Conrad Istanbul Bosphorus, Aksoy Holding iş birliği ile hayata geçirilen proje ile önümüzdeki 20 yıl boyunca tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiden sağlayacak. Türkiye’deki uluslararası zincir oteller ve Hilton Grubu otelleri içerisinde bir ilki gerçekleştiren otel, bu proje ile sürdürülebilir turizm alanında sektöre örnek olmayı hedefliyor. Otelin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltacak olan bu proje, Hilton Grubu'nun global sürdürülebilirlik stratejisiyle de uyumlu olarak, çevresel etkileri azaltmaya yönelik somut bir adım niteliğinde. Aksoy Holding ve Conrad Istanbul Bosphorus’un sürdürülebilir turizme yönelik bu ortak vizyonu, yalnızca otelin operasyonel süreçlerini değil, aynı zamanda turizm sektöründeki sürdürülebilirlik uygulamalarını da dönüştürecek bir model oluşturuyor.
Conrad Istanbul Bosphorus Genel Müdürü Rainer Gieringer ve Aksoy Holding CEO’su Batu Aksoy ile projenin detaylarını konuştuk.
CONRAD ISTANBUL BOSPHORUS GENEL MÜDÜRÜ REINER GIERINGER:
Amacımız örnek model oluşturmak
Conrad Istanbul Bosphorus olarak enerji ihtiyacınızı tamamen güneş enerjisinden karşılayacak bir projeye imza attınız. Bu kararınızın otel operasyonlarınız ve misafir deneyimi üzerindeki etkileri neler?
Sürdürülebilirlik, Conrad Istanbul Bosphorus’un uzun vadeli vizyonunun temel taşlarından biri. Hilton’un küresel ‘Travel with Purpose’ stratejisi doğrultusunda, karbon ayak izimizi 2030’a kadar yüzde 50 azaltma hedefimiz vardı. Bu hedef doğrultusunda attığımız en büyük adım ise, tüm enerji ihtiyacımızı yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan karşılayacak güneş enerjisi yatırımımız oldu. Aksoy Holding iş birliğiyle Gümüşhane Kelkit’te hayata geçirdiğimiz 5 MW kapasiteli güneş enerjisi santralimiz sayesinde artık otelimizin tüm enerjisini güneşten alıyoruz. Bu dönüşümün operasyonel etkisi yalnızca enerji faturalarımızda düşüş yaratmakla kalmadı; aynı zamanda misafir deneyimini de çevresel duyarlılıkla yeniden şekillendirdi. Artık misafirlerimiz karbon nötr bir yapıda konaklıyor ve çevreye zarar vermeyen bir sistemin parçası olduklarını bilerek daha bilinçli bir deneyim yaşıyor.
Türkiye’de sürdürülebilir turizm sertifikası alan ilk otellerden biri olarak, sektöre öncülük eden bu projeyle diğer otelleri nasıl motive etmeyi hedefliyorsunuz?
Evet, Türkiye’de sürdürülebilirlik turizm sertifikasını alan ilk otellerden biriyiz. Sürdürülebilirliğin sadece bir trend değil, uzun vadeli bir taahhüt olduğuna yürekten inanıyoruz. Özellikle son beş yıldır çalışmalarımızda hızlandığımız sürdürülebilirlik yaklaşımımız ve gerçekleştirdiğimiz projeler, sektörde yaptığımız değişimin etkisini her geçen gün daha da çok hissettiriyor. Conrad Istanbul Bosphorus olarak, Hilton Grubu içindeki ilk yüzde 100 güneş enerjisi ile enerjisinin tamamını sağlayan otel olmanın gururunu yaşıyoruz. Amacımız yalnızca kendi çevresel etkilerimizi azaltmak değil; aynı zamanda sektörümüzde örnek bir model oluşturarak diğer otelleri de benzer yatırımlara yönlendirmek.
Yaptığımız bu yatırımın geri dönüş süresi yaklaşık 4 yıl ve tamamen öz kaynaklarımızla finanse edildi.
2030 yılına kadar karbon ayak izinizi yarı yarıya indirme hedefiniz kapsamında gerçekleştirdiğiniz diğer çevreci uygulamalardan bahseder misiniz?
