Kamera rejisi üslubunun sinemada yegâne örneğini oluşturan ‘Sinemada Kamera Rejisi Kuramı’ kitabı, Kalkedon Yayınları etiketiyle yayımlandı. Sinema öğrencileri, bu sektörde çalışanlar ve yönetmenlerin yararlanabileceği bu kaynak niteliğindeki çalışmayı ve yaklaşımını Prof. Dr. Cengis Asiltürk anlattı.
‘Sinemada Kamera Rejisi Kuramı’ kitabının yazılması uzun bir serüvenmiş sizin için. 14-15 yıllık bir süreden söz ediyoruz. Öncelikle buradan başlayalım, neden bu kadar sürdü?
Öncelikle bu on beş yıllık serüvenin nasıl bir on beş yıllık süreç olduğunu açmak gerek: Esas yaratımı günlük hayatın içinde yaşarken yapıyorum, yani dolaşırken, ders anlatırken, arkadaşlarla sohbet ederken, yemek yerken, koşarken ve kahve içerken, kitabın oluşturulması zihnen sürüyor; çalışma masama geçtiğimde ben neler yazacağımı biliyorum. Belki herkes böyle çalışıyor, onu bilmiyorum... Bir anlamda, bu on beş yıl esasen otuz yıla falan tekabül ediyor olabilir. Bir yandan da bu süreçte üç-beş işi bir arada yapıyordum. ‘Karnavalın Ortasındaki Adam-Ünsal Oskay’ romanını yazdım, ‘Kelebeklerin Çığlığı’ filminin senaryosunu yazıp onun filmini çektim, ‘Köşegönderi I ve II’ bilimsel kitaplarını yazdım, daha birçok şey... Aynı çalışma günü içinde, hatta bazen bir iki saat içinde biraz romanı, biraz senaryoyu, diğer kitapları, biraz bu kitabı geliştirdim. Böyle çalışıyorum.
Fakat ‘Sinemada Kamera Rejisi Kuramı’ kitabının uzun sürede yazılmasının esas nedeni; dört büyük sinema kuramının üzerinde, onlardan çok daha kapsamlı, sinema tarihinin en gelişmiş ve en özgün kuramını ortaya çıkarıyor olmanın sorumluğunu taşımamdı. Bir de Türk’sünüz tabii. Türk olma meselesi şu: Böylesine ciddi bir sinema kuramını, ismi İngiliz, Fransız, Alman olan birisi ortaya çıkarsa, ülkemin insanı, onun karşısında saygı duruşuna geçer de bu ülkeden biri bunu yapmışsa kuşkuyla karşılar. Sorumluğum ağırdı. Titiz ve ciddi bir çalışma süreci gerekiyordu, yani kılı kırk yararak çalışmalıydım. Hiçbir işi üstünkörü yapmam zaten. Bu nedenle de kitapta geçen bir tek tümce üzerinde bile, bazen bir gün boyunca araştırma yaptığım, çalıştığım, düşündüğüm olmuştur.
Sayfalarca anlattığınız bir kuramı birkaç cümleye sığdırmak mutlaka kolay değil ama kısaca özetlersek, Kamera Rejisi Kuramı ne söylüyor tam olarak? Sinemaya nasıl bir bakış açısı sunuyor?
Kamera rejisi, çekim ölçeklerini (çerçeve), sinemasal noktalama imlerini, kurguyu, bir aktörden başka aktöre, bir zamandan başka zamana, bir dönemden başka döneme, bir mekândan başka mekâna, başka renge, başka ışık ortamına, atmosfere hiç kesme yapmadan geçme anlayışı üzerine kurulu bir reji üslubudur. Tabii, Kamera Rejisi Kuramını eksiksiz bir tanıma indirgemek mümkün değil. Buna karşın kamera rejisi; bir nesneye yönelince bir süre onda kalma dışında, yönetmen yaratıcılığını hareket halinde kamerayla sergilemektir. Bu süreçte sinema dilinin bütün ögelerinden ve ölçeklerinden yararlanılabilir.
Rus Biçimci Sineması, Fransız Şiirsel Gerçekçiliği, İtalyan Yeni Gerçekçiliği, Fransız Yeni Dalga Sineması gibi dünya sinemasında ortaya çıkan kuramlardan farkı ne peki bu sinema kuramının?
Sinema kuramlarının izi sürülerek sinema dilinin gelişimi, sinema dilinin gelişiminin izi sürülerek büyük sinema kuramları anlaşılabilir. Rus Biçimciliği, içerikçe ilişkisiz iki çekimin diyalektiğin (tez-antitez-sentez) yasaları gereği kurgulanması (hatta çarpıştırılması) yoluyla üçüncül anlamın yaratılması anlayışına dayanır, kısaca. Fransız Şiirsel Gerçekçiliğinde kahramanın yaşantısı, işi, filmsel atmosfer, mekânın görüntüsü önem kazanır. İtalyan Yeni Gerçekçiliğinde sürece uzun çekimler, doğal mekân, sıradan insanların hikâyesi, oyuncu olmayan kişilerin canlandırdığı karakterler, kameranın esas olarak dış mekâna taşınması, sabit altlık üzerinde kullanılan kamera kuramın ayırt edici özellikleridir. Fransız Yeni Dalga Sineması kuramının babası André Bazin; uzun süreli çekimlerle, elde taşınan hareketli kamerayla, zamanın ve mekânın görece fazla kesintiye uğratılmadan verilmesiyle gerçekçi bir bakışın yaratılabileceğini söyleyerek, sinemayla gerçeğin artık anlatılabileceğini savunmuştur. Bütün bu kuramların eksiklerini gösteren ve bugünün sineması için hâlâ önem taşıyan niteliklerinin üzerine kurulan kamera rejisi kuramı bu yönüyle yepyeni ve orijinaldir. Kamera altlıklarının da gelişmesiyle “gerçek” değil ama “gerçeklik”, estetik, görüntünün öncelikli olması önem kazanmış ve böyle bir kuram ihtiyaç haline almıştır.
