesillerin hayal kurmasını sağlıyor. Alaaddin veya Aslan Kralı 40 yaşlarındakiler iyi hatırlıyorlarsa, Encanto, Karlar Ülkesi ya da Moana daha genç nesilleri etkiliyor. Konser sırasında tüm nesiller hayal kurup tekrar gençleşiyor gibi.
Türk izleyicisini bekleyen sürprizler olduğundan söz etmiştiniz. Neler bunlar?
Konserde, Türkiye’ye özel yerli sanatçılarımız olacak. Bu sayede gösterinin bir bölümünün Türkçe seslendirilmesi herhalde en büyük başarımız ve en özel sürpriz. Bunun dışında da küçük değişiklikler, yenilikler koyduk.
Peki, Türkiye’de farklı durakları olacak mı gösterinin?
Bu ilk girişim için İstanbul’da iki temsil veriyoruz. Ama bu randevuyu düzenli kılmak ve hatta İstanbul’a gelmişken turnemize Ankara ve İzmir’i katmayı da çok istiyoruz. Gelecek senelerde bunu gerçekleştirebilmeyi umuyoruz.
TANIDIK SESLER SAHNEDE
Gösterinin Türkiye sahnesinde, Disney’in unutulmaz karakterlerine sesiyle hayat veren sanatçılar da yer alacak. Frozen’ın Elsa’sını seslendiren Begüm Günceler Göker, Anna ve Rapunzel karakterine hayat veren Deniz Sujana, Moana’ya sesiyle can veren Ezgi Erol gösteride sahne alacak. Ayrıca Pamuk Prenses (Snow White) ve Moana’da Matangi karakterinden tanıdığımız Selen Severcan da performansıyla sahnede olacak.
Sevilen Sanatçılar Disney’de
Gösterinin Türkiye sahnesinde, Disney’in unutulmaz karakterlerine sesiyle hayat veren sevilen sanatçılar da yer alacak. Frozen’ın Elsa’sını seslendiren Begüm Günceler Göker, Anna (ve Rapunzel) karakterini seslendiren Deniz Sujana ve Moana’ya sesiyle can veren Ezgi Erol, etkinlikte sahne alacak. Ayrıca Snow White, The Little Mermaid live-action filmleri ve Moana’da Matangi karakterini seslendiren Selen Severcan da performansıyla katılımcılarla buluşacak.