GES yatırımımız bu hedefin en büyük yapı taşı. Ancak bu adım, bütüncül yaklaşımımızın yalnızca bir parçası. 2024 yılı itibarıyla, toplamda 3 bin ton karbon emisyonunu sıfırladık, plastik kullanımını yüzde 95 oranında azalttık, otelimizde kullanılan gri su sistemi ile yılda 30 bin ton su tasarrufu sağladık, su tüketiminde yüzde 22, enerji tüketiminde yüzde 6, atık miktarında yüzde 18 oranında tasarruf elde ettik. Tüm bu verileri LightStay performans platformumuzla sürekli ölçümlüyor, gelişmeleri periyodik olarak raporluyoruz.
Otelinizde karbon nötr toplantılar yapılmasını sağlayan LightStay platformu hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu uygulamalar nasıl bir fark yaratıyor?
Bugünün iş dünyasında çevreye duyarlı toplantı çözümleri sunmak artık bir lüks değil, zorunluluk. Conrad Istanbul Bosphorus olarak, ev sahipliği yaptığımız tüm kurumsal etkinliklerin karbon ayak izini LightStay platformu aracılığıyla hesaplıyoruz. Bu veriler merkez ekibimiz tarafından doğrulanıyor ve gerekli dengeleme işlemleri yapılıyor. Yakın tarihli bir örnek olarak; Güneş Enerjisi Santrali projemizi duyurduğumuz basın toplantısında da karbon ayak izimizi ölçümledik ve bu toplantının da çevresel etkisini sıfırladık. Bu sistem sayesinde özellikle büyük ölçekli bir toplantının çevresel etkisini tam olarak görebiliyor, alınacak önlemleri belirleyebiliyor ve etkinliği karbon nötr hale getiriyoruz.
Sürdürülebilir gastronomi programınız kapsamında gıda israfını azaltma konusunda nasıl bir yol izliyorsunuz?
2023 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve yapay zeka destekli mutfak teknolojileri geliştiren Winnow ile iş birliği yaparak hayata geçirdiğimiz program, gıda israfına karşı etkili bir çözüm sağladı. Winnow, mutfağın giriş ve çıkış noktalarına entegre edilen yapay zekâ sistemleriyle çalışıyor. Girişte, üretim sırasında ortaya çıkan atıkları (örneğin meyve sebze kabukları) gramaj bazında ölçümleyerek kaynak kullanımını analiz ediyor. Çıkışta ise misafirlerin tabaklarında kalan yemeklerin fotoğrafını çekerek, atığın hangi gruba ait olduğunu tespit ediyor ve detaylı haftalık raporlarla atık miktarlarını kayıt altına alıyor. Ayrıca, geleneksel açık büfe anlayışına alternatif olarak geliştirilen ‘Green Ramadan’ programımız ile geçen sene Ramazan ayında Manzara Restoran’da paylaşımlı set menü uygulamasına geçtik. Green Ramadan uygulaması sonrasında edinilen pozitif geri bildirimlerin etkisiyle, açık büfe kahvaltı servislerimizde de aynı planlı üretim yaklaşımı benimsenmeye başlandı. Geçen yıl yalnızca açık büfe operasyonlarımızda 275 bin kişiye hizmet sunarak 14 ton gıda israfını önledik.
AKSOY HOLDİNG CEO’SU BATU AKSOY:
Yaklaşık 4 milyon dolar yatırım yaptık
Bu projenin planlama ve hayata geçirilme sürecinde karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?
En önemli zorluklardan biri, hem yatırım açısından verimli hem de teknik olarak uygun büyüklükte ve özellikte bir arazi bulmaktı. Bununla birlikte arazinin bağlı bulunduğu Elektrik Dağıtım Şirketi’nin üretilecek elektrik enerjisini sisteme entegre edebilecek uygun trafo kapasitesine sahip olması da kritik önem taşıyor. Proje süreci; bu şartların uygunluğunun onaylandığı çağrı mektubunun ilgili Elektrik Dağıtım Şirketi tarafından verilmesiyle resmen başlıyor. Çağrı mektubu alındıktan sonra ise ruhsat süreci devreye giriyor. Bu süreç ne yazık ki oldukça zaman alabiliyor. Yerel otoritelers-arazinin konumuna göre İl Özel İdareleri ya da Belediyeler- ellerinden geldiğince destek veriyorlar, gerçekten yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ancak alınması gereken izin ve belgelerin sayısı oldukça fazla; bazı projelerde bu sayı 50'ye kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla, her bir onay ve evrak için ciddi bir planlama, zaman yönetimi ve insan kaynağı gerekiyor. Ruhsat süreciyle eş zamanlı olarak ya da sonrasında inşaat aşamasına geçiliyor. Bu aşama tamamlandıktan sonra ise çağrı mektubunu almış olduğumuz Elektrik Dağıtım Şirketi ve EÜAŞ ile yapılması gereken sözleşmeler süreci başlıyor. Bu kısım genellikle daha hızlı ilerliyor.
