Jeep Compass artık Avrupa pazarının gerçekleriyle yüz yüze. Sıkı emisyon kuralları, elektrifikasyon zorunluluğu ve C-SUV segmentindeki çığ gibi artan rekabet, markayı, yeni nesil Compass’ı, STLA Medium platformu üzerine kurmaya zorunlu bıraktı. Bu platform, şehir odaklı, elektrikli ve hibrit güç aktarma sistemlerine uyumlu, maliyet-verim dengesini hedefleyen bir mimariyle geliyor… Fakat Jeep’in II. Dünya Savaşı’ndan bu yana taşıdığı o ‘OffRoader’ mirasıyla doğal bir gerilim yaratıyor.
Compass, 4,55 metrelik uzunluğuyla STLA Medium’un en kompakt yorumlarından biri, ancak aks mesafesi optimizasyonu sayesinde arka koltuklarda 55 mm daha fazla bacak mesafesi ve 550 litrelik bir bagaj hacmi sunuyor. Aerodinamik, kutu formlu bir SUV’nin aksine ciddiye alınmış: aktif ön panjurlar, düzleştirilmiş alt gövde ve arka spoylerle hava direnci 0,30 Cd’nin altına çekilirken, radar ve kamera sensörleri darbelere karşı korunmak amacıyla yüksek konumlandırılmış.
Sürüş dinamiğinde asfalt konforu ile arazi kabiliyeti arasında ilginç bir denge kurulmuş. Yeni suspansiyon geometrisi ve amortisör kalibrasyonlarıyla dikey salınımlar %15, virajlarda gövde yalpası %20 azaltılmış. Yerden yükseklik ise segment ortalamasının üstünde, standart versiyonlarda 200 mm. 2026 ikinci yarısında piyasaya çıkacak 4xe modelinde tampon açıları sayesinde yaklaşma açısı 27°, uzaklaşma açısı 31°… Su geçiş derinliği 470 mm olarak ise, çok sayıda rakibin ‘şehirli’ özeti karşısında Jeep’in arazi iddiası sürdürülüyor.
Kaputun altında elektrifikasyon ve mekanik, stratejik bir uyum içinde. Yelpaze, 145 HP’lik 48V hafif hibritle başlıyor, 213 HP’lik önden çeker 74 kWh bataryalı elektrikliyle devam ediyor ve dört tekerlekten çekişli 375 HP’lik tam elektrikli ile zirveye ulaşıyor. 4xe modelinde arka aksa entegre edilen elektrik motoru, 14:1 redüktörle tekerleklere 3.100 Nm tork aktarabiliyor. Bu, ön tekerlerin tutunması sıfırlandığında bile %20 eğimli bir yokuşu rahatça tırmanmayı mümkün kılıyor. 74 kWh’lık batarya 650 km menzile imkan tanırken, 160 kW DC hızlı şarj desteğiyle %20-80 şarj süresi 30 dakikayı geçmiyor.
UZUN YOLLARIN KOŞUCUSU
Kabin içindeki dijitalleşme, fiziksel sürüş hissini silmek yerine daha fazla destekliyor. 10,25 inç dijital gösterge ve 16 inç multimedya ekranıyla teknoloji öne çıksa da, vites seçimi döner kumanda, park freni elektronik… Ancak arazide fark yaratan Selec-Terrain sistemi, yazılımdan öte fiziksel tepkileri yeniden ayarlıyor. Kum, Çamur veya Kar modu seçildiğinde ESP toleransı, gaz tepkisi ve suspansiyon karakteri yeniden tanımlanıyor. Seviye 2 otonom sürüş yetenekleriyle birleşen ‘Tahmine Dayalı Uyarlanabilir Hız Sabitleyici’, navigasyon verileriyle viraj ve kavşaklarda hızı proaktif ayarlayarak Compass’ı uzun yolların yorulmak bilmeyen koşucusu haline getiriyor.
Jeep’in bu dönüşümü, Avrupa pazarında hayatta kalma planlarının bir adımı… Diğer yanda ise, ‘safkan arazi’ kimliğiyle şehir odaklı bir lifestyle cihazı arasındaki çizgide nasıl denge kuracağı, Wrangler ve Grand Cherokee gibi ikonların ününü bozmadan Compass’a yeni bir rol atayabilecek mi, göreceğiz... Çünkü, Jeep’in en büyük stresi artık rakipleri değil, ‘sıradan bir başka kompakt SUV’ olmak!..