KOMEDİ DOLU BİR ÖYKÜ
LOOT - APPLE TV+
Apple TV+’ın sevilen dizisi Loot, ilk sezonundan bu yana ultra-zengin bir kadının boşanma sonrası kimliğini ve anlam arayışını mizah dolu bir tonda anlatmasıyla beğeni topladı. Maya Rudolph’un enerjisi, diziyi yalnızca bir servet parodisi olmaktan çıkarıp duygusal bir kendini bulma hikayesine dönüştürdü. Zenginlik bazen insanı yalnızlaştırır ama Molly Novak için bu yalnızlık artık komediyle sarılı bir kurtuluş hikayesine dönüşüyor.15 Ekim’de başlayacak üçüncü sezon, Molly’nin hem liderlik hem de aşk hayatında yeni sınavlar getirecek. Mizah, dostluk ve yeniden başlama üzerine kurulu Loot oldukça keyifli bir izleme deneyimi vadediyor.
YENİ GÜÇ DENGELERİ
THE DİPLOMAT- NETFLIX
Bazen barışı korumak, bir savaşı kazanmaktan daha zor. The Diplomat üçüncü sezonuyla 16 Ekim’de geri dönüyor; hikaye bu kez Beyaz Saray’ın kalbine uzanıyor, ama Londra hala oyunun bir parçası. ABD Başkanı’nın ölümünün ardından Grace Penn ülkenin yeni lideri olurken, Büyükelçi Kate Wyler kendini hem Washington hem Downing Street koridorlarında şekillenen yeni bir güç dengesinin ortasında buluyor. Yeni sezonda Allison Janney ve Bradley Whitford’un yeniden buluşması, özellikle siyasi drama sevenler için hoş bir sürpriz. The West Wing’den gelen bu tanıdık enerji, dizinin karanlık tonuna ince bir ironi katıyor. The Diplomat, sadakat, güç ve inanç arasında gidip gelen bir diplomasi hikayesi anlatıyor.
DERS ZİLİ YENİDEN ÇALDI
ABBOTT ELEMENTARY- DISNEY+
Philadelphia’nın sıradan bir devlet okulunda geçen Abbott Elementary, ‘okul dizisi’ klişesini aşarak bambaşka bir samimiyet yakalıyor. Çünkü bu dizi sadece eğitim sisteminin eksiklerini değil, o sistemin içindeki öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin hayatlarını da tüm renkleriyle anlatıyor. Quinta Brunson’ın yaratıcısı, yazarı ve başrolü olduğu yapım; umudu, dayanışmayı ve mizahı elden bırakmadan öğretmenliğin gerçek halini gösteriyor. Beşinci sezonda ise değişim rüzgarı esiyor. Ava’nın görevden alınıp geri döndüğü fırtınalı sezonun ardından öğretmenler yeni sorumluluklar üstleniyor. Barbara müzik derslerinde yeniden ilham buluyor, Melissa ortaokulda yeni bir başlangıca adım atıyor, Janine ise okula katılan genç öğretmen Dom sayesinde kendi yolunu sorguluyor. Yine para yok, sorun çok ama kahkaha da, dayanışma da okuldan eksik olmuyor. 1 Ekim’de yeni sezon başladı.
İKİNCİ ŞANS ARAYIŞI
MATLOCK -TOD
Kathy Bates’in başrolde olduğu Matlock, yaşla birlikte gelen deneyimi, sezgiyi ve inadı bir savunma hattına dönüştürüyor. İlk sezonda karakterin zekası kadar insani tarafı da öne çıkmıştı. Suçluyu şirket içinde ararken yeni dostlar edindi; mahkeme salonunda ise rakiplerini alt etmeyi bildi. Yeni sezonda yolsuzluğun, dostluğun ve ikinci şansların iç içe geçtiği bir hikaye izleyenleri bekliyor. Matty artık sadece davalarla değil, geçmişinin gölgeleriyle de mücadele edecek. Torunu Alfie’nin babasıyla ilgili sırlar açığa çıkarken Wellbrexa skandalı büyüyor; adalet arayışı yerini tehlikeli bir satranç oyununa bırakıyor. Bu kez mesele yalnızca kimin suçlu olduğu değil, kimin gerçeği saklayacak kadar cesur, kimin uğruna her şeyi riske atacak kadar inatçı olduğu.
ASIL SANAT BİRLİKTE KALMAK
NOBODY WANTS THIS- NETFLIX
Gençlik masallarının ötesine geçip iki yetişkinin aşkı yeniden tanımladığı, Nobody Wants This, samimi hissiyle de çok sevildi. Joanne, filtresiz podcast’inde ilişkileri didikleyen bir sunucu; Noah ise inancını modern dünyada anlamlı kılmaya çalışan bir haham. Farklı yaşam tarzlarından gelseler de ilişkileri birbirini düzeltmeye değil, anlamaya dayanıyor. Yeni sezon, ‘aşık olmak’tan çok ‘birlikte kalmak’ üzerine kurulu. Bu kez hikayeye, Gossip Girl’ün unutulmaz Blair’i Leighton Meester dahil oluyor. Canlandırdığı Abby karakteri, Joanne’ın geçmişinden gelen bir rakip; ilişkideki güvensizlikleri yeniden su yüzüne çıkarıyor. Üstelik Meester’ın gerçek hayatta Adam Brody’nin eşi olması, işe tatlı bir magazin dokunuşu katmıyor değil. Yeni sezonda Seth Rogen da Haham Neil karakteriyle diziye katılıyor.
