“Ailede Birlik, İşletmede Sürdürülebilirlik” söylemini misyon edinen TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, “Sanayiden Sanata” projesini bu yıl akademisyen Dr. Ece Arıburun’un sorumluluğunda, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencileriyle yaşama geçiriyor. Projeye başvuran aile işletmelerinin atık malzemelerinden, işlevsellik ve estetik gibi açılar göz önünde bulundurularak üretilecek olan sanat eserlerinin; sürdürülebilirliğe, dönüşüme ve yaratıcılığa vurgu yapması planlanıyor. Projenin sonunda ortaya çıkan eserler, Mayıs’ta İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde bir hafta boyunca sergilenecek. Böylece sürdürülebilir yaşamın sanatla iç içe geçmiş bir versiyonu da atık malzemelerin çağrıştırdıklarıyla ortaya çıkacak. Projeyi TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Olten ve TAİDER Kültür ve Sanat Komitesi Başkanı Emre Bekişoğlu ile konuştuk.
Gelecekte farklı sektörlerde söz sahibi olmaya aday gençlerle sürdürülebilir yaşam odaklı bir sanat projesinin bileşeni olmak size neler düşündürüyor?
Fatma Olten: Hepimizin toplumda ve dünyamızda sorumluluğu var ve gençlerin de bu bilinçle yetişmesi çok önemli. Sektörlerinde söz sahibi, istihdam yaratan ve işleriyle dünyayı etkileyecek kişilerin sürdürülebilirlik bilinciyle hareket etmeleri şüphesiz geleceğimize olumlu katkı koyacaktır. “Sanayiden Sanata” bu bağlamda ilk günden itibaren destek olduğumuz ve uzun yıllar sürmesini dilediğimiz bir proje.

Döngüsel ekonomiye katkı
Sürdürülebilirlikle kültür-sanat arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emre Bekişoğlu: Sürdürülebilir bir yaşam, öncelikle sürdürülebilir bir düşünce yapısı ve farkındalıkla mümkün olur. Bu projeyle amacımız, üretim firelerine sadece "atık" gözüyle değil, bir "artık" ve yeniden kullanım fırsatı olarak bakmayı teşvik etmek. Bu malzemelerin işlenmesi ile hem döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor hem de genç tasarımcılarla üretim dünyasını bir araya getiriyoruz. Sanat, bu dönüşümün hem sembolü hem de aracı. Sanatın dönüştürücü gücü, sürdürülebilirlik kavramını daha geniş kitlelere duyurmanın en etkili yollarından biri. Çünkü sanat; değerleri, alışkanlıkları ve bakış açılarını dönüştürebilir.

Projenin ekonomik ve toplumsal avantajları neler?
F.O. : Birey ve kurum olarak yarattığımız atıkların bir sanat eseri olduğunu veya geri dönüşebildiğini görmek herkes için farklı ve sürdürülebilir bir bakış açısı sunacaktır. Onun dışında aile şirketleri ve üniversiteler arasındaki bağı güçlendirecek, üniversite yıllarında öğrencilerin farklı malzemelerle temasa geçerek düşünmelerini ve proje geliştirmelerini desteklemektedir. Öğrenci ve genç sanatçıları desteklediği gibi ekip olarak çalışma, iletişim ve sergi deneyimi de hepimiz için unutulmaz anılar arasında girmektedir.
10 işletmeden sanata hammadde
Bu yıl kaç aile işletmesi projeye katılıyor?
E.B. : Toplam 20 aile işletmesi başvuruda bulundu. Bu başvurular arasından belirlenen kriterler doğrultusunda 10 aile işletmesi çalıştaya kabul edildi. Katılan firmalar, üretim süreçlerinden arta kalan ancak dönüştürülmeye uygun nitelikteki malzemeleri projeye hammadde olarak sağlıyor.
Peki ne tür atıklar dönüştürülecek?
E.B. : Bu yıl dış mekân mobilyalarına uygunluk taşıyan metal ve ahşap içerikli malzemeler
önceliklendirildi. Atıklar arasında sac metal, ahşap palet, talaş, kumaş, ambalaj ürünleri ve çeşitli hurdalar yer alıyor.
Projenin Türkiye’deki atık yönetimine katkısı nedir?
F.O. : Üretilen yapıtların dünyayı, çevreyi ve geleceğimizi düşünmeye sevk etmesini arzu ediyoruz. Sanat eseri ya da işlevsel bir araç olarak evlerde, iş yerlerinde ya da kamusal alanlarda kullanılırsa çok mutlu oluruz. Örnek eserlerin ticarileşebileceğini dahi düşünüyor, yıllar içinde projenin gelişimini ve çıkacak eserleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
E.B. : Sanayide oluşan firelerin dönüştürülerek tekrar kullanılabilir hâle getirilmesi, yalnızca çevreye katkı değil; aynı zamanda tasarım odaklı yeni iş modellerinin de önünü açıyor. Uzun vadede projenin kamu destekli, ulusal çapta uygulanabilir bir model hâline gelmesini hatta eğitim sistemine entegre edilerek toplumun genelinde sürdürülebilirlik kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlamasını amaçlıyoruz.