Bu kitapta yer alan bilgiler sinema dilinde, görsellikte nasıl fark yaratacak sizce?
Kamera rejisi kuramı sinemaya geçmişteki anlayıştan başka bir anlayışla bakmamız gerektiği zorunluğundan ortaya çıktı. Yönetmenler sinema dilini dönüştüren bir üslup denediğinde bir kuram doğar. Bunun tersi de doğrudur: Ortaya çıkan yeni bir sinema kuramı, yönetmenleri etkiler, sinema dili üslubunda yenilikçi dönüşümler ortaya çıkar. Böylece kuramlar bazen ardıl bazen öncül bir görev yapar. Kamera Rejisi Kuramı (Camera Direction Theorem) ya da Bütüncül Kamera Kuramı (Holistic Camera Theorem) da özgün varlığını, uzun süreli estetik görüntülere dayalı çekimlerin önemini kavramış olan yaratıcı yönetmenlerin, kamera altlıklarının sunduğu olanaklarla ulaştığı özgün reji üslubuna borçludur.
Türkiye’de, sinemayla ilgili ilk özgün kuram diyebilir miyiz? Var mı başka örneği? Bu yönüyle de öneminin ayrıca altını çizmek gerekir öyleyse…
Sinemada Kamera Rejisi Kuramı adlı bu çalışma sonucunda, Türkiye’de ilk kez bir sinema kuramı ortaya çıkarılmış oldu. Bu ilk ve tek özgün kuramsal çalışma. Başka bir örneği yok. Sinema tarihi, senaryo, görüntü, film çözümlemesi, yapım başta olmak üzere sinemanın başka yönleri üzerine değerli çalışmalar yapıldığı biliniyor, ama hem yönetmen hem akademisyen olarak, doğrudan sinema dili üzerine çalışan başka bir akademisyen kişi yok. Böylece ben bu tür çalışmalar yapma konusunda bir misyon da üstlenmiş oldum. Evet, kitabın bu yönüyle de öneminin altını ayrıca çizmek gerekir.
Kitabın ya da kuramın kabul görünürlüğü için ne söylersiniz? Okuyanlar, dinleyenler ne söylüyor bu kitap ve içindeki yaklaşımınızla ilgili?
Kitabın sunum kısmında çok değerli akademisyenlerin, yönetmenlerin, görüntü yönetmenlerinin, aktörlerin, entelektüellerin, sinema yazarlarının görüşleri yer almakta. Bunun yanında Sinemada Kamera Rejisi Kuramını Çukurova Üniversitesi’nde, Gelişim Üniversitesi’nde, Aydın Üniversitesi’nde, Doğuş Üniversitesi’nde bilim heyetleri, ilgililer karşısında çeşitli sempozyumlarda, konferanslarda, yabancı ülke sinemacılarına ve akademisyenlerine sundum. Konuyla ilgili birçok makale yayınladım. Kamera rejisi tarzımı hem yönetmeni hem senaryo yazarı bulunduğum TRT filmlerimde, Albatrosun Yolculuğu ve Kelebeklerin Çığlığı sinema filmlerimde uyguladım. Bu filmler New York Film Festivali, Goldenhorn Film Festivali, Antakya Film Festivali en başta olmak üzere birçok uluslararası film festivalinden ödülle döndü. Son olarak Kelebeklerin Çığlığı Los Angeles Film Festivalinde finale kaldı.
Daha çok kimler okumalı, kimler faydalanmalı bu çalışmadan? Özellikle kimlere dokunuyor kitap?
Sinemada Kamera Rejisi Kuramı kitabından; sinema öğrencileri, sinema sektöründe çalışanlar, yönetmenler, sinema izleyicileri yararlanabilir.
Kitap dışında da bir soru yöneltmek isterim. Son dönemde üzerinde çalıştığınız yeni bir proje, senaryo, kitap vb var mı? Biraz paylaşabilir misiniz?
Kelebeklerin Çığlığı filmi festivalleri dolaşıyor. Film, birçok ödüle layık bulundu. Hayatımın projesi diyebileceğim Ölüyaprak Vuruşu filmini çekmek için yola Kafkaslı Film (Yapımcı: Fatma Bal) ile çıkıldı. Kahramanı Kaşgarlı Mahmut’un Dîvânu Lugâti't-Türk adlı eseri olan Kelimelerin Efendisi romanını yazmayı sürdürüyorum.