FARKLI DÜŞMANLAR ARASINDA
HIGH POTENTIAL-DISNEY+
Her şey Morgan Gillory’nin temizlik yaptığı karakolda, bir cinayet dosyasındaki hatayı fark etmesiyle başlamıştı. Üç çocuk annesi, keskin zekalı bu kadın, kimsenin göremediği ayrıntıları yakalama yeteneğiyle kısa sürede LAPD’nin gizli silahına dönüştü. ‘High Potential’ın en güçlü yanı da burada: Sıradan bir temizlikçinin, sezgileriyle koskoca bir sistemi altüst edebilmesinde. Morgan sadece suçları değil, kendi geçmişinin sırlarını da çözmeye başladı.
İkinci sezonda Morgan bu kez daha tehlikeli bir düşmanla, ‘Game Maker’ adlı zeki ama acımasız bir rakiple karşı karşıya geliyor. Çocuklarını korumak için geri adım atmayan Morgan, sezgilerini şimdi kendi hayatını savunmak için kullanıyor. Dizi, mizahını kaybetmeden gerilimi artırırken, Morgan ve Karadec arasındaki güven bağı da derinleşiyor. Kaitlin Olson, Morgan rolünde oldukça başarılı, 7 Ekim’de yeni sezon başladı.
İki dikkat çekici belgesel
Şan, şöhret dolu, ancak bir birinden oldukça farklı iki farklı hayata mercek tutan dikkat çekici iki yapım yayında.
BİR İMPARATORLUĞUN ANATOMİSİ
BERLUSCONI: CONDEMNED TO WIN
Medya imparatorluğundan A.C. Milan’ın zirvesine, oradan da İtalya Başbakanlığı’na uzanan bir yolculuk… Berlusconi: Condemned to Win, modern İtalya tarihinin en etkileyici ve en çok tartışılan isimlerinden Silvio Berlusconi’nin hikayesini anlatıyor. Üç bölümlük bu belgesel, futbolun duygusal gücünü siyasete dönüştüren bir liderin yükselişini, skandallar ve stratejik hamlelerle örülü kişisel bir portreye dönüştürüyor.
Yönetmen Sam Blair, Berlusconi’nin popülaritesini futboldan siyasete nasıl taşıdığını, zafer tutkusunun bir ulusun kimliğini nasıl şekillendirdiğini incelikle aktarıyor. “Ben siyasetin İsa Mesihiyim; herkes için kendimi feda ederim” sözü onun unutulmayan ifadelerinden sadece biri. Gücü, karizmayı ve manipülasyonu Berlusconi’nin portresinde buluşturan bu yapım, modern çağın iktidar anlayışına çarpıcı bir ayna tutuyor. Berlusconi: Condemned to Win, 10 Ekim’den itibaren TV+’ta izlenebilir.

YENİDEN DOĞUŞ HİKAYESİ
VICTORIA BECKHAM
David Beckham’ın Emmy ödüllü belgeselinin yapımcıları ve Michelle Obama Benim Hikayem’in yönetmeni Nadia Hallgren’in imzasını taşıyan ‘Victoria Beckham’, pop yıldızlığından moda imparatorluğuna uzanan yolculuğunu ekrana taşıyor.
Victoria Beckham belgesel serisi, pop yıldızlığının parıltılı günlerinden haute couture’ün disiplinli dünyasına uzanan bir yeniden doğuş hikayesi anlatıyor. Spice Girls döneminden Paris Moda Haftası’ndaki en iddialı defilesine kadar uzanan bu üç bölümlük yapım, Victoria’nın hem sahne ışıkları altındaki hem de perde arkasındaki mücadelesini görünür kılıyor.
Emmy ödüllü Beckham belgeselinin ardından bu kez kamera tamamen Victoria’ya dönüyor. Yıllarca magazin manşetlerinden inmeyen ‘Posh and Becks’ çifti, yeniden sahnede ama bu kez hikayenin merkezinde kararlılığı, kırılganlığı ve azmiyle Victoria var. Çekimleri 2024’te başlayan proje, aslında David’in ısrarıyla hayata geçmiş. Victoria, sonunda geçmişine dönüp dürüstçe konuşmaya hazır olduğunu söylüyor; çünkü artık kendi markasına ve kimliğine yeterince güveniyor.
Belgesel, 90’ların acımasız medya kültüründe bedenine, gülüşüne ve kilosuna odaklanan yılların gölgesinden bugünün olgun, özgüvenli moda imparatorluğuna uzanan bir yolculuğu anlatıyor. Tom Ford, Anna Wintour, Donatella Versace ve Eva Longoria gibi isimlerin de yer aldığı yapım, Victoria Beckham’ın en büyük başarısının aslında kendi sesini bulmak olduğunu hatırlatıyor. Vıctorıa Beckham, 9 Ekim 2025'te sadece Netflix'te.