5 MW kapasiteli bu güneş enerjisi santralinin hayata geçirilmesinin bölge ve ülke ekonomisine katkıları neler peki?
Aksoy Holding olarak yaklaşık 4 milyon dolar yatırım ile hayata geçirdiğimiz 5MW kapasiteli Güneş Enerjisi Santralimiz (GES) ile Conrad’ın tüm enerji ihtiyacının karşılanması ekonomik açıdan çok kıymetli bir gelişme. Santralimiz yılda yaklaşık 7,9 milyon kWh enerji üretimiyle otelin yıllık enerji tüketimini karşılamanın yanı sıra, 7 bin 917 ton karbon salımının da önüne geçecek. Bu miktar yaklaşık 428 bin 814 adet ağaç dikimine eş değer.
Enerji maliyetleri turizm sektöründe işletme bütçesinin büyük bir kısmını oluşturuyor. Conrad gibi büyük ve sürekli çalışan bir tesisin elektrik maliyetlerinde verimlilik sağlaması, çok büyük bir tasarrufu da yaratması demek. Bu kaynak, doğrudan hizmet kalitesine ya da yatırım kapasitesine geri dönebilir. Türkiye enerjisinin büyük kısmını hâlâ ithal kaynaklardan sağlıyor. Dolayısıyla her bir megavatlık yerli ve yenilenebilir üretim, enerji ithalat faturasını düşürerek cari açığa olumlu yansıyacaktır. Ayrıca bu tip yatırımların marka imajını da güçlendirdiğini düşünüyorum. Güneş enerjisini kullanan lüks bir otel, çevre dostu tatil tercih eden yerli ve yabancı turistler için çok daha çekici hale geldi. Bu da hem doluluk oranlarına hem de ülkeye gelen turizm gelirlerine pozitif katkı sağlıyor.
Conrad Istanbul Bosphorus gibi büyük ölçekli projelerde yenilenebilir enerji kullanımı yaygınlaştıkça turizm sektörü nasıl dönüşebilir?
Turizm sektöründe sürdürülebilirlik dönüşümü artık sadece enerjiyle sınırlı kalmıyor. Su yönetimi, atık azaltımı, gıda israfının azaltılması, yeşil bina sertifikaları ve karbon nötr konaklama/toplantı gibi pek çok alanda sürdürülebilirlik uygulamaları hayata geçiyor. Böylece tüm sektör daha çevreci, sorumlu, sosyal fayda yaratan ve uzun vadeli düşünen bir yapıya evriliyor. Conrad bu çerçevede sürdürülebilirliğe bütünsel yaklaşıyor ve ayrıca Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirlik dönüşümüne de katkı sağlıyor.
Sürdürülebilir turizm ve temiz enerji kullanımını teşvik etmek için özel olarak üzerinde çalıştığınız başka projeler veya iş birlikleri var mı?
Aksoy Holding olarak iştiraklerimizle birlikte Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda Çevre, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) alanlarında tüm paydaşlarımız için kalıcı değer yaratmaya odaklanıyoruz. Yatırımlarımızı sorumlu yatırım perspektifi ile yürütüyoruz. Turizm tarafında İstanbul’da kendi mülkümüz üzerinde sürdürülebilirliği odağına alacak yüksek nitelikli bir sağlık turizmi yatırımı geliştiriyoruz. Ayrıca yüzde 30 iştirakimiz RWE & Turcas’ın sahibi ve işletmecisi olduğu 800 MW kurulu gücündeki Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santralimizin iç tüketimini karşılamak amacıyla 20MW’lık bir hibrit GES yatırımının izin süreçlerini 2024 yılı içinde tamamladık. Söz konusu yatırım için fizibilite çalışmalarımız ve yatırım bedelinin finansmanı için bankalar ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu projenin tahmini yatırım bedeli ise10 Milyon dolar seviyesindedir.